Gönderi

Atatürk ve İstanbul hükümeti arasında
Mustafa Kemal Paşa, siyaset gereği mahviyetli gözüküyor , ilişkilerinde hep aşağıdan alıyordu. Çeşitli bakanlarla ve bu arada Sadrazam Ferit Paşa'yla olan görüşmelerinde de aynı tavrı takınmış, bakan adayı olarak rahatsızlık yaratmasına karşın, temel siyasal çekişmeler açısından güvenlerini kazanmıştı. Bu güvenin oluşmasında Sultan VI. Mehmet Vahdettin'in hâlâ kendisinden birşeyler umuyor olmasının da rolü olmuştur tabii. Hatta İngiliz istihbarat dosyalarında olumsuz kişiler arasında gösterilmesine karşın İngilizlerin kendisine Anadolu'ya gitme izni vermelerinde de Sultan'ın rolü vardır. Dolayısıyla Mustafa Kemal Paşa'nın yatırımlarının meyvelerini verdiğini söyleyebiliriz. Yani Sultan'ın Papa'yı Anadolu'ya gönderirken kendisinden beklediği şey kendi politikasını uygulaması ve, İngilizlerin istekleri doğrultusunda, Doğu Karadeniz'de neredeyse tümüyle İttihatçılar'dan oluşan, bazılarının başında da Topal Osman Ağa gibi eski Teşkilat-ı Mahsusa üyelerinin bulunduğu Türk örgütlerini dağıtmasıydı . Nitekim Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a varışından sonra bilgilenmek amacıyla sağa sola çektiği telgraflar'dan birine Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti, Paşa'nın İstanbul'un adamı olduğu inancıyla cevap bile vermemişti. Mustafa Kemal Paşa'nın, Haziran ortalarından itibaren İstanbul'daki hükümeti açıkça ve sert bir dille yermeye başlamasından sonra Sultan VI. Mehmet Vahdettin'le yaptığı görüşmeler, konumuz açısından belki de en nazik evredir. Nitekim Mustafa Kemal Paşa'yla İstanbul Hükümeti'nin aralarının iyice açılması sonrasında bile,bazı bakanların istifa etmesine kadar varan çatışmalara karşın Mustafa Kemal Paşa azledilememiş, sonuç olarak bu azil ancak Sultan'la 7 Temmuz akşamı yaptığı telgraf görüşmesi sonrasında gerçekleşmiştir. Halbuki Mustafa Kemal Paşa İstanbul Hükümeti'yle köprüleri bu tarihten çok daha önce, Posta ve Telgraf Genel Müdürü Refik Halit (Karay) Bey'in postanelere Müdafaa-i Hukukçuların telgraflarını kabul etmeme emrini vermesi üzerine zehir zemberek telgraflar çekerek, bir iki gün sonra da Amasya Tamimi'ni yayımlayarak atmıştı. Nasıl oluyordu da bir yanda birçok kırmızı çizgiyi çoktan aşmış olan Paşa, öbür yanda da İstanbul Hükümeti'yle hemfikir olan İstanbul Hükümeti'yle hemfikir olan Sultan, hala görüşebiliyorlardı ? Sultan VI. Mehmet Vahdettin'in Mustafa Kemal Paşa'yı girdiği yoldan uzun uzadıya çevirmeye çalışmasında iki etmen görebiliriz.Bunların birincisi, hala Mustafa Kemal Paşa'ya güveniyor ve bir biçimde kendi yanına çekebileceğini sanıyor olmasıdır. Burada unutulmaması gereken bir husus da, Sultan'ın, çevresinde adam gibi adam denebilecek neredeyse kimsenin bulunmadığının farkında olduğudur.Diğer etmen ise, İstanbul'da Mustafa Kemal Paşa'ya verilen görevin ve İngilizlerin verdiği iznin büyük çapta kendi duyduğu güvene dayalı olmasından ötürü, bir anlamda kendi hatasını kendi tamir etmeye çalışması biçiminde açıklanabilir.
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.