Gönderi

Vayy.. Alıntımı kısaltamadım.. !!!
Feriduddin Attar, Mantıku't Tayr kitabında peygamberlik silsilesiyle at başı giden musibet silsilesini şöyle özetler: "Önce bir bak hele Adem'in başına neler geldi / Nice zamanlarca yasa mateme düştü / neler çekti neler / Sonra alemi tufana veren Nuh' a bak / binlerce yıl kafirlerden neler çekti neler / Sonra aşka düşen / mancınığa binen / ateşi yurt edinen İbrahim'e / Nefsi sevgili­nin yolunda kurban olan İsmail'e / Belalara uğrayan / oğlunun derdiyle gözleri ağaran / başı dönmüş Yakub' a / Kulluk eden / kuyuya atılan / zindanlara hapsedilen Yusuf 'a ve Padişahlığına bak / Sonra sitemler çeken / kurtların derdiyle kapı önünde kalan Eyyub'u / Yolunu yitirip ayrı düşerek balığın karnını yurt edinen Yunus'u /Dünyaya gelir gelmez / beşiği tabut dadısı Firavun olan Musayı / Ciğerinin hararetiyle ateşi mum gibi eriten Davud'u gör/ Derken tahtını yel götüren / herkesi hükmü altına alan /fakat sonunda saltanatında yeller esen, yerini develer tutan Süleyman' a bak / Gönlü coşup köpüren / başını testere kestiği halde ses çıkar­mayan Zekeriyayı / Bir topluluk önünde mum gibi zari zari başı kesilen Yahyayı / Darağacından kurtulup / Yahudilerden kaçan İsayı gör I Sonra Peygamberlerin ulusuna bak / Kafirlerden ne ce­falar gördü I Ne cevirlere uğradı /Sen bu işi kolay mı sanıyorsun?" Evet, musibetlerle kamiller arasında birbirini besleyen iki türlü ilişki vardır. Kamil insanların musibetleri büyük olur, büyük mu­sibetler de insanın kemalatını artırır. Vehb bin Münebbih der ki; 'İsa'nın havarilerden birinin elindeki kitapta şu parçaya rastladım; 'Eğer önünde bir bela yolu açıldı ise buna sevin. Çünkü peygam­berlerin ve Salihlerin yoluna koyuldun demektir . Buna karşılık eğer önünde bir rahatlık yolu açılmışsa buna ağla . Çünkü peygamberler­le salihlerin yolundan ayrıldın demektir . "Tasavvuf ehlinden Ebu Bekri Dükkiye şu düşünceleri dile getirmiştir: "Sufi afiyet ve hu­zur aramamalı, zahmet ve meşakkate katlanmayı öğrenmelidir . Ha­yatta keder ve sevinç birbirini takip eder . Fakat tasavvuf ehli belayı sevinçle karşılamalı, kurtuluşunu musibetlerde görmelidir . " Bir bedevi gelip "Ya Resulallah, seni çok seviyorum!" dedi­ğinde Hz. Peygamber (sav), "O halde fakirliğe hazır ol!"; bir başkası " Allah Tealayı çok seviyorum!" dediğinde ona "O halde belaya hazır ol!" buyurmuştur. Belaya hazır olmak, 'terakkiya­ta, ilerlemeye ve kemalata hazır olmak' anlamına gelir. Hiçbir zorluğa katlanmak mecburiyeti kalmamış birinin kemalatına ulaşması düşünülemez.
Sayfa 74 - Kemalat Tesellisi.
·
204 görüntüleme
Wisss.. okurunun profil resmi
Razıyım.. Gelmiş olan, olan, gelecek olan her şeye .. Tevekkül yolunda.. 🤲 Yücel hocam alıntıyı kısaltmamaniza çok sevindim. Bu nasıl bir tevekkül anlatimidir. Muazzam. Var'olun. ☺️
Yüksel Yüksel okurunun profil resmi
Değil mi.. yazar , o kadar güzel bağlamış ki.. neredeyse bütün makaleyi paylaşacaktım... Kitap çok güzel ilerliyor.. Bana tavsiye eden
Oya Kaya
Oya Kaya
e teşekkür ederim..
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.