Gönderi

Hayat ve kaza sigortası da yaptırmıştım – evliysen bu tür şeyleri yaptırman gerekir, bana böyle demişlerdi. Bir gün ölecek olursan – o zaman ne olacak? Sigorta satmaya çalışan adamın işi sağlama bağlamak için böyle dediğini hatırlıyorum. Ona poliçeyi imzalayacağımı söylemiştim, fakat unutmuş olmalıydı. Hemen evet demiştim, alışkanlığım olduğu üzere, ama dediğim gibi, gözünden kaçmış olmalıydı – ya da satış konuşmasının tamamını yapmadan poliçe imzalatmak kurallara aykırıydı. Her neyse, ona poliçeye karşılık borç para almanın ne kadar süreceğini sorduğumda bana şu farazi, soruyu yöneltti: 'Günün birinde birden öldüğünü düşün – o zaman ne olacak?" Bu soru karşısında öyle bir gülme krizine girdim ki beni deli sandı muhtemelen. Gözlerimden yaş gelinceye kadar güldüm. Sonunda bana, “Ben bunda gülünç bir şey göremiyorum,” dedi. Ona, “Bana dikkatlice bakar mısın,” dedim, “öldükten sonra ne olacağını umursayacak birine benziyor muyum?” Kafası hayli karışmış olmalıydı çünkü şöyle dedi: “Bunun etik bir tavır olduğunu sanmıyorum, Bay Miller. Eminim karınızın...* “Dinle,” dedim sözünü keserek, “ben öldükten sonra karıma ne olacağı sikimde bile değil dersem – ya o zaman ne olacak?” Etik duyarlılığının biraz daha incinmiş olduğunu görünce işi sağlama almak için şöyle bir ekleme yaptım: “Bana kalsa ben nalları diktikten sonra ödemeyi yapmasanız da olur – bunu sadece siz kendinizi daha iyi hissedin diye yapıyorum. Dünyaya yardım etmek istiyorum, anlamıyor musun? Senin geçinmen lazım, değil mi? Midene bir öğün yemek insin istiyorum, hepsi bu. Satacak başka bir şeyin varsa onu da çıkar. Kulağa hoş gelen her şeyi satın alırım. Satıcı değil, alıcıyım. İnsanlar mutlu olsun isterim – bu yüzden bir şeyler satın alırım.
Sayfa 165Kitabı okudu
·
99 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.