Gönderi

Kürt Meselesinin Çıkış Noktası
Kürt Meselesi sadece son otuz senenin meselesi değildir. Zira Kürt Meselesi'nin ortaya çıkışı cumhuriyetin kuruluşu ile aynı döneme denk gelmektedir. Cumhuriyeti kuran kadro öncelikli tehditler belirlemiş ve bunların bertaraf edilmesi- ne yönelik sert önlemler almıştır. En büyük iki tehdit İslâm ve Kürtler olarak gösterilmiş, böylece bu iki büyük tehdide karşı çok boyutlu ve geniş çaplı bir imha kampanyası başlatılmıştır. Laik Türk milliyetçiliği esası üzerine kurulan yeni cumhuriyet, Kürtlerin İslâm'a olan bağlılığını koparmak istemiştir. Böylece Cumhuriyeti kuran kadro Kürtleri öteki olarak görmeye başlamıştır. Çünkü Kürtlerin İslâm'a olan bağlığı ve sosyal yapıları cumhuriyetin gerçekleştirmek istediği ulus devlet modeline uymuyordu. Devlet, İslâm ve Hilâfet adına geçmişe dair hatırlatacak ne varsa her şeyi Müslümanların zihninden silmek istemiştir. Müslüman Kürtlerin zihninde İslâmi fikirlerin canlı olması cumhuriyet için tehdit olarak kabul edilince de Kürtlere karşı asimilasyon siyaseti benimsenmiştir. Bu sorun hakkında doğru çözümü göstermek için sorunun asıl nedenlerini doğru teşhis etmek gerekir. Aksi takdirde sorunun asıl sebepleri yerine doğurduğu sonuçlar üzerinden bu sonuçları bertaraf etmeye yönelik beyhude bir uğraş verilir. Bu ise köklü ve doğru çözümden uzaklaşmaya neden olur. Eğer teşhis doğru yapılamazsa ya da teşhis bi- Jindiği hâlde virüsü kurutucu bir tedavi yerine yüzeysel geçici tedavilerle oyalanma gerçekleşirse sorunun çözüldüğü/çözüleceği zannedilir ama hiçbir zaman çözülemez. Kürt Meselesi ile ilgili net ve köklü bir çözüm ortaya koymak için ilk olarak bu meselenin, Osmanlı Hilafet Devle ti'nin yıkılması sonrası İslâmi hükümlerin uygulamadan kaldırılmasına karşı Müslüman Kürt halkının laik Türkiye Cumhuriyeti'ne tepkisi olarak ortaya çıktığının bilinmesi gerekir. İkinci olarak cumhuriyetin kurulması ve yönetim nizamı olan demokrasinin tatbik edilmesinin Kürt Mesele- si'nin çıkışının ve büyümesinin esas nedenini oluşturduğu- nu anlamak gerekir. Son ve üçüncü olarak ise sömürgeci devletlerle, özelikle de Amerika ve İngiltere ile kurulan dost- luk ilişkilerinin, meselenin bu güçler tarafından istismar edilmesine hizmet ettiği gerçeğinin görülmesi gerekir. Hilafet'in kaldırılması ve İslâm'ın hayattan uzaklaştırıl- ması sonrası Müslüman Kürt halkına yapılan baskı ve zu- lümlerin Kürt Meselesi'ne etkisinin olmadığını söylemek, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilk yıllarında samimi Müslümanlara ve âlimlere yapılan zulümleri, idam- ları, sürgünleri inkâr etmek demektir. Öyle ki bu âlimlerin çoğu doğu bölgesinde yaşamaktalardı. Yine Türkiye'de uygulanan demokratik laik sistem, Kürt Meselesi'nin çözümünü esastan uzaklaştıran saptırıcı ko- numdadır. Çünkü sorun, Müslüman Kürt halkının dinine bağlılığında sebat etmesidir. Sorun devletin, batı illerine yaptığı yatırım ve hizmetlerden doğu illerini mahrum etme- si sorunu değildir. Aksine bu sebep değil, bir sonuçtur. Devlet doğuya hizmet ve yatırım götürdüğünde, demokrat açılımlar doğuda da uygulamaya konulduğunda Kürt Meselesi çözüme kavuşmuş olmayacaktır. Aksine demokrasinin doğuya yayılamama sorunu devleti düşündürmektedir. Onun için devlet; Kürt Açılımı, Demokratik Açılım, Çözüm Süreci gibi kavramlar ile bu yolda mesafe almak istemiş ancak Müslüman Kürt halkının sekülerleşmesi, Batılılaşması noktasında da istediği ölçüde verim alamamıştır. Mesafe alındığı zannedilmiş ancak başlanılan yere geri dönülmüştür. Çünkü Kürt Meselesi'ni ABD ve İngiltere gibi devletler kendi siyasi çıkarları için istismar etmektedir. Bu devletler PKK'ya açık destek vermekte ve konjonktürel olarak Ortadoğu'da PKK'nın vekålet savaşından faydalanmaktadırlar. Türkiye Devleti ise terörle mücadele konusunda bu ülkeler ile işbir- liği içinde çalıştığını söylemektedir. Terörün kaynağı olan ve onu devamlı besleyen bu ülkeler Müslüman bir toprakta kalıcı huzur ve barış isterler mi, işte bu sorunun cevabı önemlidir. İşte bu üç neden açısından Kürt Meselesi'ne baktığımızda doğru politikaların uygulanması şartı ile köklü bir çözüm ve kalıcı bir netice elde edilebilir. Yoksa Kürt Meselesi; Müslümanları parçalayan, aralarında husumet oluşturan fitne kaynağı olarak kalmaya devam edecektir.
Sayfa 108 - Köklü değişimKitabı okudu
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.