Gönderi
272 syf.
·
Not rated
“İnsanlığın tarihi” der Cousins, “yalnızlığını paramparça etme çabasından ibarettir.”
Teknolojinin gelişimi ile çağın en büyük getirilerinden birisi de kuşkusuz her noktada yaşanan kısayollar, kestirmeler ve kolaylıklardır. Tabii insanoğlu; bu erişim kolaylığı yanında yaşadığı buhranları, çabuk tüketme ve anında bir sonrakine geçme açgözlülüğünü bastıramıyor hiçbir zaman. Aslında tarih boyunca her şey insan içindi. Bütün bu değişimler, tarihsel gelişmeler, sonu gelmeyen çabalar ve beraberinde getirdiği sancılar. Sorular, sorular ardı arkası kesilmeyen sorgular (!) Var olma gayreti, yalnızlığı gidermek için birtakım anlamsız çabalar, dahil olmak için ödün vermeler, bütün bunlar ne için? Nereye kadar veya neden? Bir sonu olduğundan mı, hayır. Bir yere vardığından mı, hayır ama çağ, insanlık tarihi veya insan psikolojisi tam olarak bunun üzerine kurulu aslında. Bu veya bunun gibi insana dair birçok noktaya değinen kitap öylesine keskin dönemeçlerden geçiriyor ki sizi yer yer afallayıp uçurum kenarında hayatı sorgularken buluyorsunuz kendinizi.
Tabii bir de kimi insan vardır ki aramaz, sormaz, sorgulamaz veya bilmek istemez çünkü bulacaklarından korkuyordur. Yüzleşmekten, bulunmaktan, ortaya çıkmaktan, bilinmekten kaçar. İşte tam o noktada kaçınılmış veya kaçırılmış bir hayat yaşamaya değer mi sorusu çıkıverir ortaya. Gelin görün ki bu soru bile o kişiyle tartışılmaz. En büyük savaşlar ve muhakemeler kişinin kendisiyle yaptıkları, en kıymetli seyahat insanın içine doğru yaptığı yolculuğun ta kendisidir. İnsan böylelikle kendini tanır, öğrenir ve yol aldıkça analiz etmeye devam eder. Sonuçta sorgulanmamış bir hayat yaşanmamış demektir. İnsana, yolculuklara, ilişkiler ve iletişime kısacası hayata dair birçok noktaya değinen kitabı bitirdiğinizde kendinizden çok şey bulacak hatta bulduklarınızla yeni bir sen’e adım atacaksınız. Hazır bu post karşınıza çıkmışken bir şans verin derim, pişman olmazsınız.
·
93 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.