Gönderi

KALİTELİ İNSAN NEDEN BU KADAR AZ?
Kaliteli insan ne demek? "Ahlaken ve etik açıdan iyi olmaya çalışan insanlar kalitelidir." diyebilir miyiz? Sadece niyetin iyi olması, insanın kaliteli olması için yeter mi? Koca karı imanı dediğimiz kalpten bağlanışla iyiliğe bağlanan insanlar, gerçekten saf iyiliği barındırabilirler mı? İnsanın olduğu gibi nesnelerin de kalitelisi azdır. Kaliteli bir ürün için yüksek bedeller ödememiz gerektiği kadar kaliteli insan olabilmek için de yüksek bedeller ödememiz gerekir. Belki de bu yüzden iyi olabilmek için sadece niyet yetmez. İyiyle kötüyü ayırt edebilecek kadar aklı geliştirmek, tecrübe kazanmak ve ilim öğrenmek de gerekir. Bunlar meşakkatli işlerdir. Bu yüzden insanlık ne kadar kaliteli insana hasretse bile kaliteli olmaya gayret göstermekten çoğunlukla kendini muaf tutar. İyiliğe iyilikle, kötülüğe kötülükle karşılık vermeyi insan kendine hak bilir. Çünkü iyiliğe aynı miktarda mukabele edebilmek bile zorken, kötülüğe karşı akil ve sakin kalmak niyet işi değildir, kalite ister, gelişmişlik ister. İnsan kendi kalitesini ne kadar geliştirir? İnandığı dinin en mühim meselelerinden biri olan namazda bile okuduğu surenin, ettiği duanın dahi anlamını öğrenmeye çalışmayanların çoğunlukta olduğu bir toplumdayız maalesef. "Alim miyim, hoca mıyım ben? O kadarını nasıl öğreneyim?" zihniyeti, tüm iyi niyetleri katledebilir. Örneğimi din üzerinden verme sebebim, insanların en kutsal gördüğü, en çok önem verdiği sistemin bu olması yoksa daha bir çok konuda insanlar konfor alanlarını terk etmeye korkuyorlar. Son zamanlarda insanlarımızın mesleki kaygılarından dolayı tek alan ustalığı kazanma hedefi, hayatın merkezi haline geldi. Bunun da götürüsü; kendine yetecek kadar maddi özgürlüğünü sağlayan insan, kendini yeterince fedakarlık yapmış gibi hissetti ve bir de öğrenmeye vakit ayırarak kendinden vermek istemedi. Çünkü çoğumuz çalışırken ve çalışma hayatına hazırlanırken ömrümüzü tükettiğimizi fark ettik. Hayatı kaçırdığını düşünen insanın reflekslerinden birisi de; hayatı yakalayabilmek adına eğlenmek, hayatını yaşamak çabasıdır. İnsanların çoğu kaçırdığı ömrün telafisini yapabilmek için kendi kalitesi yerine yaşam kalitesini arttırmayı seçer. Çalışmak ve eğlenmekle tükenen bir ömür, ne kadar iyi niyetli bir insana ait olursa olsun, kaliteden noksan olacaktır. Yine de aklıma "Ameller niyetlere göredir." hadisi geliyor. Niyeti iyi olan önünde sonunda kazanacaktır o halde, diyorum. Önüne dünya, sonuna ahiret olarak mecazi bir yorum yaparsam iyi niyet gayretle süslenirse ve ona rağmen yetersiz gelirse mükafatı ahirdedir. Yoksa gayretsiz iyi niyet cehalete götürür ve Müslüman cahil olamaz. Bu hadis bana kalırsa bir hüküm verme hadisidir, bireysel ve sosyal hayatı düzenlemek amacıyla değerlendirmemek gerekir. Torunu iyileşsin diye kendine iyi gelen bir otu kaynatıp torununa içiren bir insan elbette iyi niyetlidir. Fakat bu ot torununa ağır gelir ve zehirlerse kaliteden yoksun iyi niyet neye yarar. Ailesi için, çevresi için, kendisi için en iyiyi isteyen insan; yaşı, durumu, yoğunluğu ne olursa olsun kendini geliştirmelidir. Bu gelişimi kısır bir akademik yetkinlik olarak algılamayın. Mesleğinde en iyisi konumunda olan bir adam/kadın, kibir bataklığına düşmekten kendini kurtarabiliyorsa o zaman kaliteden söz edilebilir. İnsanlar tarafından çok sevilen birisinden sokak hayvanları da korkmuyor ve etrafına toplanıyorsa kalitenin emaresidir. Uzun ya da kısa sürecek umumi bir seyahatte hiç tanımadığı insanlara nezaket gösterebiliyorsa bir insan - illa diğerkamlık yapması gerekmez- işte o zaman buram buram kalite kokar bana kalırsa. Kalite kokusu da ucuz satılan bir tezgah parfümü değildir, emeksiz kimseye nasip olmaz.
·
1,780 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.