Gönderi

372 syf.
·
Puan vermedi
ÜÇ MAYMUNU OYNAYANLARA AGOTA KRİSTOF'TAN MASALLAR
Agota Kristof Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan adlı kitabı, kısaca tek kelimeyle şöyle özetleyebilirim: “Sert” Evet bir bıçak gibi yüreği deşen, can acıtan, ve bu işlemi kitap boyunca mütemadiyen devam ettiren bir üçleme. Bu kitabı okuduktan sonra kitabı göklere çıkarıp en çok okunanlar listesine kitabın adını yazdıran biz okurlar üzerine de çok düşündüm. Bu kitap dünyada kırk dile çevrilmiş, ödüller almış, dünyanın her yerinde çok okunmuş. Ben dahil bu kocaman güruh hepimiz birer mazoşist miyiz? Kitabın tek bir satırı için çok keyif alarak okudum ya da eşsiz bir edebi deneyim yaşadım diyemeyiz ama anladığım kadarıyla kimse kitabı yarım da bırakmamış. Kitapta savaş, açlık, tecavüz, esest ilişki, acımasızca planlanan cinayetler, pedofili, zorunlu göç yüzünden yersiz yurtsuz aidiyet duygusunun yitirildiği hayatlar gibi okuyanın kanını donduran olayları bütün çıplaklığı ile anlatılıyor. Hatta okuyucunun hayretten gözlerinin fal taşı gibi açılmasına neden olacak, boğazına bir yumruk gibi oturan, yutkunmasına engel olacak, nefes almasını güçleştirecek bu olaylar duygusal bir yön veren sıfatlarla, acıtasyonu tetikleyecekleyecek kelime oyunları ile de süslenmemiş. Tıpkı Ferit Edgü’nün bizim edebiyatımızda yapmaya çalıştığı gibi az ve öz kelimeyle tüm gerçeklik naturalist bir dille okuyucu üzerine boca edilmiş. Büyük Defter bölümü benim okuma deneyimim açısından çok enteresandı çünkü ilk defa “biz” dili ile yazılmış bir metin okudum. İnsan zihnini acımasızlığı ile zorlayan olaylar ikiz kardeşlerin ağzından anlatılmış. Buna mukabil bir sözlüğü kutsal kitap gibi gittikleri her yere taşıyan, üstün zekalarının da etkisiyle kelime hazneleri oldukça geniş olan çoçukların yaşıtlarına göre oldukça üstün olmalarına rağmen kitap ikizlerin ağzından çok çok basit bir dille ve duygusuzca yazılmış. Kitabın kahramanları evrim teorisini destekler nitelikte güçlünün hayatta kalmayı başaracağını düşünerek başlarına gelen bütün olumsuzlukları sorgulamadan şartlara adapte oluyor, duruma göre hareketlerine yön veriyorlar. Aslında insanoğlunun doğası böyle; “Bunlar benim başıma gelse yaşayamazdım ya da böyle hareket edemezdim .” diyen bir çok kişi olduğunu düşünüyorum. Herşeyden önce insanoğlu düşündüğünden daha dayanıklı, yaşama güdüsü de çok kuvvetli. Ve evet beterin de beteri var, benim başıma felaket bir şey geldi artık ötesi gelmez demek sadece fazla saflık olur. Dünyada savaşlarla, hastalıklarla sevdiklerini kaybeden insanların yanında birileri zenginlikleri ile vurdumduymaz bir hayat sürerken birileri açlıktan ölebiliyor. Anne çocuğunun katili, baba ya da kardeş esest ilişkiyle bir çocuğunun cehennemi olabiliyor. Diktatörlerin bitmez tükenmez hırsları yüzünden birçok insan haksızlığa, hukuksuzluğa mahkum olabiliyor. Bir kitapta bütün bu dehşet veren olayları okuyup ohhh neyseki çok şükür ben bunları yaşamıyorum diye kendisini teselli edenler size kötü bir haberim var bütün bu vahşet çevremizde yaşanıyor, bir gün herkes bu vahşetin hiç beklemediği bir anda yaşatanı ya da yaşayını olarak paydaşı olabilir. Çünkü her birimiz şeytanın acımasızlığını ve meleğin iyiliğini ying ve yang misali içimizde barındırıyoruz. Bu kitap okuyucuyu iğnelerken ve huzursuz ederken bu gerçekleri ilan ediyor, anlayana….
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,249 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.