Gönderi

440 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Linwood Barclay'in etkileyici kitabı "Kaza"dan sonra yine eski kitaplarından biri olan Issız Ev'i de okumuş durumdayım. Barclay'in ikna edici, gerçekçi anlatıcıları bizleri birbiri içine girip dolanmış yalan, suç, hata ağları içerisinde yalın ve sade hayatlar sürmenin ne kadar da güzel bir şey olduğuna ikna ediyorlar bir yandan da. Bugüne dek hep Harlan Coben'in kitaplarındaki kurguların ne kadar muhteşem olduğuna dair bir çok inceleme, yorum okudum; acaba Barclay de bu tarz bir yazar mı, merak ediyorum; çünkü psikolojik gerilim türünün benim okuduğum örneklerinde az sayıda insan, az sayıda muamma parçası ile bütün kitabı bitirenler oluyordu. Barclay'se çok sade, çok sıradan olaylar arasında dolaşık ağlar; sıradan, alelade suçların dibimize kadar girmiş olabileceğini gösterdiği gibi, çok da yürünmemiş yollardan geçerek yapıyor bunu hem de. "Issız Ev"den çok örneğin "Kaza" kitabında olup bitenleri düşününce hayret etmemek zor. "Issız Ev"de ise yazar daha da katmanlı öyküler kuruyor aslında. "Kaza" kitabından daha da iyi olan ise hem bu çok katmanlı öyküler, hem de her karakterin psikolojik gerilim türünün bütün yüzeysel anlatım tarzı ve klişelerine rağmen yazarın yine de buralarda kendine özgü bir mekân yaratabilmesi, karakterlerini sığlığa teslim etmemeyi başarabilmesi. Barclay'in iki kitabı da iyi dokunmuş, iyi örülmüş kurgularla dolu. Karakterlerimiz hakiki, nitelikli bir edebiyatın talep ettiği derinliklerde yaşayamayacak denli küçük olsalar da asla sığ değiller, ve aslında, ne güzel ki, canlılar da. Bu, benim, hem sevgi, hem takdir hissi duyacağım bir özellik. İkinci kitabı itibarıyle Barclay'i seveceğim psikolojik gerilim yazarları arasına alabilirim. Kitabım çevirisine dairse eleştirilerim var, kitap bir çok yerde nitelikli olmayan bir çeviri ile karşımıza geliyor. Lanet olsun'lar bitmek bilmedi. Metinlerde her zaman kelimeler kelimelere çevrilmemeli; anlamlar anlamlara çevrilmeli. Bu anlamda okuma lezzetini azaltan çeviri örnekleri ile dolu kitap. Bir küçük eleştiri de yazara: kitabın eleştirilebilecek tek yanı bence karakterlerin çok fazla açıklama yapıyor olması diyebiliriz. Kitabın son çeyreğinde bu açıklamalar bitmek bilmiyor. Neden? Çünkü olayların neden olduğuna, nasıl olduğuna ikna edilmek ve finale götürülmek zorundayız. Bu anlamda yapılabilecek ne olabilir? Örneğin Kaza kitabında kitabın sonuna dek kitabın başındaki karakterin bir kaza sonucu mu yoksa bir cinayet sonucu mu öldüğünü bilemiyoruz. Bunun mesela muallakta bırakılması psikolojik gerilim türünün klişelerine uymasa bile, lezzet olarak kitaba güzel bir baharat eklenmiş gibi olurdu. Burada da benzer durumlar var. Bütün bu eksik veya eksi ögeler kitabın niteliğini sarssa bile bu sismik dünyada etkisi çok da fazla olamaz. Ancak...zaman geçiyor, hayat akıyor, ömür bitiyor. Nice klasik, nice polisiye cevheri arasında, nice hakiki edebiyat bahçelerinde meyveler arasında dolaşmak varken bu tür eserlerle zaman geçiriyorsam, bunda bir çok yorgunluğun da etkisi var. Bir çok şeyin, benim hayatımda, renk kaybederek solduğunu düşünürken bu renksizlik, bu basitleşme, bu sığ sulara sığma çabası bende bir keyif duygusu yaratıyor. Şehir suçları arasında hayatın hırgürü içerisinde debelenen ve kaybeden, ama ölüm ânına dek yine de tutunmaya çalışan bu insanları, bu insanların ufak soluklarla yaşamaya çalıştığı bu kitapları seviyorum. İyi ki edebiyat var, ve iyi ki, bu sığ sular...
Issız Ev
Issız EvLinwood Barclay · Koridor Yayıncılık · 2018264 okunma
·
271 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.