Gönderi

Gazi Paşa Hazretlerine
İSTİD’Â - Gazî Paşa Hazretleri’ne - Bu yurd mahrûm düzenlikten, umrândan.. Köylülerin nasibi yok irfândan; Ey kurtaran bizi zâlim Yunan’dan! Kurtar bizi daha birçok düşmandan! Medeniyet gerçi bize uzaktır; Mefkûremiz güneş kadar parlaktır.. Bütün millet yükselmeğe müştâktır: Kurtar bizi cehâletten, noksândan! Harpte nasıl ün aldıysa her nefer, Tezgâhta da san’atına versin fer.. Kazanalım her hünerde bir zafer: Kurtar bizi iktisadî buhrândan! Mektep, müze, dârü’l-fünûn isteriz; Halkçılığa uyar kanûn isteriz; Terakkimiz her ân koşsun isteriz: Kurtar bizi beyne’l-milel hüsrândan! Sen dâhîsin, buna çoktan inandık.. Mefkûresiz rehberlerden pek yandık.. Garp’ta Şarklı yaşayıştan usandık: Kurtar bizi bu karanlık zindândan! Göster şimdi ilmi, harsî hedefler: Âlim, şâir, kumandan da hep asker.. Her şey olur: Yalnız iste, emir ver.. Kurtar bizi meskenetten, hirmândan! Sürümüzde bir kurt çoban kalmasın, Tepemizde gizli düşman kalmasın; Düşmanların dostu hakan kalmasın: Kurtar bizi bu yaldızlı yılandan! Abdülhamîd gerçi Kızıl Sultan’dı, Buna nisbet yine o bir insandı.. Çok ma’sûmlar Fetvâ’sına aldandı: Kurtar bizi artık Kara Sultan’dan! İKİNCİ İSTİD’Â - Gazî Paşa Hazretleri’ne - Sen deyince, “Sulhten sonra isterim: Herkes gibi bir fert olmak, hür olmak. Hepimizde doğdu büyük bir vehim: Gerçekten mi bu kıyâmet kopacak? Yeniden mi başlayacak felâket? Düşecek mi yine derde memleket? Hâyır asla! Yoktur buna bir imkân: Fert olamaz bir milletin beşîri.. Hürdür belki mefkûresiz bir insan, Hür olamaz vazifenin esîri.. Kimse yarım bırakamaz bir işi, Eserinin borçlusudur her kişi.. Gazî Paşa! Gerçi fazla yoruldun, İhtimâl ki râhata da muhtâçsın.. Lâkin Türk’ün tılsımını sen buldun, İksîr gibi bu millette ilâçsın.. Türk çocuktur yaşayamaz babasız; Karanlıkta kulağuzsuz, lambasız.. Artık çiftlik değil bu hür memleket, “Malikâne” yazılamaz taşında... Kahramanlar soyu olan bu millet, Arslanları görmek ister başında.. Tehlikeli anda ona kim medet Eylemişse odur ancak mu’temet.. Tepesinde kahramanlar olunca, Bu memleket dâim gitmiş ileri.. İlk sıraya harîs fertler dolunca Paslı kalmış kalbindeki cevheri.. Bu milletin hâli olur pek yaman, Kulâğuzu olmazsa bir kahraman.. Gazî Paşa! Ulu Tanrı aşkına, Elinde bu mülkü çürük bırakma! Acı, kurtardığın yurdun halkına, Öksüz gibi boynu bükük bırakma! Mektebînde onu okut, çalıştır.. Yavaş yavaş halkçılığa alıştır.. Neticeden anlaşılır isâbet: Yoktur senin gibi Türk’ü anlayan.. Bilen, ancak yapabilir bir hidmet, Sensin asrı bilen, mülkü anlayan.. Bu milletin sen tutmazsan elinden, Yanlış yola gidebilir cehlinden.. Sen yalnız bir büyük insan değilsin; Sende saklı nice mechûl kuvvetler.. Yalnız dâhi ve kahraman değilsin; Hep sendedir bize mevhûb nusretler: Türk feyzinin kaynağısın, taş, durma! İçten gelen hamleleri durdurma! Tekâmülün zembereği dehândır, Talihimiz sende etmiş tecellî.. Bizi mev’ûd terakkiye ulaştır: Bu da senin vazifendir besbelli.. Türk, harsını Garp’ten ödünç alamaz, Nûrlanırken cihân, nûrsuz kalamaz.. 1922 ~ Ziya GÖKALP ~
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.