Gönderi

Beni Kimsenin Göremeyeceği Bir Yer Bulamadım
Azîz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri, üstadı Muhammed Üftade Hazretleri’nin hizmetinde bir talebe iken, birçok talebenin arasında, üstadının yanında çok farklı bir yeri vardı. Üftade Hazretleri, talebeleri arasında en çok onunla ilgilenir, ona birçok iltifatta bulunur ve onun yetişmesine ayrı bir özen gösterirdi. Muhammed Üftade Hazretleri’nin o talebesi ile fazla meşgul olmasına diğer talebeler tahammül edemezler ve onu çok kıskanırlardı: – Biz de talebeyiz o da talebe! Onun bizden ne farkı var ki? diye hayıflanırlardı. Talebelerinin bu hâlini sezen Muhammed Üftade Hazretleri, onları imtihan etmeye karar verdi. Tüm talebelerini huzuruna çağırıp ellerine birer bıçak ve birer de tavuk vererek: – Size verdiğim bu tavuğu gidip, kimsenin görmediği yerde kesip geleceksiniz. Tek şartım, keserken hiç kimsenin sizi görmemesi ve yalnız olmanızdır. Kim daha çabuk gelirse, benim en çok takdirimi o talebem kazanmış olur, buyurdular. Bu sözlerin ardından bıçakla tavuğu alan talebeler sür’atle gittiler ve kendilerine göre gizli birer yer bulup, tavukları kesip getirdiler. Fakat, o hakkında dedikodu yaptıkları: “Onun bizden ne farkı var ki?” dedikleri talebe, Azîz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri, aradan hayli zaman geçmesine rağmen ortalıkta görünmüyordu. Erken gelen talebeler kendi aralarında: – Hocamızın huzuruna çıkmaya yüzü yok ki, kesip gelsin! Kim bilir şimdi nerelerde dolaşıyor, şeklinde konuşuyorlardı. Azîz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri, epeyce bir zaman geçtikten sonra, elinde canlı tavuk olduğu hâlde, çıkıp geldi. Tavuğu kesip gelen talebeler ona gülmeye başladılar: – Bir tavuğu kesmeyi becerememiş, diyorlardı. Muhammed Üftade Hazretleri sordu: – Herkes verdiğim tavuğu kesip geldiği hâlde, sen nerede kaldın? Hepimiz seni bekliyoruz, bu zamana kadar neredesin? O zaman daha talebelik yıllarını yaşayan ve ileride Allah’ın (c.c) lütfuyla büyük bir mürşid olacak Azîz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri şöyle cevap verdi: – Hocam, sizi beklettiğim için özür diliyorum. Fakat ben nereye gittiysem, beni kimsenin göremeyeceği bir yer bulamadım. En kapalı bir yer dahi bulsam, iyi biliyorum ki, Allah (c.c) beni mutlaka görüyordu. Ve böylece bir oraya bir buraya koşup durdum. Sizin emrinizi yerine getiremeden geri geldim, dedi. Tabii bu hadiseden sonra diğer talebeler, hocalarının Azîz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri’ni neden bu kadar çok sevdiğini ve onunla neden daha fazla ilgilendiğini anladılar, onun kemalatına ve anlayışına gıpta ettiler.
Sayfa 61 - Kutlu YayıneviKitabı okudu
·
53 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.