Gönderi

28 Şubat' da Mücadele eden kim, kaymağı yiyen kim
Şimdi size biraz daha uzun bir 28 Şubat masalı anlatayım. Bir sahne var, kafamda bazı net cümlelerle kalmış. Ama olayın gelişimini, başlangıcını, ayrıntılarını hatırlayamıyorum. Edebiyat Fakültesinde bir bahçe vardır, orada. Bazılarına kızıyorum, bazılarını hareket ettirmeye çalışıyorum. Türban yasağı başladığında benim son yılımdı. Bitirip gidecektim. Olaylar çıkınca olmadı. Birkaç arkadaşım vardı fakültede ama işi yönetecek kadar güçlü değildik. Halbuki çok canlı bir öğrenci dayanışması vardı, sol kesim de destek veriyordu. Hani bugün sizin terörist falan dediğiniz kesim var ya, direnişte yanımızda yer almak istiyorlardı. Ama tuhaflık şuydu: Ortada bir direniş yoktu. Şuradan şuraya kadar yürüyüp "başörtüsü hakkımız engellenemez" diye bağırılıyor, sonra olaysız şekilde dağılınıyordu. Olaysız şekilde dağılınca gaspedilen hakların geri verileceği sanılıyordu. Bir gün, başta dediğim Edebiyat Fakültesinin bahçesinde bir grup öğrenciyle karşılaştım. Onlara dedim, bu iş böyle olmaz. Nasıl olacak dediler. Dedim kapıda duracağız, gelen öğrencilere rica edeceğiz. Bu bir boykottur. Kapıda ağlaşan türbanlı öğrenciler dersine girinceye kadar kimse derslerine girmeyecek. Üniversiteyi genel boykota götüreceğiz. Buna imkânımız var." Yok dediler, böyle yaparsak saldırganları meşrulaştırmış oluruz. Sonra nasıl geçtik, hatırlamıyorum, ikinci teklife geçtik. Benim yanıma 10 kişi verin, şurada gördüğünüz camları indirelim. Bizi tutuklayacaklardır. Tutuklandığımız anda bir 10 kişi daha aynı şeyi yapsın. Üçüncü 10 kişiye sıra gelmeden Meclis karışır." Yine olmaz dediler, böyle yaparsak, yasakçılar meşrulaşmış olurmuş. Sonra derse girip girmeme konusuna sıra geldi. Dedim utanmıyor musunuz, kızlar dışarıda coplanıyor, sizden bazıları derse giriyor." Biri aynen şunu dedi: "Benim türbanım yok." İşte o zaman kızdım: "Sana eteklik giydirmişler, haberin yok" dedim. Bu arada bir farkettim ki, çevremizde büyük bir kalabalık birikmiş, herkes bizi dinliyor. Dedim şimdi bunların arasında kesin siviller falan da vardır, bu zibidiler yüzünden iş çıkmasın. "Buradan bir cacık olmaz" diyerek, mücadeleyi dışarıdan sürdürmek üzere bıraktım üniversiteyi. Sonrasını biliyorsunuz: Alemdaroğlu'na karşı kötü düşünceler içinde olmak suçlamasıyla basına servis, hapis ve hapiste geçen yıllar... İşte 28 Şubat'ın masalı budur. Bir avuç insan, münferit eylemleriyle bedel ödemiştir. Geri kalanlar, güdücülerinin telkiniyle darbecilere teslim olmuştur. Şimdi ben görüyorum sağda solda: Türbanlı kızlar şöyle bozulmuş, böyle yozlaşmış. Kızlara b.. atmak işin kolayı. Bozulma dediğin şey, daima erkekten başlar. Erkek, erkek olarak yerinde durdu mu ki, kızdan ona uygun davranmasını bekliyorsun. Sen boyun eğdin, mecburen o da eğdi. İşin aslı budur. Ha unutmadan ekleyeyim: Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz "türban yasağı toplumda benimsenmiştir, ciddi bir tepki olmamıştır" diye aynen açıklama yaptı. Düşünün nasıl bir direniş olmuş. Ve İbdacılar dışında kimseden kahramanlık hikâyesi dinlemeyin. Hepsi palavra
Selim Gürselgil
Selim Gürselgil
·
259 views
✿Mücahide okurunun profil resmi
Hocam da anlatıyor. "İşte protestolara falan gidiyorduk baya şiddetli bir direniş de vardı tam yasak kalkacak noktaya geldik fetoculer hanimlarinin kızlarının başını açtırdı ve direniş bitti ..."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.