Gönderi

Türk Fırtınası diyor ki;
KİTAP KILIĞINDA Kİ GEMİMİN ROTASINI ZULMÜ BİTİRMEK OLARAK ÇİZDİM, ŞER DENİZİNDE DÜMENİ ÜZERLERİNE KIRDIM VE İŞİ BİTİRDİM Büyük atam Atatürk; Sizden sonra emperyalizmin yerli işbirlikçileri büyük bir kuyruk acısı çekerek bize çektirmedikleri acı kalmadı. Beyin savaşları komutanı olarak sizin emrinizde kitabımı Nutuk kitabınızın bir devamı ve beyin savaşı verecek bilgiler ile donatarak gemi kılığında Türk'ün yeniden doğum günü en uzun gecede şer denizine inerek geminin kaptanı olarak dümeni zalimlerin üzerine kırdım. Rota ilmi sır gereği insanlığın son ibreti mahşer tufanı ve canlı ölüler ibretini gök tanrının bir gazabı olarak her lekenin çıktığı kalp karası lekesinin çıkmadığı çıkmayacağı bir ibrete Türk insanlığı adına şahit oldum. Ertesi gün zalimler ülkenin en zengin işadamı kendi hastanesine bile yetiştirilemedi diye acındırmaya başladılar. Gök Tanrı birinin canını zulmün en tepesine çıkmış birinden aldı. Diğer tüm zalimleri ve onlara destek veren tüm işbirliği içinde olan kim varsa insanlığını kaybederek şerre ve şirke hizmet eden ve tapanları canlı ölülere yaşattıkları zulmü yaşasınlar diye bu ibreti yaşattı. İnsanlığın yeryüzü gücü Türkleri uyandırmak töre adaletini yeryüzüne getirmek için gemim ile susuz şer denizinde (sosyal ağlar) görevimi tamamladıktan sonra beyin savaşları verecek olan kitabım ile Anadolu'ya geri döndüm. Ve sırrı açık etmenin vakti geldi açık ederek beyin savaşını başlattım. İki kere 12'den vurulmuş her ikisinden de sağ çıkmıştım. Oku geri zulme ilmi bir sır ve yaşam mücadelesi ile döndürerek hedefi tam 'den vurdum. 9-10 yaşlarında bize doğrultulan bize ait silahın arkasında kim varsa bulup bunun intikamını insanlık adına alacağım diye kendime bu ilmi sırrın bir parçası olarak söz verdim. Ve tüm yaşamın bu mücadeleyi Türk ulusunun haklı olduğunu ve yaşadığı zulmü hak etmediğini nerede bir yanlış varsa onu not ederek, kayıt altına alarak ve ne yapılması gerektiğini de aynı atalarım gibi düşünerek tefeciliği yıkmak için onların içine sızarak kaleyi içten yıkmak adına ekmeğimi böyle bir rezaletin içinde kazanmak zorunda kalarak bugünlere geldim. Bunu zulme yaşatmak içimde benim kontrolüm dışında bir sırrın gücü olarak büyüdüğünü zaman zaman hissediyor mahşer tufanı ve canlı ölüler ibretini yaşatana kadar bir anlam veremiyordum. Düşündüm, yapacağıma inandım yaratan da bana fırsat verdi aracı oldum. Ben işsiz bir Türk genciyim. Atatürk'ün istediği gibi bir genç. En aşağıda olma sebebim en tepeye çıkan ve büyüklenerek bize meydan okuyan zalimlere ayağı yere basan bir dersi Türk insanlığı adına mütevazi bir anlayış ile vermektir. Bu ilmi sırrın bir parçası da budur. İnsanlık tarihinde ilk kez bir insan bunları yapabilmesi için nefsinden soyundu. Beklentisiz oldu ki zulme en ufak bir açık kapı bırakmadı. Bir tek kalkıp biz insanlığa düşmanız demedikleri kaldı. İlmi sır dedirtti; Onlara de ki Türk insanlığın yeryüzü adıdır. Hepsi Türk olup insanlıktan onları kopartan şeytan Türk ve insanlığa karşı ırkçılık, dincilik, dilcilik, mezhepçilik, siyasi ideoloji bölücülüğü ile Türk'ün sürekli karşısına çıktı. İnsanlık tarihi boyunca bu süreç sürekli bu şekilde tekrar etti. Son ibret şeytanın yeni dünya düzeni hayallerini susuz denizde suya düşürdü. Dünya düzenini kurma yetkisi yeniden Türk'e gök tanrı tarafından bu ibret sır ile sonsuza kadar verildi. Dünyanın yönetimi yeniden Türklere geçti dediğim her Türk'ün yüzüne mutluluk yüreğine huzur ve cesaret ve tarihin verdiği insanlık gururunun duruşu yeniden vücut buluyor. Atatürk'ün soyu neden devam etmedi? Onun soyu tüm asil kan Türkler olduğu anlaşılsın diye. Eğer Atatürk'e bir evlat lazım ise onun yenilmez fikri ve onu yaşatan yeniden yeşerten artık buradan dönüş olmaz diyenlere rağmen imkansızı zorlayan ve bunu düşünerek yapan bizleriz. Önder Karaçay
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.