Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
öldükten sonra elbet millet gömüldüğüm çukurun üzerine bir taş daha diker
burada şu ana dek yazmış olduğum incelemeler arasındaki bu en uzun incelememi okuyan herkese şimdiden teşekkürler (ben olsam uzun demez okurdum. kendim yazdım diye demiyorum. valla. bak yemin ettim. lol.) okumuş olduğum bu kitap floridadaki ringling kolejinde mimarlık, sanat ve tasarım dersleri veren christopher s. wilson tarafından 'gelecekteki anıtkabirin ötesini tahmin edebilmek için geçmişteki anıtkabirin aydınlatılması' amacıyla/düşüncesiyle yazılmış. yazar bu amacını/düşüncesini kitabın hemen başında; ''bu kitap Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938) hakkında değildir - en azından doğrudan. Kitap Atatürk' ün Osmanlı kenti Selanik'te (günümüzde Yunanistan'a ait) doğumundan bahsetmediği gibi, gümrük memuru bir babanın oğlu olarak geçirdiği çocukluğu hakkında da değildir. Bu kitap Atatürk'ün Osmanlı İmparatorluğu ordusunda kariyerinin daha başlarında gösterdiği başarıya odak­lanmadığı gibi, imparatorluğun Birinci Dünya Savaşı'nın ardından işgal edilmesi karşısında duyduğu hoşnutsuzluğu da anlatmıyor. Kitabın konusu ne Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı (1919-23) sırasında ve sonrasındaki liderliği, ne de onun Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı (1923-38) olarak gerçekleştirdiği laikleşme ve Batılılaşma yönündeki reformlarıdır. Son olarak, her ne kadar hikayemiz için girizgah işlevi görseler de, bu kitap Atatürk' ün son günleri ve ölümü hakkında da değildir.'' diyerek dile getirip kitabın içeriği, sınırı konusunda okuyucuya gerekli uyarıyı/açıklamayı yaparak başlar. Atatürk'ün mezar mimarisi üzerinden ulusal kimliğin inşasının ve oluşturulan/oluşturulmaya çalışılan bu inşanın sürdürülmesi konusunu yazar kitapta 7 ana 20 ara başlığa ayırarak okuyucuya anlatmaya çalışır. ben de hem kitabı daha doğru anlatabilmek hem de kitapta bahsedilenlerin dışına çıkmamak için kitap hakkındaki bu yazımı yazarın başlıkları üzerinden kısa kısa anlatmaya çalışacağım.. 1 mezar mimarisi temsiliyet ve Atatürk -mezar mimarisi: yazar bu bölümde latince ve yunanca mezar mimarisi ile ilgili terimlerin etimolojik kökenlerine değindikten sonra antik yunan, antik roma, antik mısır medeniyetlerindeki mezar mimarilerine değinip kısa kısa bilindik mezar mimarilerinden bahseder (piramitler, panheon, halikarnas mozolesi vb.) bu mezar mimarileri üzerinden bu mezarlardaki kişiler ve onların dönemlerindeki faaliyetlerine değinen yazar bu bölümü Atatürk'ün diğer devlet kurucularının, büyük kabul edilen devlet adamlarının mezarları ile ilintiler ve bu bölümü sonlandırır. #241136833 -Atatürk ve türkiyedeki temsiliyeti: bu bölümde ise yazar gerek türkiyede bulunduğu sırada görüp şahit olduklarından gerek internet üzerinde gördüğü görseller üzerinden Atatürk'ün türkiyede ulusal ve bireysel anlamda ne denli güçlü bir temsil olduğunu kısaca anlatır. yazar bu bölümde ulusal bayramlarda resmi kurumlara Atatürk bayrağının, portresinin asılmasından, çeşitli devlet kurumlarında o kuruma uygun Atatürk'ün bir özdeyişi ile fotoğrafının portesinin bulunmasından, resmi kurumlarda Atatürk büstünün bulunmasından, cadde, sokak, kavşaklara Atatürk adı verilmesinden özel işyerlerinde asılı olan Atatürk portrelerinden, araçlardaki Atatürk imzalarından bahseder ve bu bölüme de son verir. 2 kimlik bellek milliyetçilik ve mimari -kimlik: yazar bu bölüme; ''Kimlik genellikle bir şeyi -bu bir nesne, kişi ya da bina olabilir- tanınır veya bilinir kılan özellikler ve aynı zamanda benzer şekilde adlandırılmış diğer şeylerle aynı kılan nitelikler grubu olarak anlaşılır. Yani, bir şeye kimlik atfedebilmek için onun belirgin bir tanınırlık elde etmesine veya ötekinden ayırt edilmesine yetecek derecede, başka şeylerle aynılığa ihtiyaç vardır. Bu tanıma göre, kimlik atfetme (tanımlama) sürecinde aynılığın zıddına (farklılığa) da ihtiyaç vardır. Kimlik, ancak aynılık ve farklılık üzerinden şekillenmeye başlayabilir.'' şeklinde bir giriş yaparak bu düşüncesini antropoloji ve sosyoloji bilimlerinden destek alarak açıklar ve konuyu 'kolektif kimlik'e getirir. sosyal olarak inşa edilen kolektif kimliğin fiziksel varlık olmadığına değinen yazar Mustafa Kemal Atatürk'ün mezar mimarisine de bu şekilde yaklaşılması gerektiğini gerekli savlarla açıklayarak bu bölüme son verir. -bellek: yazar bu bölümde ağırlıklı olarak psikolojinin bellek kavramına verdiği anlam üzerinden belleğin tarihe, bireye, topluma etkisine değinir. belleğin sadece geçmişte yaşanılan olayları, edinilen tecrübeleri akılda tutmak anlamına gelmediğini savunan yazar belleğin aynı zamanda şimdiyi de anlamlandırdığını ve yarını da şekillendirmede kullanılan bir zihinsel yetenek olduğunu yine psikoloji biliminden destek alarak açıklamaya çalışır. #241138451 belleğin de tıpkı kimlik gibi bireysel ve kolektif olarak ikiye ayrıldığını söyleyen yazar Mustafa Kemal Atatürk'ün mezar mimarisini ve anıtkabiri de kolektif kimliği yaratıcı, yönlendirici, şekil verici olduğunu savunur. -türk toplumu özelinde- sürekli kendini yenileyen, gelişen kolektif kimliğin temelinde Atatürk'ün mezarının olduğunu söyleyen yazar bu düşüncelerini çeşitli sosyal bilimlerden yararlanarak güçlü kılmaya çalışarak bu bölüme de son verir. -milliyetçilik: bu bölümde yazar milliyetçiliğin aydınlanma ve sanayi devriminin sosyal ve kültürel altüst oluşlarının ardından boy gösterdiğini dile getirdikten sonra kısaca milliyetçilik kavramını açıklar ve milliyetçiliğin ''kurumsal hatırlama ve unutma'' üzerindeki etkisine değinip "geçmişi kontrol eden geleceği de kontrol eder' ifadesinin eksik olduğunu; bu ifadenin; ''geçmişi kontrol eden bizim kim olduğumuzu da kontrol eder." şeklinde tamamlanması gerektiğini savunur. bu düşünceden hareketle kendilerini ulus denen siyasi birim içerisinde bir araya getiren (gerçek ya da hayali) ortak bir geçmişe atıfta bulunarak kim olduklarını (ve kim olmadıklarını) anlamaya çalışan bireylerle grupların resmini sunmak için kimlik, hafıza, milliyetçilik, ulusal kimlik ve ulusal bellek konuları iç içe geçiren yazar Atatürk'ün mezar mimarisine de bu görüşle bakacağının sinyalini vererek bu bölüme son verir. -mimari, ulusal kimlik ve ulusal bellek: yukarıdaki ara başlıklarda dile getirdiklerini bu bölümde harmanlayan yazar farklı tarihçi, teorisyen, sanat tarihçileri ve antropologların görüşleri ile mimarinin ve haliyle mezar mimarisinin de ulusal kimlik, ulusal bellek tarafından şekillendirildiğini ve aynı anda kendisini şekillendiren ulusal kimlik ve ulusal belleğe de şekil verdiğini savunur. haliyle tüm bu anlatılanlara Atatürk'ün mezar mimarisi de dahildir. yazar bu konu özelinde; ''Hem Mustafa Kemal Atatürk' ün mezar mimarisinde ulusal kimlik ve belleğin inşası hem de ulusal kimlik ve hafızanın Mustafa Kemal Atatürk' ün mezar mimarisinde idame ettirilmesi.'' diyerek bu bölüme son verir. 3 dolmabahçe sarayı yazar bu bölümde dolmabahçe sarayının nasıl ve neden inşa edildiğine, sarayın mimari özelliklerine, sarayın muhteva ettiği eşya ve objelere kısa kısa değinir. bunların devamında yazar dolmabahçe sarayının cumhuriyetinin ilanından sonra artık bir 'osmanlı sarayı' değil de 'türk evi' olduğunu, millete ait olduğunu belirtir. buna istinaden yazar burada yapılan tdk, ttk toplantılarından bahseder. Çelik Gülersoy'un sözleriyle ifade edersek, "Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nı inşa eden kişi değildi ama ona milli egemenlik damgasını vurmuştu.'' yazar imparatorluğa son veren Mustafa Kemal'in son verdiği imparatorluğun bir saray odasında vefat etmesini ise kaderin garip bir esprisi olarak görür. ama yazar Mustafa Kemal'in buraya hastalığı sebepli doktorların tavsiyesi ile geldiğini de bilir ve bunu da dile getirir. yazar dolmabahçedeki 71 numaralı Atatürk'ün vefat ettiği odada Atatürk'ün kullandığı eşyalara değil de orada olmayana dikkat edilmesini söyler. yani orada neyin olduğuna değil de neyin olmadığına bakılması gerektiğini savunur. dolmabahçe sarayının 71 numaralı odası dantonun ifadesiyle; "sonların gerçekliğine işaret eder." yani burada Atatürk'ün kullandığı eşyalar vardır ama o eşyaları kullanan Atatürk yoktur. yani dolmabahçe Atatürk'ün yokluğunu ve ölümün mutlaklığını simgeler. yazar bu bakımdan dolmabahçedeki bu odayı anıt olarak kabul ederken abide olarak görülmemesi gerektiğini savunur. #241140902 anıt, abide; dolmabahçedeki bu oda değil, anıtkabirdir. yazar bu görüşünü güçlendirmek için 10 kasım törenlerinin dolmabahçede değil anıtkabirde yapıldığını söyler. dolmabahçe Atatürk'ün yokluğunun mekanı iken anıtkabir mevcudiyetinin (anıtın hatırlatma, mekansal ruhu bakımından) göstergesidir düşüncesini savunan yazar bu bölüme son verir. -dolmabahçe katafalkı: Atatürk'ün ölümünden birkaç gün sonra, dolmabahçe sarayının muayede salonunda, tüm hazırlıksızlığa rağmen ağırbaşlı bir katafalk hazırlanır. (katafalk kelimesi latincede inşaat iskelesi anlamına gelen sözcükten türetilmiştir ve "ölmüş kişinin onuruna, tabutunun veya bir büstünün konulması için kilisede kurulan sahne ya da platform" şeklinde tanımlanır.) şeklinde bu bölüme giriş yapan yazar Atatürk'ün dolmabahçedeki katafalkından bahseder. örneğin; #241220349 , #241222770 16-19 kasım 1938 tarihleri arasında katafalkı 500.000e yakın kişinin ziyaret ettiğini dile getiren yazar bunun resmi bir tören olmadığını sadece tabutun istanbulda yaşayan insanlara Atatürk'ün son vedası olduğundan da bahseder. (resmi tören ankarada yapılacaktır. -oraya da geleceğiz. (= - ) Atatürk'ün tabutunun sunuma açıldığının ertesi günü (17 kasım 1938de öğleden sonra Atatürk'ün tabutuna ziyarete gelenler Atatürk'ü göremeden kapılar kapanacak korkusuyla bulundukları yerden ileriye doğru yığılır ve çıkan karmaşada kalabalıkta 11 kişi ezilerek hayatını kaybeder. (bu resmi olmayan törende Atatürk'ü son bir defa görmek, onun manevi huzuruna çıkmak isteyen kişilerin çokluğunu ve onların heyecanını, üzüntüsünü düşünmemiz konusunda bence bize bir fikir verebilir.) -istanbuldan ankaraya nakil: yazar bu bölümde Atatürk'ün istanbuldan ankaraya nakli sırasında gerçekleşenleri okuyucunun gözünde canlandıracak denli basit ve renkli bir anlatımda bulunur. bu bölümü kısaca burada özetleyeyim; ''Tabut Dolmabahçe Sarayı'ndan 9:22'de ayrıldı ardından Tophane semtinde ilerledi, Galata Köprüsü'nü geçerek 12:26'da Sarayburnu'ndaki Gülhane Parkı'nın deniz kıyısındaki ucuna ulaştı. Öğleden sonra saat 12:42'de Atatürk'ün tabutu Gülhane Parkı'ndan alınıp Zafer adlı torpidobota yüklendi ve Marmara Denizi açığında demirli bekleyen Yavuz zırhlısına taşındı. Ardından saat 13:40'ta, törene katılan Britanya, Sovyetler Birliği, Almanya, Fransa, Yunanistan ve Romanya'dan gelen gemilerden selamlamak için 101 pare top atışı yapıldı. Atatürk'ün tabutunun yüklendiği Yavuz daha sonra Marmara Denizi'ndeki liman kenti İzmit'e doğru yol almaya başladı. Saat 19:40'ta Atatürk'ün tabutu İzmit'te karaya çıkarılmak için yeniden Zafer torpidobotuna aktarıldı; karaya tam olarak saat 20:00'de çıktı ve oradan çiçekler, Türk bayrakları ve defne çelenkleriyle bezenmiş özel bir trene bindirildi. İzmit'ten Ankara'ya tren yolculuğu gece yarısı yapılmış olmasına rağmen, yol üzerindeki istasyonlar -Arifiye, Doğançay, Geyve, Pamukova, Mekece, Osmaneli, Vezirhan, Bilecik, Karaköy, Eskişehir, Beylikahır, Sarıköy, Biçer, Polatlı, Etimesgut, Gazi Orman Çiftliği ve Ankara Garı treni bir anlık da olsa görebilmek için gelmiş insanlarla tıka basa doluydu. Tren Ankara'ya sabah saat 10:00' da vardı ve Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı İsmet İnönü, milletvekilleri, askerler, polisler, memurlar ve normal vatandaşlardan oluşan bir temsil heyeti tarafından karşılandı. Tabut yeniden bir top arabasına yüklenerek Ulus Caddesi'nden (günümüzde adı Cumhuriyet Bulvarı olarak değiştirilmiştir) yukarı doğru, o zaman TBMM'ye ev sahipliği yapan binanın önündeki katafalka taşındı.'' Atatürk'ün naaşını taşıyan bu kafile tüm bu yolculuğunu bilerek ağırdan alıyor yavaş ilerliyordu. bunda amaç Atatürk'ü olabildiğince çok insanın görmesi, ona son kez veda etmesi ve Atatürk'ün ölümünü olabildiğince çok kişinin kendi gözleriyle görmesi isteğiydi. kafile 3 saat 4 dakikada yaklaşık 5 km ya da saatte 1,63 km. ilerlemişti. #241282661 yine bu düşüncelerden sebep güzergah da uzatılmış, Atatürk'ün naaşı gülhaneye kestirmeden getirilmemişti. bkz. güzergah ve olası güzergah; i.hizliresim.com/6l6h42d.png ek olarak, Atatürk bahriye değil kara ordusu subayı olsa da, tabutu gemiye bindirildikten sonra gerçekleşen 101 pare top atışı Atatürk'ün kariyerinin askeri yönüne değiniyordu. bu selamlama atışlarına iştirak eden devletlerin çoğu hem I. dünya savaşı sırasında hem de sonrasında Atatürk'ün düşmanlarıydı. ingiltere ve onun anzak kuvvetleri Atatürk'ün geliboludaki baş düşmanıydı; savaştan sonra da yunanistan ve fransa ile birlikte osmanlı devletini işgal etmişlerdi. bu yabancı gemilerin selamlama atışlarına katılması, türkiyenin kurucusunun yası tutulurken bir uzlaşma ve birlik jestiydi. yazar bu bölümde şunları diyerek bir diğer konuya da değinir; ''Atatürk'ün naaşını taşıyan kafilenin dolmabahçe-gülhane parkı kara rotasının sorgulanmasına benzer biçimde, sarayburnundan izmite giden bu deniz rotası da sorgulanabilir. Atatürk istanbula mayıs 1938de, genelde yaptığı gibi, trenle gelmiş, istanbulun anadolu yakasındaki haydarpaşa tren istasyonunda inip boğazı tekneyle geçerek avrupa yakasına ulaşmıştı. o halde Atatürk'ün tabutu haydarpaşa tren istasyonu yerine neden izmit'e kadar götürüldü? bu sorunun cevabı muhtemelen, gerçekleştirilmesi açık denizde olmayı gerektiren 101 pare top atışında yatmaktadır. bir kere açık denize çıktıktan sonra tekrar İstanbul'a ve Haydarpaşa İstasyonu'na dönmek doğuya doğru ankaraya devam etmek yerine tam tersi istikamette gitmek olacaktı. marmara denizinin en doğu noktasındaki liman izmitti ve oradan ankaraya demiryolu bağlantısı vardı.'' bu arada Atatürk ve gülhane parkı önceden de birbirini tanıyordur ve ikisi de birbirine yabancı değildir. #241282813 bu güzergahla Atatürk ve gülhane parkı da birbirlerine veda etmişlerdir diyebiliriz. yazar bu bölümde Atatürk'ün naaşının tren ve deniz yolculuğundan bahsederek bu bölüme son verir. #241282931 #241283041 ek olarak; Atatürk'ün naaşını taşıyan trenin izmit-ankara güzergahı; i.hizliresim.com/o1he6t4.png (aynı tren Atatürk'ün yurt gezilerinde kullandığı trendir.. bu da ikili arasında bir vedadır..) 4 ankara katafalkı yazar bu bölüme şu şekil bir açıklamayla başlar, #241284287 Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşı 8 sene önce şu fotoğrafının çekildiği upload.wikimedia.org/wikipedia/commo... ikinci meclis binasının önünde bruno taut tarafından hazırlanan katafalka yerleştirilir. tarihtenyazilar.com/wp-content/uplo... (sağ arka köşeden meclis binasının bir parçası görülüyor.) yazar bu bölümde Atatürk'ün katafalkını hazırlayan
Bruno Taut
Bruno Taut
tan da bahseder. #241284819 bunun devamında yazar bruno tautun hazırladığı katafalkın orijinal taslak çizimlerini de kitabında okuyucuyla paylaşır. bruno taut detaycıdır ve Atatürk'ün katafalkında Atatürk devrimlerinin her birini ayrı ayrı işler, taut artık psikolojideki ölenin ölümünü inkar aşamasından kabul aşamasına geçişi vurgulamak için Atatürk'ün naaşını katafalk yanında küçültürek Atatürk devrimlerini çeşitli simgelerle büyütüp Atatürk'e hem veda eder hem de onun (devrimlere şekilsel vurgu ile) yeniden doğuşunu dolaylı olarak gösterir. örneğin; #241286863 (yazar bunları uzun uzun anlatmış, burada anlatmıyorum ki yazımı buraya dek okuyan varsa kitabı okuma konusunda isteği artsın..) yazar Atatürk'ün cenaze masrafları konusunda verdiği bilgi ile bu bölüme son verir. #241287052 -katafalktan etnografya müzesine: yazar bu bölüme; ''Atatürk'ün tabutu 21 Kasım 1938 günü saat 10:45'te Ankara Etnografya Müzesi'ne doğru yola çıktı; bu defa 96 Türk askeri tarafından çekiliyordu ve yine Chopin'in "Cenaze Marşı" eşliğinde yürünüyordu. Tören alayı izlediği rota üzerinde önce İstasyon Caddesi'nden aşağıya inmiş, tren garının önünde sola dönmüş, Ankara Sergi Sarayı'nı geçmiş ve Halkevi/Türk Ocağı binasının arkasından sağa dönerek saat 13:10' da Etnografya Müzesi'nin önüne varmıştı.'' şeklinde bir giriş yapar. ikinci meclis-etnografya müzesi arasındaki güzergah da önceki güzergahlar gibi bilerek uzatılmıştır ve bu güzergahta Atatürk'ün naaşını taşıyan kafile bilerek yavaş ilerlemiştir. bkz; i.hizliresim.com/cjqwedu.png , #241287355 5 etnografya müzesindeki geçici kabir yazar bu bölüme etnografya müzesini inşa eden mimarı tanıtarak başlar, #241287504 ve Atatürk'ün etnografya müzesi hakkında dediğine de değinir, #241287556 bundan sonra yazar etnografya müzesinin miamarisinden, müzenin kuruluşu aşamalarından, onun temsil ettiğini düşündüğü değerleri anlatır ve buradan buradaki Atatürk'ün geçici mezarına gelir. yazar buradaki Atatürk'ün mezarının minimalist yapısından bahseder, #241289039 bu minimalist yapı bilinçlidir zira burası da dolmabahçe gibi bir anıt işlevinde kullanılmaktadır. anıt (anıtkabir) bu süreçte inşa halindedir. -anıtkabire nakil: yazar bu bölümde Atatürk'ün naaşının 15 yıl sonra etnografya müzeisnden anıtkabire naklini detaylı bir şekilde anlatır. naaşın anıtkabire taşınma güzergahına eski güzergah da eklenmiş (ikinci meclis önü) böylece yine yol uzatılmış yine Atatürk'ü tabutunu halkın görmesi sağlanmıştır. bkz. i.hizliresim.com/pazu2kq.png elbette yine Atatürk'ün naaşını taşıyan kafile yavaş hareket etmiştir. #241289303 6 anıtkabir yazar bu bölümde anıtkabirin yerinin nasıl seçildiğine dair süreci anlatır. #241291474 mimari yarışma yazar bu bölümde anıtkabir yapımı için açılan yarışmanın katılım şartlarından bahseder ve bu konu özelindeki ilginç ve absürd bir soruna da değinir, #241291997 2 mart 1942de yarışmaya katılım süresi dolar, #241292187 ve artık yarışmaya başvuranların projeleri seçilen kurulca değerlendirilmeye başlanır, yarışmaya katılan projeler ve bu projelere dair jürinin bakış açıları, değerlendirmelerine dair bkz. #241294092 bu süreçte dönemin türk mimari dergisi arkitekt ve anıtkabir jürisi arasında sürtüşmeler de olur. bu sürtüşmelerin ana nedeni arkitekt dergisinin anıtkabir jürisinin kabul etmediği projelerin türk tipini yansıttığını savunmalarıydı. arkitekt dergisi 1. ulusal mimari ve 2. ulusal mimari anlayışlarından hareketle anıtkabir projesine sunulan geçmişteki kümbet tipli yapıların kabul edilebileceğini savunuyordu. oysa anıtkabir jürisi geçmişteki yapılara benzer bir yapının anıtkabirin devrimci ruhuna aykırı olacağını düşünüyordu. kazananın ödüllendirilmesi jüriye sunulan anıtkabir projelerinin mimarına dair bilgiyi jüri bilmiyordu. #241306652 finale kalan üç projeden birisini (Onat-Arda, Krüger ve Foschini adlı mimarların projeleri) seçecek olan tbmmnin bu seçimi yapmadan önce onat-ardanın projesinde düzeltmeler yapmasını istemesi ise tbmmnin aslında türk mimarların projesini seçeceğinin ön habercisidir. bu şekilde tbmm hem anıtkabiri türk mimarın projesine emanet etmiş hem de anıtkabir jürisi ile türk mimarları ve onların dergisi arkitekti barıştırmıştır. zira onat-arda ikilisi 1. ve 2. ulusal mimari akımı temsilcileridirler. arkitekt dergisi seçilen proje sonrası şu açıklamayı yapar; ''bu proje, herkesce beğenilmesi kabil bir kompoz[i]syondur.'' yazar yine bu bölümde anıtkabir projesi seçilen onat-arda mimar ikilisinin hayatlarını ve mesleki kariyerlerini anlatır. anıtkabirin inşası yazar bu bölüme şu cümleler ve verilerle giriş yapar, #241307716 yazar yine bu bölümde anıtkabirin inşa sürecinde yapının kolektif belleği ve kolektif kimliği nasıl etkilediğini ve bu ikisinden nasıl etkilendiğini de anıtkabirde yer alan mimari yapılar, mimari yapı isimleri, figürler, heykeller üzerinden uzun uzun anlatır. burada üzerinde durulması gereken bir nokta daha var ki burası bence çok önemlidir onat-arda mimar ikilisi anıtkabiri eski türk-islam sentezi mimari yapılara benzetmemişler bundan kaçınmışlardır. öyle ki bunun cumhuriyetin laik ruhuna ve Atatürk'ün laik kişiliğine zarar vereceğini düşünmüşler ve bu konuda farklı ve bence mantıklı bir yol izlemişlerdir. onat-arda mimar ikilisi Mustafa Kemal Atatürk'ün türk tarih tezi anlayışından hareketle anıtkabir projesini oluşturmuşlardır. Mustafa Kemal Atatürk'ün türk tarih tezince anadolu türklerin 5.000 yıldır yaşadığı/yaşamakta olduğu yurdudur. bu topraklardaki her medeniyette türklerin etkisi ve katkısı vardır. işte bu düşünceden hareketle onat-arda mimar ikilisi antik mısırdan etkilenen antik yunan mimarisini ölçüt alıp bunu hitit, frigya, orta asya türk kavimlerinin mimari obje ve figürleri ile desteklemiştir. örneğin; #241308430 , #241311123 buna ek olarak onat-arda ikilisi zemin döşemelerinde selçuklu desenleri, kule uçlarında selçuklu mızrakları da kullanarak selçuklulara da vurgu yapmıştır. onat-arda ikilisi bilinçli olarak klasik osmanlı mimarisinden uzak durmuşlardır. abidenin abideviliği #241311557 #241356270 #241356665 #241356734 #241356783 #241356813 #241356882 7 ulusal belleği sürdürmek yazar bu bölümde türk ulusunun belleğini sürdürmesi yönünden anıtkabirin önemli bir sorumluluk üstlendiğini belirtir ve bunu diğer ülkelerde yer alan benzer yapılar ve sorumlulukları ile örneklendirir ve anıtkabirin bir anıt mezar yanında müze yanının olduğunun da üzerinde durur. yazar bu konuya öncelikle müze, müzecilik terimlerini tanımlayıp anlatarak giriş yapar, #241357067 -dolmabahçe müzesi: yazar bu bölümde dolmabahçe müzesinin müze olma sürecini alınan karar ve konulan kanunlardan hareketle anlatır. -Atatürk'ün dolmabahçedeki yatak odası: bu bölümde de yazar kısaca Atatürk'ün dolmabahçedeki yatak odasının müze haline getirilme sürecini anlatır. -ikon olarak anıtkabir: #241357235 -Atatürk evleri ve müzeleri: #241357439 -törenler ve anmalar: anıtkabirdeki törenlerde anıtkabiri ziyaret eden kişilerin anıtkabir özel defterine o güne dair yazı yazmaları hususunda yazar şu açıklamayı yapar, #241357842 anıtkabirde yapılan törenlerin ve anmaların ulusal kimliği canlı tuttuğuna, kolektif kimliğin ruhunu diri tuttuğuna değinen yazar devamında anıtkabirin türk insanı tarafından nasıl algılandığını çeşitli örnekler vererek açıklar. yazar anıtkabirde anma ve törenlerde canlandırılan bu ruha yönelik yapılmaya çalışılan saldırıyı da örnekler, #241358013 -eklemeler ve çıkarmalar: bu bölümde yazar anıtkabire inşasının tamamlandığı tarihten itibaren yapılan eklemeleri ve çıkarmaları anlatır, #241358134 , #241358734 , #241359843 , #241362175 , #241362201 , #241362236 sonuç yazar bölüm adından da anlaşılacağı üzere bu bölümde yukarıda anlattıklarından hareketle; ''Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün Türkiye'de büyük bir boşluk bıraktığını söylemek abartılı olmayacaktır; bu boşluğun yerinde bir zamanlar bir lider, çağdaş koşullara dair bir anlayış ve bir gelecek hayali vardı. Türk ulusunun -halkın ve devleti- bu boşluğu nasıl doldurduğu ya da nasıl onun yerine başka bir şey koyduğu veya dikkatlerini nasıl bu boşluktan uzağa yönlendirip onu çeşitli biçimlerde bastırdığı bu kitapta açıklandı. Hem insan Mustafa Kemal Atatürk hem de Türk anıları, Atatürk'ün ölümünden beri gelen hükümetler ve yurttaşlar tarafından siyasileştirildiği üzere, Atatürk'ün mezar mimarisinde birbirine bağlıdır.'' der. ------------------------------------------------------------------------------- bu uygulamada bugüne dek -maalesef- az okunan ama uygulama kullanıcılarınca daha fazla okunmasını istediğim konulara dikkat çekmek için kitap incelemesi yazdım. an itibariyle bu inceleme ile konuyu farklı bir boyuta taşıyorum; uygulamada ekli olmayan bu kitabı önce uygulamaya ekledim (size daha önce kütüphaneci olduğumu söylemiş miydim? lol.) sonra kitaptan buraya yazacağım incelemede yararlanmak için alıntılar ekledim ve son olarak da bu incelemeyi yazdım.. kitapta bahsedilen konulara kendi yorumumu katmadım, kitabı yazan yazarın üslubuna, bakış açısına eleştirel bakmadım, kitaptaki -bence- olması gereken ama olmayan konulara değinmedim, kitapta bahsedilenlerden temelli türkiyede anıtkabir hakkında ileri geri konuşan, paylaşımlarda bulunan bazı ileri zekalılar hakkındaki düşüncelerimi de buraya yazmadım.. bu şekilde kitapta anlatılanları yazdığım bu incelememi -olursa- okuyanları etki altında bırakmak istemedim. (gerekirse bu konular özelinde ileride burada ileti yazarım..) Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası onun naaşını onurlandırmak için yapılanları, onun naaşının yolculuğunu nasıl ve şekilde gerçekleştiğini, onun ebedi istirahatte bulunduğu anıtkabirin hangi süreçlerden geçip ne şekilde inşa edildiğini anlatan bu kitabı bu uygulamada daha fazla kullanıcının okumasını isterim. bu incelemeyi de bu isteğimden sebep yazdım. bu arada kitapta gerek mimari çizim, gerek taslak gerekse Atatürk'ün naaşı sırasında çekilen fotoğraflar olsun görseller mevcut ama sanırım kitabın hacmini büyütmemek adına sonuncusu özelinde, Atatürk'ün naaşı sırasında çekilen fotoğraflar kısıtlı tutulmuş. geçenlerde bu kitabı okurken yazdığım şu ileti içerisinde ( #241229822 ) yer alan ''Ebedi şefimiz Atatürk'ün İstanbul ve Ankara'daki Cenaze Töreni Albümü'' adlı kitabın pdf linki mevcut. bu linkte Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşının dolmabahçede katafalkta ziyarete açıldığı zamana dair, dolmabahçeden gülhaneye doğru yolculuğuna dair, gülhaneden izmite doğru deniz yolculuğuna dair, izmitten ankaraya doğru yapılan tren yolculuğuna dair, ankarada ikinci meclis önünde Atatürk'ün naaşının törene açılmasına dair, ikinci meclisten etnografya müzesindeki geçici mezar yerine yaptığı yolculuğa dair, etnografya müzesinden anıtkabire doğru yaptığı yolculuğa dair bu sırada çekilmiş yüzlerce -bence- güzel, anlamlı, duygulu fotoğraf var. olur da kitabı okuyan çıkarsa kitabı okurken bu fotoğraflardan yararlanabilir. ek olarak şu linktede celal bayarın 1953te Atatürk'ün naaşının etnografya müzesinden anıtkabire taşınması sonrası anıtkabirde yaptığı konuşmanın videosu mevcut; youtu.be/Kfoz1uKD6lw?si=... ek-2; olur da kitabı okumak isteyen/ler olursa diye kitabın pdfsi şu alıntının altındaki yorumda mevcut; #241222770 ek-3; kitabın yazarının Atatürk ve anıtkabir konulu diğer çalışmalarına dair; scholar.google.com.tr/citations?user=... ek-4; kitap sadece tarih konulu değil, dönemin t.c. mimarisi, dönemin avrupa mimarisi, t.c. ve dönemin avrupa mimarilerinin türkiyede yaptığı etkiler, gerek yerli gerek yabancı mimarlar hakkında da bilgiler var kitapta. yani kitabı sanat, sanat tarihi, mimarlık okuyan bu konulara ilgi duyanlar da okuyabilir. kitabın okuyucusuna, okuyucularına şimdiden iyi okumalar dilerim.. ya da kitabın görece en son güncel okuması tarafımca yapılıp hakkında gerekli yazı da yazıldı. okuyana/okuyacaklara şimdiden hayırlı olsun. (= son ek: başlıkta yazdığım Atatürk'ün sözüne dair; #221108539
Anıtkabir'in Ötesi Atatürk'ün Mezar Mimarisi Ulusal Benliğin İnşası ve Sürdürülmesi
Anıtkabir'in Ötesi Atatürk'ün Mezar Mimarisi Ulusal Benliğin İnşası ve SürdürülmesiChristopher S. Wilson · Koç Üniversitesi Yayınları · 01 okunma
··
862 görüntüleme
Grekov Kafkayevski okurunun profil resmi
bence de müsait bir zamanında oku.. 🥂🙃🥳
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.