Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

KUDÜS'ÜN TARİHİ
Filistin toprakları üzerindeki yaşam kalıntıları M.Ö. 10.000 yılına kadar dayanmaktadır Kudüs'ün tam olarak şehir olma özelliği bronz çağının başlangıç aşamasında ortaya çıkmıştır Filistin halkının oluşması,Kenanlıların bölgeye göçleri ile başlamıştır.Tarihçilere göre Filistin halkı,özellikle de kırsal bölgelerde yaşayanlar,Müslümanların fethinin öncesinde ve sonrasında bölgeye yerleşen Kenan,Filistin,Arap aşiretlerinin soyundan gelmektedir. Hz İbrahim Aleyhisselam M.Ö. 18. yüzyılda 12 kabile ile Kenan ülkesine gelip Filistin'de yaşamaya başlamıştır.Daha sonrasında bu kabileler torunu Hz Yakup Aleyhisselam döneminde Filistin'den ayrılıp Mısır'a göç etmiştir.Sonrasında ise yine Hz İbrahim Aleyhisselam'ın soyundan gelen Hz Musa aleyhisselam,birlikler halinde Filistin'e yerleşmek üzere göç etmeye çalışmış fakat başarılı olamamıştır.Hz Musa'dan sonra peygamber olan Hz Yuşa Aleyhisselam krallığında İsrailoğulları Kudüs'e yakın yerlere göç etmiştir.Hz Yuşa'dan sonra Hz Davut Aleyhisselam kral olmuş ve Kudüs'ü fethetmiştir. Hz Davut Aleyhisselam,12 İbrani kabilesini kendi krallığında tamamen birleştirmiştir.Sonra ise onun oğlu Hz.Süleyman Aleyhisselam başa geçmiştir.Bunlar olurken Filistin'in yerli halkı olan Filistinliler ve Kenanlılar hep orada yaşamaya devam etmişlerdir. Hz Davut Aleyhisselam ve Hz Süleyman Aleyhisselam israiloğullarını toplamda 100 yıl yönetmiştir.Hz Süleyman Aleyhisselam vefat etmeden önce iktidarını çocuklarına paylaştırmıştır.Yahuza,Urşalim'i;İsrail de Şekim şehrini almıştır.İki kardeş arasında kısa zaman sonra çatışma ortaya çıkmış ve bu çatışmadan yararlanan Babiller baskın yaparak şehri işgal etmiştir.Böylelikle İsrailoğullarının Kudüs toprakları üzerindeki hakimiyeti 400 yıldan fazla sürmeden sona ermiştir.Bu süreçte Kenanlılar ve Filistin'in diğer yerleşik milletleri daima kendi topraklarında yaşamaya devam etmişlerdir. Daha sonra çeşitli devletlerin egemenliği altına giren şehir M.Ö. 64'te Romalılar tarafından alınmıştır.Kudüs,belirli bir süre özerk olarak kalsa da ilerleyen zamanlarda bu özerkliğini kaybetmiş ve Yahudilerin şehre girmesi yasaklanmıştır. Doğu Roma'nın Kudüs'e hakim olduğu zaman diliminde şehir,dönem dönem başka devletlerin eline geçse de Müslümanların fethine kadar Roma Devleti bu şehre egemen olmuştur “Kulunu,bir gece Mescid-i Harâm'dan kendisine bir tek kısım ayetler göstermek için,çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah,her türlü noksanlıktan münezzehtir” mealindeki ayet-i kerimede mübarek bir belde olarak tavsif edilen bu şehrin fethi,Hz Ömer radıyallahu anh hilafetinde miladi 638 tarihinde gerçekleşmiştir.Bu mukaddes şehir 1099'da gerçekleşen Haçlı işgaline kadar Müslümanların yönetiminde kalmıştır.Hz Ömer radıyallahu anh'dan sonra hilafetle birlikte şehrin yöneticisi Hazreti Osman radıyallahu anh olmuştur. Dört Halife Dönemi'nin ardından Kudüs,yeni bir İslam devletinin hakimiyetine girmiştir.Emeviler,661'den 750'ye kadar şehri yönetmiş;ardından Abbasilere geçen hükümranlık 861'de Mısır merkezli Tolunoğlu Devletine bırakılmıştır. 935-969 yılları arasında Kudüs'e İhşitler(Akşitler) egemen olmuştur. Nihayetinde 1071'de şehrin yönetimi Selçuklulara geçmiştir. Görüldüğü üzere 450 yıldan fazla kesintisiz Müslümanların hakimiyetinde bulunan şehir,1099'dan itibaren 88 yıl boyunca Haçlı işgalinde kalmıştır.Bu süre zarfında 70.000'den fazla Müslüman öldürülmüştür.Nihayetinde bu ayrılık çok sürmeden Hâdimü'l-Harameyn sıfatının ilk sahibi Selahaddin Eyyûbi tarafından şehrin geri alınmasıyla son bulmuştur. Kudüs;Eyyûbiler ve Memlüklerin yönetimi ardından 1517'de Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine girmiştir.Atalarımız bu şehre 400 yıldan fazla süre huzur ve barışla hükmetmişlerdir.Şehre verdikleri özel önemi gösteren icrai faaliyetlerde bulunmuşlardır.Bugün dahi ayak izlerini net bir şekilde gösteren eserler bırakmışlardır.Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında Kudüs'ü korumak için birçok probleme çözüm bulmaya çalışsa da devletin yıkılması tüm çözümleri engellemiştir. Nitekim gözyaşlarımızın Kudüs için akmaya başladığı dem bu demdir.1917 yılında elimizden zorla alınan Kudüs,İngiliz mandası altına girmiştir.Bu manda yönetimi yerli halkın reyine sunulmadan uluslararası bir örgütün kararıyla alındığı için hukuka aykırıdır. Ne olduysa bu dönemde olmaya başlamıştır;İngilizler,Yahudilerin şehre göç etmesine göz yummuş,1933'te Alman antisemitik söylemleri ile Yahudi göçleri daha da artmıştır.15 Mayıs 1948'de de “İsrail Devleti” kurulmuştur. 1967'deki savaşlar neticesinde İsrail,Kudüs'ü de işgal altına almıştır. Birleşmiş Milletlerin birçok defa kınamasına ve karşı çıkmasına rağmen İsrail,Kudüs'ün Arap-İslam karakterini zayıflatma politikalarına devam etmiştir.İsrail'in Kudüs ve Filistin'de Arapların haklarını kısıtlayıcı politikaları, 1987'de Batı Şeria'da “İntifada”ya yol açmıştır.1990'lı yıllarda da Kudüs'ün Arap-İslam yapısını değiştirmeye yönelik politikalara devam edilmiştir. Tarihi mekanların yıkılması,Arap gayrimenkullerine el konulması,çeşitli sebeplerle Arapların şehri terk etmesinin sağlanması gibi politikalar izlenmiştir. Yahudiler yüzyıllardır orada yaşayan yerli halkı yurtlarından etmeye çalışmaktadır. Yusuf el Karadavi Hocamızın “Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs” kitabında yer verdiği Şeyh Abdülmuizz Abdüssetar'a ait şu ifadelere biz de Yazınızda yer vermek istedik:“Yahudilerin,Filistin'de İşgalci ve bozguncu olarak geçirdikleri yıllarının toplamı alınsa bile hiçbir zaman İngilizlerin,Hindistan'da ve Hollandalıların Endonezya'da kaldıkları süreyi bulmaz.Eğer böylesine bir süreyle tarihi bir hak talep ediyorlarsa o zaman İngilizlerin ve Hollandalıların da işgal ettikleri topraklarda hak talebinde bulunmaları gerekirdi.Gurbette geçirilen sürenin uzunluğu gerekçe gösterilerek bir yere sahiplenme söz konusu olacaksa İbrahim ve çocuklarının Filistindense daha uzun süre yaşadıkları Mısır topraklarında hak talep etmeleri gerekirdi.” Görüldüğü üzere Yahudilerin,Filistin toprakları üzerinde hak iddia etmelerini gerektirecek hiçbir durum yoktur.Öyleyse neden hâlâ oradalar, işte bunu dert edinmek gerekir. Kudüs;tel örgüleri yıkmak,özgürlüğe kavuşmak için yeni bir Ömer beklemektedir. Elif Beyza Kılıç
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.