Gönderi

İnsan sevildiği gözden düşünce kocaman bir karanlığa, yapayalnızlık çukuruna düşüyormuş. Gözleri, içinde en güzel anları saklayan pırıl pırıl gözleri bir kez olsun ona bakmayınca, elleri, ruhunu ısıtan elleri elleriyle buluşamayınca, bir zamanlar onun için deli gibi atan kalbini sımsıkı sarılıp hissedemeyince en büyük kalabalıklarda dahi olsa yapayalnız hissediyormuş. Aşk vardır, acıtır, yaralar, paramparça eder. Ama yine bunların ilacı da aşktır . Onun bir bakışı, gülümseyişi yeter dünyanın yeniden muhteşem bir yere dönüşmesine. Bu satırları hiç okumayacağını bile bile ona seslenmek boşuna çabalamak biliyorum. Aşkın böyle de bir tarafı var sanırım, insanı inatçı, gurursuz, ucunda cayır cayır yanmak olduğunu bilse seve seve yanmaya gidecek kadar kör birine dönüştürüyor. Hep görürüz ya 'sevdiğinize onu sevdiğinizi söylemeye geç kalmayın sakın sonra pişman olursunuz' laflarını. Bunları düşünüp, çeşitlendirip kafada bir ton senaryo kurmak, bunlara inanmak ve yaşamak, daha sonrasında dayanamayıp kendini hep onun yanında bulmak ama onu eski onu asla bulamamak... Her hatanın telafisi yoktur, doğrudur, kabul ediyorum ama bir insanın hele senin için değerli olan bir insanın günden güne eridiğini görmek ve görmezden gelmek, onun gözünün önünde herkesle konuşabilecek bir şeyler bulmana rağmen ona tek kelime etmemek nasıl bir hatanın bedeli olabilir ki? Yine de varsın cezanın en büyüğünü o kessin bana. Ondan gelen her şeye varım, acının da mutluluğun da hem en dibini hem en zirvesini hep onunla yaşayayım. Bizim hayatımızda hep bulutlu, karanlık mı olsun? Varsın olsun, yeter ki o iyi olsun, kalbimde olsun... Shakespeare'in de dediği gibi.. "Beklemek cehennemdir, ama beklerim seni, İyi kötü demeden, suçlamadan keyfini."
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.