Gönderi

Fransız mühendislerden kurulu bir ekip, Kuzey Denizi’nde, azgın dalgaların ortasında, ilk denizüstü petrol platformunu kuruyor. Çalışıp çalışmayacağını kimse bilmiyor, ama her şey süratle yapılmak zorunda. Ekipbaşı, yirmilerinin başlarında görünen bir kadına, altmış metre yüksekliğindeki kulenin tepesinde bir sorun olduğunu söylüyor. Kadın hiç renk vermeden kuleye tırmanıyor. Ekipbaşının kendisini sınamakta olduğunun, bir tür eriştirme sınavından geçirdiğinin farkında; bu meydan okumaya cevap veriyor, çünkü hedefi, “endüstriyel elit" dediği topluluğun bir parçası olmak. Büyükbabası ve babası önemli görevlerde bulunmuşlar; ona yalnız erkeklerin mühendis olabileceği söylenmiş; “yanıldıklarını ispatlamak istedim” diyor. Catherine Delcıoix için utangaçlık diye bir sorun hiç olmamış. Kocası da bu elite dahil, büyük bir elektronik firmasında genel müdür olarak çalışıyor. Altı yaşındaki kızı da daha şimdiden bu dünyaya katılma sinyalleri veriyor, okulda birinci gelmek için kıyasıya rekabet ediyor: pahalı bir okula gidiyor, “saklamaya gerek yok, elist nedenlerle" bu okula gönderilmiş, “hayatta daha iyi bir yere gelebilmesi için.” Catherine, belli başlı elektronik firmalarından birinde müdür yardımcılığına yükseldiğinde kendi kendine itiraf etmiş: “Hayatımı kazanmak için çalışıyorum, ama hepsinden önemlisi, toplumsal konumumu sağlamlaştırmak için. Bir ev kadını toplumsal saygıdan mahrumdur: Yaptığı iş toplum için ne kadar yararlı olursa olsun, işsiz statüsünde değerlendirilir. Eğer para kazanmıyorsanız, bir hiçsiniz.” “Kocasının eline bakıyor olmak gibi tahammül edilmez bir konumu” reddetmekten, kimsenin onun adına karar vermesine meydan vermemekten çok fazlasını yapıyor; kendi istediği işi yapma hakkını, konuştuğunda insanlara kendisini dinletme hakkını sağlayacak bir özgürlük istiyor. Kariyeriyle âdeta diyor ki, “yalnız en tepedekiler gerçeklen özgürdür.” “Sırf kadın olduğum için önümde engeller bulunduğu fikrini her zaman reddettim .” Gemi mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra Mobil’in Helmsdale petrol platformunda dört sene yeni teknolojilerin öncülüğünü yapmış: “Vahşi Batı’da kovboylar arasında yaşamak gibi bir şeydi bu, benim için çok zevkliydi. Kadın olmam alışılmadık bir durumdu, ama bu durumu lehime çevirmeyi başarmıştım. Kimsenin özel hayatıma karışamaması ve erkeklerin bana saygı göstermesi anlamına geliyordu bu."
Sayfa 152 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.