Gönderi

...Ayrıca çok sayıda yetenekli insanımız, geniş bir sahnemiz, orkestra çukurumuz ve bir toplantı salonumuz olsa bile, daha da büyük bir sınırlama çıkacaktı karşımıza: Toplumsal sınıfların sınırlan. Yüksekokul kendine yeten, içine kapalı bir topluluktur, onlardan kimse bize yakınlık göstermez. Kıdemli Başçavuş O'Donovan'ın bando şefi olarak orkestramıza katılmasının tek nedeni de kendisinin o kapalı toplumun dış sınırına yakın bir noktada yer almasıdır. Dahası, Stilbourne'un nüfusunun en az yarısı Chandler's Close ve Miller's Lane gibi yerlerde yaşayan kılıksız insanlar olduklarından, onlar da aramıza katılamazlar. Evie sesinin güzelliğine ve son derece çekici olmasına karşın koro üyesi olarak dahi derneğin gösterilerine davet edilmemişti. Sanat bir buluşma noktasıdır; ama her şeyin de bir sınırı vardır. Onun için de, bütün gösterilerin, çevrelerinde görünmeyen bir sınır çizgisi bulunan bir avuç insan tarafından hazırlanması zorunludur. Kimse bu çizgiden söz etmezdi, ama varlığı herkesçe bilinirdi. Dernek toplumumuzun alt katmanlarında dolaşan bir atardamardı. Kasabamız, belediye reisinin düzenlediği kükendiiş çük törenlerden başka tören bilmezdi. Konuşmasını bilen, göz önünde insanlarımız yoktu. Kendimiz tragedyaydık biz, üstelik katarsise İhtiyaç duyduğumuzu bile bilmezdik. Dün haberlerini izlerken geçirdiğimiz sarsıntıyla arınırdık. Gelgelelim atardamar arada bir baskıyla iltihaplanırdı; o keman zaman uykumuzda huzursuzca kıpırdanmaya başlardık. Ve olan orkest son gösterinin ardından ölüm döşeğine yatırılan demek gözup bir dağlını lerini açarak yaralarını yalamaya koyuldu. Yaraları çoktu; ksiz olmalan: çünkü her gösteriden sonra oyunda rol alanların çoğu birIsa, onlansığu birleriyle selamı keserler. Rol yapmak, tutkulu olmak, göste-gizleriş yapıp etkilemek gibi hevesler, günlük hayatımızda eye konan oy- mek zorunda olduğumuz kıskançlıklarla kinleri, alçaklıkları tutmayı ve öfkeyi şeytani bir kaçınılmazlıkla körüklenmiş, bu duygular çiçek açmıştır. Bir operet hazırlamaya kalktık mı, yarçok kısıtlı kş dım umabileceğimiz kişilerin yarısını ilk anda elden kaçırdık demektir. Baş kadın ya da erkek rolünü alamyan kişilerden birkaçı bu başarısızlığı öyle ağır bir hakaret olarak görürler ki çalışmalara katılamayacaklarını bildirirler hemen. Ya da -daha da kötüsü- küçük rolde oynamayı asık suratla kabul eder, sonra da sabotaj eylemlerine girişirler. Perdelerimizi açtığımız ilk üç gecenin sonunda oyuncuların yarısı birbirlerine o derece darılmışlardır ki kendilerini bir daha öyle küçük düşürmemeye yemin ederler. Derneğimizin her yıl oyun hazırlamamasının nedeni budur. Yaraların kabuk tutması için belirli bir sürenin geçmesi gerekir. Düşmanlıklar unutulduğu, düşmanlar yeniden birbirini selamlamaya başladlğı zaman bir sonraki yılın gösterisi için geç kalınmıştır ve atardamarın acısı da artmaya başlar yine. Bir komisyon kurulur, toplumu canlandırır, son gösterinin yol açtığı hasarı gözden geçirir, ardından, Stilbourne Gösteri Sanatlan Derneği'nin bir hayır derneği, belki de Dr. Bamardo'nunki yararına şu ya da bu oyunu Belediye Binası'nda sahneye koyacağı açıklanır.
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.