Gönderi

"Ben belki senin hayatına girmeyi başardım ama senin kalbine hiçbir zaman giremedim," dedim gözyaşlarımı serbest bırakarak. Mavileri o kadar tanıdıktı ki bir an için. Sadece birkaç saniye için. "Unutamam, Doruk. Senin en büyük hatam dediğini ben unutamam. Hangi birini yok sayayım? Bana her gün söylediğin yalanları mı, gizlediğin gerçekleri mi, arkamdan çevirdiğin işleri mi, bana yalan söyleyip Dila'ya koştuğun o geceyi mi?" Derin bir nefes alıp bir şey söylemesini bekledim. Bana acımı dindirecek bir şey söylemesini. Bir kere olsun doğru düzgün açıklama yapmasını. Bir kez olsun beni avutmak yerine karşımda cesurca durmasını. "Oradaydın," dedim iyice koy vermiş bir biçimde. "Orada durdun ve seni öperken bekledin. Sen orada öylece onu öperken ben sizi izledim. Bunu düşünebilir misin, anlayabilir misin ne hâle geldiğimi? Aynı gece içinde, dünya benim başıma kaç kez yıkıldı? Ben, senin hangi ihanetinle sarsılacağımı şaşırmış hâlde buldum kendimi. Günlerce beni oradan oraya sürüklediler. Bir damla su içmedim, neredeyse soğuktan donacaktım, vücudumun her yerinde derin yaralar var. Tek kelime etmeden beni oradan oraya savurdular ve bana karşı koymak için hiçbir sebep bırakmadılar. Tutunacak bir şey bırakmadınız bana, Doruk. Yaşamak için sebep bırakmadınız. Kumral benden her şeyimi aldı mı sanıyorsun?" Taze bir acıyla yüzümü buruşturdum. "Belki. Ama Kumral, sadece sahte bir hayatı aldı benim elimden. Tüm bunlar gerçek değil. Senin bana olan sevgin gerçek değil. Burada iyi bir şeyler yaptığınız saçmalıkları gerçek değil." Bir an tereddüt etsem de öne atılmıştım bile. "Gerçek olan tam burada," dedim benden kaçırdığı gözlerine rağmen sağ elini avucumun içine aldım. Elini usulca göğsümün sızlayan tarafına bastırdım. "Gerçek olan bu!" Gözyaşlarım kirpiklerimi ıslatarak elmacık kemiklerime doğru süzüldü. "Gerçek olan buradaki boşluk. Benim çektiğim acı. Bak bu gözyaşları gerçek ve benim tepeden tırnağa, en başından beri yalnız olduğum gerçek." Elini hoyrat bir öfkeyle boşluğa bıraktım. "Sen ne benim elimi tuttun ne de bıraktın. Sen bana elini yarım yamalak uzattın ve benim bir gölge kovalar gibi çırpınışlarımı izledin. Dışarıda bıraktın beni. Defalarca yalnız bıraktın. Ben sana ulaşmaya çalışmaktan, tek başıma savaşmaktan usandım. Sen kafanda yarattığın beni de içimdeki seni de öldürdün. Ben önce bizimle ilgili kurduğum hayallerimi yitirdim, o gece bize olan inancımı da kaybettim."
Maya EfnanKitabı okudu
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.