“Piraye,konser vermek için yurtdışına giden eşini bekliyor(24 yaşında+çocukları var)
Nazım ise çocukluk aşkından ailesi nedeniyle ayrılmış,istanbula gelmiş…
Kardeşinin arkadaşı olan Piraye ile tanışıyor ve görür görmez aşık oluyor.Bir yıl boyunca peşinden koşuyor,ama en sonunda Piraye kabul ediyor ve evleniyorlar.Eski eşini resmen ortada bırakıyor nazım için.Kitapları hakkında dava açılıyor Nazım’a ve hapse mahkûm ediliyor.12 yol boyunca Piraye ile mektuplaşıyor.Piraye onu asla bırakmıyor,aldatmıyor.Aşklarını mektuplarla yaşıyorlar,uzakta olsalar bile bu aşklarına engel olmuyor.Ta ki nazım,Bursa cezaevinde bir kadına aşık olana kadar….
Münevver;nazım Piraye ile evlendiğinde biraz yakınlaşma yaşıyorlar ama sonra bir ressamla evleniyor.Nazım münevveri tekrar görünce bu kumral,yeşil gözlü kadına aşık oluyor.Artık dayanamayan nazım,yıllardır onu bekleyen pirayeyi bir mektup ile terk ediyor resmen.
Nazım münevveri eşini boşaması için ikna ediyor,o sırada da af çıkmasını bekliyor.Ama beklenen af,çıkmıyor(pirayenin ahı tutuyor)
Münevver af çıkmayınca eşinden boşanmaktan vazgeçtiğini bildiriyor nazıma.Nazım bu üzüntüyle Piraye ye yine mektuplar yazmaya başlıyor,özürler diliyor ama bu pişmanlık dolu mektupları karşılıksız kalıyor:)
Piraye çocuklarını görmesi için ara sıra onu ziyarete gidiyor,ama Nazımın karşısında artık eski Piraye yoktur.Sert bir şekilde mesafe koyuyor sevdiği adama karşı.
Piraye yine bir gün nazımı ziyarete geldiğinde Münevver ile karşılaşıyor ve nazımın sevdiği kadın olduğunu anlayınca aniden orayı terk ediyor.
Nazım Pirayeyi en son o anda görüyor.
Bir zaman sonra Nazım Münevver ile evleniyor,Piraye gazetelere tek bir söz söylemiyor.Nazım ile ilgili herşeyi içinde yaşıyor,ve ölene kadar yorum dahi yapmıyor.
Piraye aşkından ölüyor,nazımsa başka kadınlarla görüşmeye devam ediyor.