Güneş demir atmış hükmediyor zamana
Çalıyor geceye ait sisli karanlıkları
Tutkuları ağır basıyor aciz insanın
Dipsiz kuyularının derinliği kendi içinde
Kurulurken cümleleri dil ile dudak arafında
Harflerinin ayakları dolanıyor birbirine
Bu ne garip bir muamma manayı ararken
Başlar ve biter oysa hayat iki satır arasında
Gökte taşlara takılır yerde bulutlara dalaşır
Yaşamak ne zordu bu zamanda.
Bakan her nazarda ortalığı tarumar ederken
Gurbeti anlatıyorlar bana en derini içimdeyken
Deli bir kuşta yakıyor içimde sürekli ümit ateşini
Ben zümrüdü anka değildim ki.
Yandığım da küllerimde yok olur biterdim .
İplik yumakları gibi dolaşır renklerim birbirine
Mavi laciverte evrilir, kırmızı mora , sarı yeşile
Susuşum olur bu oyunbozan günlerin içinde.
Düşüncelerim gürültülü kelimelerim sessiz
Dalgaları sevdim denizi olmayan bu şehirde
Çalakalem yazdığım sözler misafir oldu kağıtta
Bir yürek aralığı için açtım tenha içimi
Kalbimin hissettiği gözümün gördüğüydü
Yorgun düştüm kalbin düştüğü bu yerde
Büyümek dünyanın kötülüğü ile yüzleşmek miydi?