Gönderi

64 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
BAY Y YA DA KONSANTRE BİR ROMANA YAKINDAN BİR BAKIŞ DENEMESİ
Yaklaşık yirmi yıldır dergilerde yayınlanan öykü, şiir ve yazılarından tanıdığımız Korkut Kabapalamut (d.1972), İthaki Yayınları’ndan 2020 yılında çıkan gecikmiş ilk kitabı Hiç Yazılmamış Bir Öykü Kahramanının Trajik ve Sürükleyici Öyküsü ile bir yazar adayı olarak ezber bozan, risk alan, tartışmasız biçimde yenilikçi bir tavır koymuştu ortaya. Bu öyküler, alışılmışın aksine ölçülü biçili, ayrıntılı, üzerlerinde soğukkanlılıkla, sabırla çalışılmış kurgulardan çok, yazarın kesinlikle sıra dışı hayal gücünün ya da bilinçaltının serbest biçimde seyrine, okur olarak muhtemelen dikkate değer boyutlardaki birikiminin yarı kontrolsüzce taşıp, hemen o anda soğuyan lav misali olduğu haliyle katılaşmasına, bu püskürmeye başarıyla ayak uyduran yazma, anlatma, paylaşma coşkusu ile ustalığına dayalı şaşırtıcı, bir taraftan da okuru derin derin düşündüren, aynı anda onun duygularını kışkırtan, yarı fantastik, biraz fabl havasında, Kafkaesk distopyayayı da pas geçmeyen, dilin, günümüz Türk edebiyatında az rastlanan bir maharetle kullanıldığı tuhaf metinlerdi. Kitap sonrası dergilerde yayınladığı öykülerinde de söz konusu kendine has biçim ile atmosferi genişleterek ve güçlendirerek muhafaza eden yazar, bu kez sürpriz şekilde bir kısa romanla çıktı okurun karşısına: Bay Y -Sıradan Bir Adamın Yarı Eğlenceli Biyografisi-. Öyküleri hiç de sıradan olmayan yazarın romanı için de ‘’sıradan’’ sözcüğü kullanılabilecek en son, en yanlış niteleme olur bekleneceği üzere. Nasıl ki öyküleri, günümüz Türkiye’sinde çoğunlukla yazılagelen ve okur tarafından biraz da ister istemez yeğlenen öykülerle, o öykülerin konu ve söylemleri ile yakın bir akrabalık bağı taşımıyorsa, başka deyişle pek uyuşmuyorsa, romanı da edebi tavır ile roman anlayışı bağlamında hayli farklı bir yerde duruyor yazarın. Bu roman için konsantre roman demek daha isabetli olur belki de. Ne demek konsantre roman? Bu yazının konusu olan Bay Y özelinde açıklamaya çalışacak olursak: Olayların birdenbire başlayıp, aynı hızla ve kesinlikle neticelendiği, bir sahneden sonraki sahneye süratle, bir dakika ya da sözcük dahi oyalanmadan geçilen, yan karakterler üzerinde pek fazla durulmayan, betimlemelerin, ara öykülerin minimum seviyede tutulduğu, belki de sonda söyleyeceğini okuruyla en başta paylaşmayı tercih eden, muhatabına, deyiş yerindeyse ekspres bir okuma deneyimi sunan, uzun, ayrıntılı bölümler yerine sıkı, dinamik bir anlatı tercihi ya da yeteneğinin ürettiği paragrafların art arda sıralanmasıyla yetinen, içinde bulunduğumuz çağın baş döndürücü temposuna ayak uyduran, belki de bir romanın salt özünü üretmekle yetinip, metni, anlatının odağından bağımsız bir takım entrikalara, detaylara, uzun, sıkıcı, dikkat dağıtan tasvirlere boğmayan, ana fikirden çok uzaklaşılmayan, kurgu ile olayların yerine karakterin kendisini ve dikkatli bir incelemesini başarıyla ikame eden, sonuç olarak sıradan bir romana oranla daha hızlı okunan, tamamlanan bir roman türü. Romanın tek ayrıksı, özgün tarafı bu da değil. Roman, 1.çoğul şahıs tarafından anlatılan bir metin. Yani konuşan, baştan sona ‘’’biz’’ ya da ‘’bizler’’. Bu kişiler, kendilerini kimi kez yaşlı, gün görmüş, mürekkep yalamış, kül yutmaz, aldatılması güç, çok dikkatli, bazen de saf, iyi niyetli, anlayışlı ve bağışlayıcı kimseler olarak tanımlıyorlar anlatının gidişatına göre. Yer yer okura, zaman zaman da Bay Y ya da diğer karakterlere hitaben yerinde uyarılarda bulunuyorlar; okurla ve anlattıkları, başka deyişle hiç durmadan, büyük bir tutkuyla gözlemledikleri roman kahramanlarıyla dertleşiyor, onları duruma göre bazen yerip, bazen de kendilerini teşvik edici, gönül alıcı sözler sarf ediyorlar babacan bir tavırla. Ancak tüm bunlar olurken anlatının verdiği sahicilik hissi ve bütünlük de tuhaf bir şekilde asla bozulmuyor Y’nin yarı eğlenceli hayatını soluksuzca okumaya, Y’yi içtenlikle kavramaya devam ediyoruz bir yandan da. Onun kaderi ile sonunu merak ediyoruz örnek, sağduyulu okurlar olarak. Son olarak, bu biraz acayip romanın konusu nedir sorusunun yanıtına gelecek olursak: Bay Y ile onun inişli çıkışlı aşk hayatı, maceralarla dolu iş yaşamı, yarı flu dünya görüşü ve hiç kuşkusuz karmaşık, değişken iç dünyasıdır, denilebilir. İstikrarlı, sıradan, toplumun çoğunluğunu oluşturan bireylere benzer pek bir yanı yoktur Y’nin. Adı bile tam olarak belli değildir. Okurdan gizlenmiştir. Bir tür K.ya da C.’dir. (Kafka, Sabahattin Ali.) Bu sayede okurlar olarak onun hakkında az şey bilir ama çok şey hayal edebiliriz. Bu bilinmezlik hatırı sayılır düzeyde bir gizem katar Bay Y’ye ve adları yazar tarafından açıklanmayan diğer karakterlere. (Kız Arkadaş, Arkadaş, Sevgili vb.) Roman, zamandan ve coğrafyadan da tamamen bağımsızdır. Dünyanın ya da evrenin herhangi bir yerinde, herhangi bir vaktinde geçiyor olabilir. Romanın alt başlığındaki ‘’sıradan’’ nitelemesi bana göre yazarın okura yönelik bir şaşrtmacası ya da ufak bir şakasıdır. Kitap bittiğinde anlarız ki Bay Y yaşamak isteyen, sıklıkla başkalarına benzemeyi arzulayan; ama yazık ki, belki de ne mutlu ki bunun için gerekli düzeydeki enerji ve kararlılıktan yoksun, başka deyişle hayattan ne ne istediğini, istemesi gerektiğini pek de bilemeyen, kafası karışık fakat fazlasıyla dikkate değer, eksantrik, roman kahramanı olmayı hak eden bir adamdır.
Bay Y
Bay YKorkut Kabapalamut · Metinlerarası Kitap · 202327 okunma
··
64 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.