Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İşte duyduğunuzda sizi yerinize kitleyecek bir tespit ; "Olgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları olur."Bazıları duygusal anlamda olgunlaşmamış bir anne ya da babaya sahiptir bu ebeveynler tüm varlıklarını ve değerlerini sizin onların istediği gibi biri olmanıza bağlı kılar Böyle ailelerde çocuk kendini bulmayı suçluluk duygusuyla benzeştirir. Ailesine karşı olan empatlığı çok gelişmiş olur. Anne-baba olgunlaşmamış olduğu için çocuk yetişkin olmak zorunda kalır. En belirgin özellik vicdan azabıdır, ne zaman kendisi olmak istese mutsuz hisseder Bu çocuklar bir yetişkin olduğunda durum daha vahim bir hal alır, çünkü duygusal anlamda olgunlaşmamış bir ebeveyn aynı zamanda saplantılıdır. Yetişkin çocuğuna vicdan azabı çektirir. Kötü biri olduğunu hissettirir. Kötü biri olduğunu hissettirmesine gerek yoktur aslında Çünkü o yetişkin her halükarda kendini kötü hisseder. Ailesinden farklı olan -hayat görüşü anlamında- kişinin hayatında, içinde hep uyumsuzluk vardır. Hem kendiyle uyumsuz olur, hem de hayatla. Üzerinde hep bir olamamışlık hissi vardır. Annesine ya da babasına karşı olan vicdan Vicdan azabı o yetişkini kolay kolay bırakmaz. Evden gitmek ister, çünkü uzaklaşması gerekir. Ki gerçekten de uzaklaşmalıdır, ama en önemlisi KESİNLİKLE sırf uzaklaşabilmek için evlilik yapmamalıyım Böyle kişiler henüz kendilerini bulmadıklarından -çünkü kendisini bulmak hep onun için pişmanlık hissi verir- kendileri için doğru eşi seçerken yanılabilirler. Bu yüzden bu kişiler acele etmemelidirler. İlk yapılması gereken kendini bulmak, iç dünyayala uyumu yakalamaktır. İç dünyayala uyum iç benlikle, yani ruh ile bağlantılıdır. Kendini bulmak isteyen kendine şu soruyu sormalıdır -benim iç dünyam nasıl bir yaşam sürmek istiyor- Ne kadar basit dimi? İşte düşünmeniz gereken kolay ama etkili bir soru.
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.