Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Bir kişiye inanmanın diğer anlamı da, kişinin bir şey yapabileceğine inanmaktr. İnancın en temel varoluş türü annenin yeni doğmuş bebeğine duyduğu inançtır. O yaşayacak, büyüyecek ve konuşacaktır. Ancak çocuğun bu anlamdaki gelişimi o denli düzenlidir ki bu gelişmeyi beklemede inanca gerek yokmuş gibi görünür. Fakat bu, çocuğun sevme, mutlu olma, aklını kullanma ve sanatsal beceriler gibi özellikleridir. Bu özellikler gelişimleri için gerekli koşullar sağlandığında gelişir ve ortaya çıkar, bu koşullar sağlanmazsa yitip giderler. Bu koşulların en önemlisi, çocuğun önem verdiği kişinin bu özelliklere duyduğu inançtır. Böylesi bir inancı varlığı eğitim ile yönlendirme arasındaki farkı oluşturur. Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin farkına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir. Yönlendirme özel yeteneklerin geliştirilmesine önem vermez. İyi ya da kötünün çocuklar için büyükler tarafından düşünülüp saptanıldığı savı üzerine temellendirilmiştir. Robotlar, yaşamadıkları için insanca gereksinmeler de duymazlar.Başka insanlara inanç, en uç noktasına insanlığa inançta ulaşır. Batı dünyasında bu inanç en güzel ifadesini Yahudi-Hıristiyan dininde ve son yüz elli yılın etkin olan insancıl siyasal ve toplumsal konularında bulmuştur. Bir çocuğa duyulan inanç gibi bu da özel yeteneklerin geliştirilmesi için uygun koşullar yaratıldığında insanoğlu için eşitlik, adalet, sevgi üstüne temellendirilmiş bir toplumsal düzen kurma yeteneğine sahip olduğu inancından kaynaklanır. İnsanoğlu henüz böyle bir düzen oluşturamamıştır. Dolayısıyla bunun inanca gereksinim duyduğunu bilmez. Ancak tüm düşünsel inançlar gibi bu da sadece bir dilek değil, insanlığın geçmiş deneyimlerine ve her kişinin kendi düşünsel ve sevgi deneyimine bağlıdır.
Sayfa 142
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.