Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Her insan kendi hayatının yazarıdır demişti Ay Sarayı adlı kitabında Paul Auster. Bu incelemeyi yazmak benim için hala çok zor, çok yakın bir zaman diliminde kaybettik Paul’u. Onunla beraber Solomon’da gitti, Daniel Quinn de, William Wilson da… Onunla beraber onun kurduğu tüm dünya romanlarının başına yıkıldı sanki. Yazarın romanlarındaki karakterlerin büyük bir çoğunluğu ya yazardır ya da edebiyata ilgi duyan kişilerdir. Bu romanında da farklı bir kurgu görünmüyor. Cam Kent’te William Wilson takma adıyla yazarlık yapan Daniel Quinn kendisine gelen telefonu açtığında telefondaki kişi detektif Paul Auster ile görüşmek istediğini söyler. Quinn her ne kadar başlarda kendisinin Paul Auster olmadığını söylese de sonrasında Paul Auster’ın yerine geçer ve teklif edilen görevi kabul ederek Peter Stillman’ı takip etmeye başlar. Hayatının akışı birden değişir ve bir detektif gibi yaşamaya ve çalışmalar yapmaya başlar. Kitabın sonraki bölümlerinde Quinn, yerine geçtiği Paul Auster ile tanışır ancak bir dedektif olduğunu düşündüğü Auster’ın da aslında bir yazar olduğunu onun evine gittiğinde öğrenir. Bu ve benzeri örneklerde görüldüğü üzere, Paul Auster kitaplarında okuyucunun zihnini alt üst etmeye ve gerçekle kurguyu başarılı bir şekilde kaynaştırarak postmodern bir karışıklık oluşturmaya çalışmaktadır. Gerçek Auster’a ait bilgilerin nerede bitip kurgudaki Auster’a ne zaman geçildiği kimi zaman okuyucuların üzerine yüklenen bir sorumluluk olarak kalmaktadır. ‘’Adım Paul Auster. Bu benim gerçek adım değil.’’ Hem yazar hem de karakter olan Auster bu şekilde yazarın güvenilirliğini ve roman üzerindeki otoritesini de okuyucularına sorgulatmayı amaçlamaktadır. ‘’Çünkü kendini Auster olarak hayal etmesi, onun kafasında dünyada iyi şeyler yapmakla eşanlamlı olmuştu.’’ Bu sebeplerle romanı bitirdikten sonra birçok soru ile baş başa kalıyorsunuz. Daniel Quinn neden karanlık odada tek başına günler geçirdi, ona yemeği kim getirdi, günlerce evin önünde bir evsiz gibi yaşayan karakterin hayatı bir öğleden sonra yağan Newyork yağmuru nasıl değiştirdi? Daniel Quinn ile Don Quijote arasındaki benzerlik sadece isimlerinin baş harfleri ile mi sınırlıydı? İşte bu gibi sorularla okuyucunun sürekli dinamik kalması, metinlerarası ile farklı eser ve yazarlara göndermeler yapılması okumayı başlı başına bir entellektüel uğraş haline getiriyor. Okuyucu edilgen verileni alan bir öge konumundan etken metini tekrar yaratan ve çözümleyen bir varlık haline geliyor. ‘’Bu öykü tümüyle gerçeklere dayandığından yazar kanıtlanabilirin sınırlarını aşmamayı, ne olursa olsun uydurmacanın tehlikelerinden sakınmayı görev biliyor.’’ Auster’ın eserlerinde bir diğer postmodern öge de karakterlerin sürekli dinamik ve gezgin halde bulunan kişiler olmalarıdır. Örneğin, Cam Kent’te Daniel Quinn, Peter Stillman’ı takip etmek görevini üstlenmiştir. Her gün Peter Stillman’ın peşinde New York’u gezen Quinn’in psikolojisinde değişmeler ortaya çıkmaya başlar, öyle ki Stillman’ın yürüdüğü sokakları önceden seçtiğini ve bu yolları bir kâğıda çizdiğinde Babil Kulesi yazısının ortaya çıktığını düşünmektedir. Başta bir merak olarak atıldığı bu takip işi, zaman ilerledikçe Quinn’in bütün hayatını adeta avucunun içine alır. Bu bağlılığın sonucunda bir gün Peter Stillman ortadan kaybolduğunda Quinn ne yapacağını bilemez, artık hayatta amaçsız kaldığını hisseder. Sonrasında Quinn, Peter Stillman’ın kendini bir köprüden atarak intihar ettiğini öğrenir ve düştüğü boşluktan çıkamaz. Romanın sonunda ise artık sokaklarda yaşamaya başlayan Quinn de New York şehrinde birden bire ortadan kaybolur. Ortadan kaybolmadan önce, bir süre sonra onlardan biri olacağı sokakta yaşayan insanlara daha çok dikkat etmeye başlayan Quinn onları betimlerken aslında kendi düşeceği durumu da anlatmaktadır: ‘’Pek çoğu ayyaştır, ama bu söz onların içinde bulunduğu yıkımı tam anlamıyla ifade etmez. Umarsızlık simgesi halinde, paçavralarıyla, yüzleri yara bere ve kan içinde zincire vurulmuş gibi sokaklarda ayaklarını sürüyerek dolaşırlar. Kapı eşiklerinde uyur, trafiğin içinde şaşkınca tökezleyerek yürürler, kaldırımda çöküp kalırlar, gözünüzü nereye çevirseniz onları görürsünüz.’’
Cam Kent
Cam KentPaul Auster · Can Yayınları · 20181,220 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.