Gönderi

Tanrısal Işıktan Uzaklaşmak...
Plotinos’a göre dünya iki kutup arasında gerilidir. Bir uçta“Bir” diye adlandırdığı tanrısal ışık yer alır. Plotinos bazen buna “Tanrı” da diyordu. Diğer uçta ise, “Bir”in ışığının hiç mi hiç ulaşmadığı mutlak karanlık vardır. Plotinos’un burada anlatmak istediği karanlığa aslında var olmadığıdır. Karanlıkyalnızca ışığın yokluğudur - evet, var olmayıştır. Varolan tekşey “Tanrı” ya da “Bir”dir. Ancak ışık yavaş yavaş nasılkaranlığa doğru yokolursa, tanrısal ışınlar da ancak belli biryere dek ulaşabilirler.Plotinos’a göre ruh “Bir”den gelen ışıkla aydınlanmış, kendine özgü bir varoluşu olmayan özdek ise karanlıkta kalmıştır. Doğadaki biçimlerde de “Bir”den solgun izler bulunur.Geceleyin yanmakta olan büyük bir ateş düşün Sofi!Ateşten etrafa yüzlerce kıvılcım dağılmaktadır. Ateşin etrafı aydınlıktır. Kilometreler ötesinden de zayıf bir ışık görmek mümkün olabilir. Daha da uzaklaşırsak ateş karanlık gecede bir fener kadar cılız bir ışık halinde görünür. Ateşten uzaklaşmaya devam edersek ışık bir süre sonra bize ulaşamaz. Işınlar bir noktada geceye karışır. Ve her yer karanlık olunca hiçbir şey göremeyiz. Artık ne gölgeler, ne çizgiler vardır.Gerçekliğin böyle bir ateş olduğunu düşün. Yanan şey Tanrı, dışarıdaki karanlık da insan ve hayvanların oluştuğu maddedir. Tanrı‘nın en yakınında tüm yaradılanların ana biçimleri olan mutlak fikirler yer alır. Her şeyin ötesinde insan ruhu “ateşten bir kıvılcım”dır. Ama doğadaki her şeyde de tanrısal ışıktan bir yansıma vardır. Yaşayan her şeyde, evet bir gülde ya da bir çançiçeğinde de Tanrı parıltısı mevcuttur.Yaşayan Tanrı‘nın en uzağında da toprak, su ve taş yer alır.
·
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.