Gönderi

"Biz bakmakla gördüm zannediyor; dinlemekle işittim sanıyor: şuurumuzu yoklamakla ruhumuzu denetledik batıl inancında bulunuyoruz. Halbuki dış âlemden görüp işittiklerimiz hareketlerimizin sınırını aydınlatmaya yardımcı olan uygulanabilir şeylerden başka bir şey olmuyor. Sözün kısası hakikati söylemek lazım gelirse, biz eşyayı oldukları gibi göremiyoruz. Çoğunlukla yaptığımız şey bunların üzerindeki etiketleri okumaktan dışarı çıkmıyor. İhtiyaçtan doğan bu eğilim lisanın etkisiyle büsbütün artıyor. Özel isimler istisna edilirse bütün kelimeler ancak cinsleri ifade ediyor. Hangi kelimeyi alırsak alalım bunda bir şeyin en müşterek işlevinden başka bir mana içkin değil. İşte ihtiyaç alakasından başka bu lisan dahi, tabiatıyla bizim ve bizimle şuurumuz arasına girince gerçeklikleri göremez oluruz. Söz gelişi aşk veya kin duyduğumuz zamanlarla sevinçli ve kederli yaşadığımız dakikalarda şuurumuza firari binlerce anlar ve çınlamalarıyla gelmesi gereken bizzat kendi hislerimiz midir? Şayet böyle olsaydı hepimiz romancı, hepimiz şair, hepimiz müzisyeniz demektir! Halbuki bizlerin ruh hallerimizden ekseriyetle gördüğümüz şeyler bunların dış ve yüzey kesimleridir. Hislerimizden yakaladığınız şeylerde bunların özel olmayan kısımları olup tercüme edilmiş dilleri dahi bütün insanlarda ortak manaları içeren ortak lisanın müşterek kelimeleridir. Kendi kişiliğimiz kendi algımızdan kaçıyor; adeta genel tabirler ve genel semboller içinde yaşıyoruz. Bütün kuvvetimiz diğer kuvvetlerle ancak fayda bakış açısından ölçülen sınırlı bir daire içinde mahpus kalıyor. Eylem gayesiyle büyülenmiş gibi çıkar kuvvetinin cazibesinde ve onun seçtiği arsada eşya ile aramızda bir ayırıcı çizgi çekilmiş bir surette yaşıyor ve gerek eşya ve gerek kendimizi ancak dıştan görebiliyoruz. Lakin hamdolsun ki tabiat nadiren, belki de yanlışlıkla hayata daha az bağlı ruhlar yaratıyor." 📖: Gülmek Nedir? ve Kime Gülüyoruz?, Mustafa Şekip Tunç
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.