Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Ah Enkidu üzümlü kekim :')
Gılgamış Destanını bilmeyen yoktur herhalde Edebiyatın mihenk taşı sayılır kendisi... 5000 yıllık geçmişiyle tarihin günümüze ulaşabilmiş en eski edebi metni. Uruk şehrinin kralı ve yiğit cesur bir kahramanı olan üçte ikisi Tanrı olan ölümlü Gılgamış ve sadık arkadaşı Enkidu'nun maceralarını anlatıyor bu destan. Hikayeyi kısaca özetleyecek olursak; "Gılgamış, yabanıl arkadaşı Enkidu'yla birlikte, Tanrı Enlil'in Amanos yöresindeki Sedir Ormanları'na gözcü ola­rak koyduğu Humbaba adlı korkunç bir devi öldürür. Bu savaşta arkadaşı Enkidu'yu da kaybeder. Gılga­mış için bir yıkım olur bu ölüm. "Ben de Enkidu gibi ölecek miyim?" diye ağlar, dövünür. "Ölümsüz yaşam"ın gizini aramak üzere yollara düşer. Uzun bir serüven sonrası Dilmun'a ulaşır. Öğrenir ölümsüzlüğün gizini. Ve bulup çıkarır onu..." Hani bazı kitaplar olur ya kapağına aldanır alırsınız, ama içeriği bomboştur. Heh Gılgamış da benim için öyle bir karakter oldu. Cesur korkusuz bir savaşçı okumayı beklerken ikide bir zırlayan bencil zalim biriyle karşılaştım. Adamın gücü şöhreti şanı her şeyi var. Ama tutturmuş yok ben illa Humbaba'yı yeneceğim diye. Yeniyor mu? Yeniyor tabi. Ama olan kime oluyor biliyor musunuz? Yine fakir fukaraya oluyor... Enkidu'yu anlatmış mıydım size? Enkidu tarzan gibi bir şey, hayvanlarla büyümüş bir yabani tabiri caizse. Sokaktan geçen bir kızı görünce buna aşık oluyor ve hayvanlarını bırakıp kızla beraber Uruk'a gitmeyi ve uygarlaşmayı(!) kabul ediyor. Bu noktada talihin Enkidu'nun yüzüne güldüğünü falan düşündüyseniz yanılıyorsunuz, çünkü talih asla garibanların yüzüne gülmez. (Dalga geçmek hariç) Neden mi? Enkidu'nun kıza aşık olması da tanrıçalar tarafından planlanmıştı çünkü. Gılgamış kiminle cenk etse onu yeniyordu, öldürüyordu. Uruktaki herkese gına gelmişti artık bu yüzden Uruklular Gök Tanrısına durumu bildirdiler. Gök Tanrısı Anu da, Tanrıça Aruru'yu çağırıp ona "Sensin Gılgamış'ı yaratan, bir eşini yarat şimdi de, yüreği onunkine eş olsun atılganlıkta, hep birbirleriyle kapışsınlar da Uruk rahat etsin!" Dedi. Ve Enkidu yaratıldı. Enkidu'yu duyan Gılgamış avcılardan birine "Git avcı, yosma bir kadın al yanına, bir sokak kızı, o adam bir su başında suvarırken sürüsünü, kız çıkarır giysilerini, açar güzelliklerini, adam görünce kızı dayanamaz, yaklaşır, elinde büyüyen sürü yüz çevirir ondan böylece!" Diyor. Kıza aşık olan Enkidu da onun teklifini kabul ederek Uruk'a gelir. Daha sonra bir gün Enkidu Uruk'taki kızların evlenmeden hatta gerdeğe girmeden önce damattan önce Gılgamış'e sunulduklarını öğrenince öfkeleniyor ve doğruca Gılgamış'e giderek hesap sormak istiyor. (Bu noktada uygarlığın ahlak kavramını nasıl körelttiği üzerine biraz düşündürdü. Yabani ve ilkel birinin bile kabul etmediği bir şeyi medeniyet adı altında nasıl pazarlandığının güzel bir örneği bence) Her neyse, ikili ne kadar savaşsalar da hiçbiri diğerini yenemediği için dost olmaya karar veriyorlar. Ve bununla da Gılgamış'ın Enkidu'yu nasıl kullandığına tanık olmaya başlıyoruz. Paragrafın başında olan hep fakir fukaraya oluyor demiştim. Ne oluyor biliyor musunuz? Sırf Gılgamış daha fazla ün istedi diye Enkidu ölüyor... Ya hadi Enkidu dostu için ölümü göze aldı diyelim. Peki ya Gılgamış? Dostumu kaybettim diye üzülmesi gerekirken, Ben de mi Enkidu gibi öleceğim? Yok canım benim ölümsüz olmam lazım diyerek ölümsüzlüğün peşine düşüyor bu sefer de. Hikayenin devamını da okuyarak öğrenirsiniz artık tadını kaçırmayayım :) Sizi bilmem de ben hikayelerdeki yan karakterleri sevdim hep. Asıl fedakarlıkları yapan onlar ama nedense tarih hep ün peşinde koşan karaktersizleri yaşatmayı tercih ediyor. Bu hikaye Gılgamış'ın değil Enkidu'nun Destanı olmalıydı bence, Enkidu hiç değilse bu kadarını hak etmişti. (Bugün de Enkidu gibi garibanlara yakıyoruz..) Espriyi bir kenara bırakacak olursam. Böylesine değerli bir metni bugün hâlâ okuyabiliyorsak bunun kıymetini bilmeliyiz diye düşünüyorum. Sadece mitoloji severler için değil, insanlığın ve medeniyetin tarihi hakkında bize bilgi vermekle birlikte, hem de Dinler Tarihine merakı olanlar için Büyük tufan (Nuh Tufanı) hakkında verdiği detaylı bilgilerle ve bu bilgilerin Kutsal Kitaptakilerle ilginç bir şekilde örtüşmesiyle hatta onlardan daha detaylı bilgiler içermesiyle de eser katbekat ehemmiyet kazanmaktadır. Gılgamış'ın bencilliğine içerlediğim kadar Destan'ın üçte birlik kısmının henüz keşfedilemeden ABD'nin Irak'a saldırısında yok olarak tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş olmasına da üzüldüğümü belirtmek isterim... Okuyacak olanlara Keyifli okumalar dilerim :)
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20235,1bin okunma
·
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.