BaşlıyoruzSerinin 3. kitabını az önce bitirdim. Novella beni ne kadar mutlu ettiyse bu kitap bir o kadar da süründürdü. Çok duygusal bir insan olduğum için (karakterler kavga ettiğinde bile ağlıyorum bazen) bu kitabı okurken cidden ağlamaktan içimin dışına çıkacağını düşündüm ama öyle olmadı. Birçok sahnede evet gözlerim doldu, içim kan ağladı ama ağlayamadım çünkü aniden gelen bir ters köşe ve ağır bir olay yoktu. Bu kitap daha çok bizim bildiğimiz ama Nova'nın bilmediği şeyleri öğrendiği bir kitap olduğu için belki de çok kötü hissedemedim. Çünkü şaşıramadım, şok olamadım.
Sevdiğim her karaktere sırayla ayrı ayrı sinir oldum ama kitabın sonunda yine aynı kişileri sevmeyip aynı karakterlere bağlandım. Sonunda bir taht savaşı başladı. Bu kitap her ne kadar Nova'nın hislerine odaklansa da son kitabın savaş kitabı olacağını düşünüyorum ve umarım öyle olur. Ben artık güçlerinin doruğuna çıkmış bir Nova ve bir dünya savaş görmek istiyorum. Bu kitap beni savaş ve kaos açısından tahmin etmedi bile diyebilirim (hayır arkadaşlar manyak değilim, lütfen, sadece birazcık daha acı istiyorum çok mu?).
Lilith her ne kadar Daren'e eziyet etmiş olsa da çok ikonik biriydi, sevdim. Kötü karakterleri severiz. Ve ben Lilith'i geri döndürdükleri sahnede 2wei - Pandora dinliyordum. Pandora'nı kutusu efsanesini belki de bilirsiniz. Bilmiyorsanız eğer kısaca özet geçelim. Açılmaması gerekilen bir kutu açılır ve insanlar arasına mutsuzluk salınır. Kötülükler dünyaya ve insanlığa yayılır. Sahneyle uyumuna bakar mısınız!!!
Taht savaşında kesinlikle Daren'i destekliyorum. Arın Amon'a benzemeye başlıyor git gide. Umurunda olan tek şey güç ve taç. Hırsından gözleri kör olmuş ve Nova bunun yavaş yavaş farkına varıyor. Serinin sonunda ne olur hiç bilmiyorum, hiç teorim yok. Ama kendimi son kitaba hazır hissediyorum mental olarak, üzüleceksem de üzüleyim ama artık bu hikayenin sonunu görmek istiyorum ve şunu da eklemek istiyorum: Mutlu bir son istemiyorum. Seriye yakışacak dehşete düşürecek bir final bekliyorum diyorum ve incelememi bitiriyorum.
Hep gökyüzüne kaçmıştım.
Şimdi gökyüzü tarafından bile yalnız bırakılmıştım.
Ben hep gökyüzüne yakındım bu yüzden herkese gökyüzü kadar uzaktım.