Gönderi

Lâilaheillallah!
Bir insan Allah'ın yanında tek geçerli din olan İslam dinine girmek istiyorsa şu kelimeyi nukketmek zorundadır; Lailaheillallah Muhammeden Rasulullah Tevhid, aşağıdaki 3 ana başlık altında Allah’ı birlemektir. İsim ve sıfat tevhidi: Allah’ı Allah’ın isim ve sıfatlarında birlemek Rububiyet tevhidi: Allah’ı Allah’ın fiillerinde birlemek- Rab olarak Allah’ı birlemek Uluhiyet tevhidi: Allah’ı Allah’ın zatında birlemek- İlah olarak Allah’ı birlemek Peki Tevhid'ten (la ilahe illallah) biz neyi kastediyoruz. Allah'ı, isimlerinde, fiillerinde, zatında birlemektir. Başka bir ifadeyle Allah'ı uluhiyetinde, rububiyetinde, isim ve sıfatlarında Allah'ın bir ve tek olduğuna itikad etmektir. "Göklerde ve yerde olan her şey Allah’a aittir ve işler Allah’a döndürülecektir. (3/Âl-i İmran, 109) Mümin Allah'ın tek Malik olduğuna, mülkünde hiçbir ortak kabul etmediğine ve bütün mülkünde dilediği gibi tasarruf ettiğine inandığı zaman bunun adı Tevhid'tir. "Hiç şüphesiz Allah, çokça rızık veren, kuvvet sahibi (ve hiçbir şeyin kendisini yıpratamayacağı, müminlere metanet veren) El-Metîn’dir. (51/Zâriyat, 58) Mümin rızkın Allah'ın elinde olduğuna, rızkı verenin Allah olduğuna inanıyorsa ve bu konuda hiçbir ortak kabul etmediğine inanıyorsa bu, Mümin'in Rabbini birlemesidir. "Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, ısrarla kovalayan geceyle örter. Güneş, Ay ve yıldızları emrine amade kılıp, boyun eğdirendir. Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de Allah’a aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne yücedir. (7/A'râf, 54) ** Bir Müslüman tek yaratanın ortaksız bir şekilde Allah olduğuna inanıyor, tek kanun yapan, tek hüküm koyan, tek helal haram belirleyen, tek anayasa yapma hakkına sahip olanın Alemlerin Rabbi olan Allah olduğuna inanıyorsa ** bunun adı Tevhid'tir, Allah'ı birlemektir. Tevhidin diğer tanımı ise Müminin kendi fiillerinde, kendi sözlerinde, kendi amellerinde Alemlerin Rabbi olan Allah'ı birlemesidir. Yani sadece buna inanmanız yetmez, buna uygun şekilde yaşamanız da gerekir. "De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (6/En'âm, 162) Mülk Allah'ındır dediğimiz gibi amellerimizde de böyle inanıyormuşuz gibi yaşamak zorundayız. Hüküm Allahındır dediğimiz gibi amellerimizde de böyle yaşamak zorundayız. Namazı Allah'a kılacaz, kurbanı Allah'a kesecez, duayı Allah'a yapacaz, Allah'tan korkacak, Allah'tan bekliyeceğiz. İşte bunun adı Tevhid'tir. Ve en önemlisi Allah için yaşayacak, Allah için öleceğiz. Ne bir toprak parçası için, ne bir bayrak için, ne bir lider için değil, sadece ve sadece Alemlerin Rabbi olan Allah için yaşayacak ve Allah için öleceğiz ve bu konuda da Allah'a hiçbir ortak kabul etmeyeceğiz. RABBİMİZ TAĞUT HAKKINDA NE DİYOR? TAĞUTU REDDETMEYEN MÜSLÜMAN DEĞİLDİR. “Dinde  zorlama yoktur. Artık hak, bâtıldan apaçık ayrılmıştır. O halde her kim tâğutu reddederek Allâh’a îmân ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulba yapışmıştır. Allâh işitir ve bilir.” (Bakara: 2/256) TAĞUTLARI DOST EDİNEN MÜSLÜMAN DEĞİLDİR. “Allâh, îmân edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin dostları ise tâğuttur. Onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalırlar.” (Bakara: 2/257) TAĞUTA İTAAT EDENLER MÜSLÜMAN DEĞİLDİR. “Kendilerine kitâbtan bir pay verilenleri  görmedin mi? Onlar, tâğuta ve cibt’e îmân ediyorlar ve diğer kâfirler için: ‘Bunlar, îmân edenlerden daha doğru bir yoldadır’ diyorlar.” (Nisâ: 4/51) TAĞUTLARIN MAHKEMESİNDE MUHAKEME OLANLAR MÜSLÜMAN DEĞİLDİR. “Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten îmân ettiklerini zannedenleri görmüyor musun? Bunlar, tâğuta muhâkeme olmayı istiyorlar. Oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardı. Şeytân da onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor.” (Nisâ: 4/60) TAĞUTUN YOLUNDA SAVAŞANLAR, MÜSLÜMAN DEĞİLDİR. “Îmân edenler Allâh yolunda savaşırlar; kâfirler ise tâğut yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytânın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytânın hilesi pek zayıftır.” (Nisâ: 4/76) TAĞUTU REDDETMEYENLERİN SONU EBEDİ CEHENNEMDİR.. “De ki: Allâh katında, kesinleşmiş bir cezâ olarak bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allâh’ın kendisine lânet ettiği, ona karşı gazâblandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tâğuta ibâdet edenler; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır.” (Mâide: 5/60) HER PEYGAMBER HER TOPLUMA TAĞUTU REDDEDİP ALLAHA İBADET EMRİ İLE  GÖNDERİLMİŞTİR. “Andolsun, biz her ümmete: ‘Allâh’a kulluk edin ve tâğuttan kaçının’ diye bir rasûl gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allâh hidâyet verdi, onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.” (Nahl: 16/36) ALLAH TAĞUTU REDDEDENLERE İSE BAKIN NASIL MÜJDE VERMEKTEDİR. “Tâğuta ibâdet etmekten kaçınan ve Allâh’a içten yönelenler için bir müjde vardır. Öyleyse kullarıma müjde ver.” (Zumer: 39/17)..
·
61 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.