Bir Türk klasiği hayranı olarak yine bir Türk klasiği kitabıyla karşınızdayım. Kitap Zehra'nın kıskançlığını ele alıyor. Ama bence kitapta Zehra'nın kıskançlığından çok Suphi'nin güzellik ve kadın düşkünlüğü göze çarpıyordu. Suphi'nin tutulduğu şeyin aşk mı yoksa tutku mu olduğunu, Suphi'nin gelgitlerine değiniyor. *** Spoiler İçerir *** Kitaptaki en suçlu, en kötü karakter de hiç şüphesiz Suphi'ydi bana göre. Zehra'yla evlenmeden önce kıskanç olduğunu bile bile kendisinden gelecek her türlü ezaya, sıkıntıya katlanmayı göze alarak onunla evlendi ama çok kısa sürede gönlü Sırrıcemal'e kaydı ve Zehra'yı terk edecek kadar ileri gitti. Kitap da sevmediğim karakterlerden ikincisi de Sırrıcemal'di. Kendisi hizmetçi olarak girdiği evde Suphi'nin sevgisine karşı hiçbir tereddüt ve şüphe gözetmeksizin ışık hızıyla karşılık verdi, sonrasında ise efendisi olan Zehra'yı da rakip ve kendinden değersiz görmeye başlaması çok iticiydi. Kitapta Zehra çok fazla kıskanç olarak lanse edilmiş ama Zehra Suphi'nin kendisine ufak bir tebessümüyle yumuşayan, bütün vesvese ve kıskançlıktan sıyrılan biriydi. Bütün iş Suphi de bitiyordu.. Zehra'ya karşı da eleştirilerim var. Suphi'nin ilgisini çekebilmek için sevmemesine ve istememesine rağmen Suphi'nin ortağı Muhsin'le evlenmesi çok yanlıştı. Hele Suphi için yaptığı planlara zamanında doğru müdahale de bulunmadığı için, olayların sonunu doğru kestiremediği için olaylar istemediği şekilde çığırından çıktı.. Zehra'nın intikam alma hırsını çok iyi anlayabiliyorum ama her şeye rağmen Suphi'yi sevmekten vazgeçmemesi veya vazgeçememesi akıl dışı olay. Kitap genel olarak güzel ama çok kısa işlenmiş konu. Özellikle Zehra'dan çook az bahsedilmiş. Suphi'nin Sırrıcemal'le beraberken Zehra'nın ruh hali detaylı anlatılsa daha güzel olurdu. Aynı şekilde Suphi'nin Sırrıcemal'i terk etmesinden sonra Sırrıcemal'in halinden de çok az bahsedilmiş. Özellikle Sırrıcemal'in intiharı o kırılma anı duygusal ve detaylı işlenebilirdi. Suphi'nin Ürani'ye gönlünün kaymasından sonra Sırrıcemal'in yanına bir kere bile gitmemesi onu sormaması hatta Sırrıcemal'in ölümünden haberinin olmaması hayret vericiydi. Kitapta Eski Türk adetlerinden olan, dul bir kadının bekar-ergen damada vardığında bekarlık hakkı olarak verdiği bir hediyenin olması ilgi çekiciydi :) Kendisi gibi yaratılıştan kıskanç olan kadınlar, sevgilerine karşı yapılan hakaretlere mümkün değil sabırla tahammül edemezlermiş, "Kadın gönlüyle şaka olmaz." "Kadınların gönlü oyuncak değildir." Tek bir kadın erkeğin hayatını böylece alt üst edebilir. Keyifli okumalar dilerim...

ZehraNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911,4bin okunma

·

96 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Baran Toprak