Öncelikle bu incelemeyi yazmak için kafamı biraz toparlamam gerekti çünkü olanları hazmetmesi oldukça zor bir kitaptı. Bence kitabı okumuş olanlar ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaktır çünkü onların da kitabın sonunda uzunca bir süre kalakaldığını tahmin edebiliyorum. Öncelikle okumak isteyenler için şunu söyleyebilirim HGOİ serisi başlı başına okuması oldukça keyifli ve akıcı bir seri. Her karakterin bir amacı var, her olayın bir sebebi ve sonucu var. Hiçbir şey öylesine geçmiyor kitapta, önünüze gelen her şey açığa kavuşuyor yani bir şekilde. Yazım dili de oldukça akıcı olduğu için benim okunmasını tavsiye edebileceğim bir seri. Şimdi gelelim serinin 3. kitabına. Dikkat! Buradan sonrası spoi içerir! Serinin üçüncü kitabı Daren ve Nova'nın dünyadan elemental'e dönüşüyle başlıyor. Ah keşke dönmeselerdi de bunlar yaşanmasaydı diyorum şu an. Nova ilk iki kitapta biraz sorumsuz epey de deli bir kızımızdı, bilenler bilir. Birçok fedakarlık yapmıştı aslına bakılırsa. Krallığı olmadan bir başına mücadele etmişti tüm diyarla, başına gelmeyen kalmamıştı, büyük günahlar işleyip lordunu getirmişti, halkını uyandırmak için çabalamıştı ama hiçbir zaman diğer varisler gibi olmamıştı. Hareketleri onlar gibi değildi, düşünceleri onlar gibi değildi, yaşamındaki zorluklar onlarda yoktu deli doluydu bizim kızımız. Ve yalnız... Çektiği acılar yetti artık mutlu olsun dediğimiz ve öyle olmasını umduğumuz bir kitapta büyük bir hüznün içine düştük. Öyle bir yaşadı ki, bize de yaşattı her şeyi. Öyle bir hissetti ki binlerce katını hissettirdi. Çok güzel bir karakter gelişimi vardı Nova karakterinde. Büyük bir olgunluk vardı üzerinde ama kaybedişlerle doluydu bu sefer. Ayzer'i kaybetti, Erim'i kaybetti, Naguelini kaybetti. Her seferinde biraz daha yalnızlaştı, her seferinde biraz daha bitik hâle geldi ve biz tüm bu anlara çok yakından şahitlik ettik. Kitaba ilk başta bakış açım çok daha farklıydı. Daren ile olmalılardı, mutlu olmalılardı, Daren onu 100 yıl beklemişti ve bir mutluluk beklemeliydi onları sonunda ama kitap çok daha fazlasını anlattı bize. Kaybedişleri, ödenmesi gereken bedelleri... Lanetliydi Nova. Gittiği her yere götürdüğü bir lanet vardı ve bununla baş etmesi çok zordu. Öyle bir anda öğrenmişti ki bunu mahvolmuştu. Krallığının yok oluşunun sebebiydi o, gittiği her yere savaşı sürüklüyordu, aşık olmaya başladığı Daren'in bile her şeyini aslında onun lanetinden dolayı kaybettiğini öğrenmişti ve tüm kaybettiklerini ona geri vermeliydi. İtibarı, Krallığı, nagueli, kanatları, ışığı... Daren'in onun için kaybettiği her şeyi ona birer birer verirken çok daha fazlasını kaybetti Nova. Her seferinde bitişe biraz daha yaklaştı, her seferinde biraz daha tükendi. Önce itibarını ve halkını verdi Daren'in, sonra Naguelini sonra da kanatlarını. Tüm bunların sonunda ise ikiz alevi bağını kaybetti. Daren'i... Kaybedişini sayfalarca adım adım okumuştuk aslında ama en sonunda öyle bir kaybetti ki ağlattı. Bir yandan Krallığı için çabalayıp ben su varisiyim, su için yaşarım diye bas bas bağırdı. Krallığı için her şeyi yapmaya çalıştı. Bir yandan iki alevi gitti. İkiz alevi bağının kopması iyi aslına bakılırsa. Çünkü Tayga, beraber olmak için önce lord ve varis olmalarını söylemişti. Daren artık bir Lord ama Nova' nın şu evrede hiçbir şey oluşu kafamı karıştıran bir unsur. Gökyüzü varisi oluşunun su varisi oluşundan çok daha önemli olduğunu düşünüyorum nedense, su varisliği elimizden gidecek gibi. Dilerim ki gökyüzü varisliğimiz kalsın da kavuşalım. Gerçi bundan çok daha fazlasıyız bence. Tanrıça Gela'nın kızı, beşinci element... Mükemmel karakter gelişimlerinin olduğu, acıya doyduğumuz, araya da hayat dersleri sıkıştıran çok güzel bir kitaptı. İhaneti de hissettik, acıyı da, kaybedişi de... Aşk da vardı buruk bir şekilde ama kaybedişleri doluydu işte. Lordumuza bile güvenemeyeceğimizi acı bir şekilde öğrendiğimiz bir kitaptı. Dördüncü kitap için sabırsızlanıyorum şimdiden.

Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024305 okunma

·

113 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Melior