"𝘔𝘢𝘯... 𝘔𝘢𝘯 𝘦𝘯 𝘪𝘺𝘪 𝘢𝘳𝘬𝘢𝘥𝘢𝘴ı𝘮" Okurken yazarım tahayyülünü hayretle karşılamaktan kendimi alıkoyamadım. Yaşadığımız günün ilerisini, 1 yıl sonrasını bile hayal edemezken yazarın yaşadığı yılın 1000 yılın sonrasını hayal edip yazması hep takdirimde olacak. Alkışlamaktan başka bir şey yapamıyorum. Yazardan kitaba dönecek olursak üç kısımdan oluşuyor kitap. Şahsen ilk kısım benim için anlama, oturtma çabasıyla, ikinci kısım mantıklı ama sonu gelmeyen görüşleri okumakla, üçüncü kısım soluksuz heyecanlanarak okumakla geçti. Kitapta Ay, zamanında dünyada suç işlediği için gönderilen kimselerin soylarını ve yaşam şartlarını ilerleterek oluşturdukları bir 'Aykırı' neslinin dünyası. Öyle ki Ay'da hayat şartlarına uyum sağlayarak gelişen bedenleri artık adaptasyon sağlayıp dünyaya nazaran uzun ömre, sağlığa ve farklı yerçekimli ortamda yaşamaya elverişli oluyor. Birinci kısımda çoğunluk olarak baş karakterler ve Ay düzeni anlatılıyor(ilerleyen bölümlerde de Ay ve Aykırı sistemleri anlatılıyor, asla ilk bölümde Ay yaşamını aklınıza oturtacağınızı düşünmeyin). Kitapta bariz bir mizah var bu da okuma isteğini arttırıyor. İkinci kısımda ideal, planlı ve çok yönlü düşünülmüş bir devrimin başlangıç adımlarını görmek mümkün. Bu kısımda mükemmel tespitler, değişmeyen ve belki de hiç değişmeyecek dünya düzenine yazarın dikkat çektiği gözleniyor. Ayrıca değinilen bir şey daha var ki o da günümüz terimiyle "yapay zeka". Her ne kadar kitapta böyle ifade edilmese de fazla donanıma sahip bir bilgisayar olan Mike (tartışmasız kitabın en sevdiğim karakteri, devam etme sebebim, sonunu getirme sebebim, her şeyim en iyi arkadaşım) günümüzde yapay zekanın yaptığı çoğu şeyi profesyonelce hallediyor. Öyle ki insani duyguları çözümlemeye çalışıp mizah ile ilgileniyor. En önemli dikkatimi çeken husus ise asla günümüzde olduğu gibi yetkiye sahip olsa dahi uygunsuz iş yapmaması. Yani yapay zekaya benzeyen Mike sesleri, insanları, yüzleri taklit etse dahi bunu kişi rızası gözetmeksizin tercih etmiyor. Her şeyi yapabilse dahi niyeti kötü olmuyor. İlerde yaşayacaksam ve teknolojinin her şeyinden faydalanacaksam Mike gibi erdemli yapay zekalar istiyorum. Üçüncü kısım olmasa belki bu kitabı bu kadar övmezdim. Yalana gerek yok okumakta güçlük çekmiştim. Ama son kısım beni tuttu, çekti içine. Okuduğuma pişman ettirmedi. Spoiler vermekten kaçınıyorum lakin bu bölümün sonu beni tatmin etmedi. En iyi arkadaşım Mike böyle bir sonu hak etmedi. Yine de devrimin (gerekli, doğru ve iyi düşünülmüş bir devrimin) ne kadar acı sonuçlar doğursa da, zor şartlar barındırsa da, özgürlüğe (gereken, doğru özgürlük) götürmesi güzeldi. Kitap yapay zeka, uzay, devrim gibi birçok noktada çok doğru tespitler, düşünceler ve tahminler vermekte. Meraklısı iseniz okumanızı tavsiye etmekte tereddüt etmem. Mike, kitaptaki en iyi arkadaşım, seni unutmayacağım :)

Ay Zalim Bir SevgilidirRobert A. Heinlein · İthaki Yayınları · 2017510 okunma

·

31 görüntüleme

Ayşe Nur Görür

@aysenr6 ·

14 Mayıs 22:57

Ve kitaptan öğrendiğim farklı bir kelime "TANSTAAFL" şu anlama geliyor: "Bedava öğle yemeği diye bir şey yoktur". Daha açıklayıcı haliyle bir şeyi karşılıksız almanız imkansızdır. Bu ifade 1930'lu yıllarda kullanılan bir atasözüymüş.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe Nur Görür