Gönderi

Atsız'ın polemik üslubunu göstermek üzere son olarak "Zâde' Değil, 'Oğul"" yazısından bazı örnekler verelim. Tercüman gazetesinde Kemâl Ayaldı'nın, Atsız'ın Aşıkpaşaoğlu Tarihi adlı eserinde "oğlu" kelimesini kullanmasını amiyane bir tarzda eleştirmesine karşılık Atsız gerekli ilmî cevabı verirken şunları söyler: "Kemâl Ayaldı'nın (yani tenkid sahibinin) Türkoloji alanında hiçbir şey bilmediği, bu yazıyı gelişigüzel sırf boy göstermek için yazdığı her satırından belli oluyor. Bilhassa böyle bir yazıda bulunması gereken ciddiyetten mahrum oluşu, Âşıkpaşaoğlu yerine Tutkunorbayoğlu demek gerekir kabilinden şaklabanlıklar etmesi ele almak istediği konunun vekarına tezat teşkil ediyor. Şimdi ona bazı şeyler öğretmek için aşağıdaki satırları yazıyorum." (Ötüken 82, Ekim 1970: 3). Atsız'ın polemik yazılarında üst perdeden konuşması, rakibini "boy göstermek", "şaklabanlık" gibi kelimelerle aşağılaması burada da görülüyor. Şu cümleler de kendinden emin ve üst perdeden konuşmanin güzel örnekleridir: "Bu şairlerin asıl adları başkadır. Ben burada söylemeyeyim de kendisi bir bilene sorup öğrensin, belki o zaman aklında iyi kalır da müstakbel tenkidlerinde daha başarılı olur." (s. 4). Yazının ilerleyen bölümlerinde "Ne şahane fikir... Ne muhteşem prensip..." gibi alaylı ifadeler yer alıyor ve yazı "vurgunculuk, şamar, haysiyet(sizlik), kalem oynatmak" gibi vurucu ifadelerin yer aldığı şu cümlelerle bitiyor: "Şimdi sözü bitirelim: Ticarette vurgunculuk olur ama ilimde olmaz. Ayrıca emek çekilerek hazırlanmış bir kitabı on dakikalık çırpıştırma ile yok etmeye kalkanlar ilmin sert şamarını yerler ve ilmî haysiyetleri varsa bundan sonra okuyup öğrenmeden, bir konuya nüfuz etmeden kalem oynatmaya kalkmazlar." (s. 5).
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.