Gönderi

392 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
1957 yılında İstanbul’da doğdu. Saint Michel Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. 1970'li yılların ortalarında yazmaya başladığı ilk hikayeleri elbette yayınlanmadı. İlk yazılarıysa 1984 yılından başlayarak Şalom, Stüdyo, İmge, Cumhuriyet , Hokka, Argos, Cumhuriyet Dergi, Milliyet Sanat, Gösteri, Gergedan, Varlık gibi gazete ve dergilerde çıktı. İlk Kitabı Jacques Brel: Bir Yalnız Adam 1986 yılında yayınlandı. Üniversite bitirme tezinden hareketle yazdığı bu romansı biyografiyi 1990 yılında çıkan ve kendisine o yılın Haldun Taner Öykü Ödülünü kazandıran Bir Şehre Gidememek adını taşıyan kitabı izledi. Ertesi yıl ikinci hikaye kitabi Madam Floridis Dönmeyebilir yayınlandı. Bir sonraki yıl daha çok bir uzun hikaye ya da anlatı olarak görmeyi tercih ettiği ilk romanı En Güzel Aşk Hikayemiz sırasını aldı. Bu kitabın ileride yazacağı ve 2005 yılında okurla buluşan Lunapark Kapandı'nın kaynağını oluşturduğunu sonradan anladı. Bu arada birçok okur tarafından artık bir klasik gibi görülen İstanbul Bir Masaldı’yı yazdı. 1999 yılında yayın hayatına katılan bu kitabı yazarken böyle bir değerlendirmeyle karşı karşıya kalacağını da 2000 yılının Yunus Nadi Roman Ödülü’ne layık görüleceğini tabii ki Bilmiyordu. 2005 yılı aynı zamanda Bir Yaz Yağmuru kitabını okur karşısına çıkardığı yıldır. Bu kitap yayın hayatının ilk yirmi yıllık bölümünde farklı gazete ve dergilerde yayınlanmış, bizzat kendisi tarafından seçilmiş ve değerlendirilmiş yazıları bir araya getirilmiştir. 2009'da bir dönemin ruhunu dile getirmeye çalıştığı Karanlık Çökerken Neredeydiniz çıktı. 2013 yılında Size Pandispanya Yaptım adlı romanı okurla buluştu. 2015 yılında, son romanı Bu Oyunda Gitmek Vardı Everest Yayınları tarafından yayınlandı. Levi’nin Bütün eserleri Everest Yayınları tarafından yayınlanmaya devam ediyor. Yazar Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde Yazı Yaratımı dersleri veriyor. Aynı dersi Farklı kültür merkezlerinde de veriyor. Ayrıca NTV’de İskender Pala ve Ahmet Ümit ‘le birlikte hazırladığı “Önce Söz Vardı” adlı edebiyat sohbetlerine devam etmektedir. Yukarıdaki biyografi yazarın yayınevi everest yayınlarının internet sitesinden alındı fakat henüz güncellenmemiş yazarımızı 31 Ocak 2024 de ne yazık ki yitirdik.. ''Tüm bu başıma gelenler, kendimden ve yaşamak zorunda kaldığım bu dünyadan yine sıkıldığım gecelerin birinde, ünlü boşanma ve miras avukatı Yıldız Aksoy'un yatak odasına gizlice girmemle başladı.'' Evet, kitap böyle başlıyor hikayenin anlatıcısı hikayenin parçası oluyor aynı zamanda da dışardan tanığı. Güçlü kadın, güçlü avukat Yıldız'ın yatak odasında beliriyor anlatıcı fakat Yıldız bundan habersiz çünkü görünmüyor duyulmuyor doğaüstü bir durum ve izliyor irdeliyor ve anlatıyor.. Bir yolculuğa çıkıyoruz karakterlerin girift ve bir o kadar birbirine değmeyen hayatları arasında. Zamanlar, mekanlar bükülüyor. Hikayede adı geçen karakterlerin neredeyse tümünün bugününü, dününü, iç dünyalarını ve travmalarını izliyoruz. Pardon okuyoruz mu demeliydim? Kimi zaman ateşli bir sevişme sahnesi, kimi zaman kan ter içinde bir cinayet, kimi zaman bedenini koruyamayan bir kadının çırpınışları, kimi zaman iğrenç bir erkeğin hırıldaması, kimi zaman da varoluşsal bir sancının doğum anı oluyor bu tanıklıklar. Katman katman açılıyor kitap insanın içine işliyor sarıp sarmalıyor, yaşanan olaylar, aile problemleri, cinsel dürtüler, cinsel kimlik arayışları ve kayboluşlar, teğet geçen hayatlar, toplumsal baskılar, evlilik ve esaret ilişkisi tüm bu temaları bulup çıkartabiliyoruz romanın içinden. Ve tabii ki anlatıcımıza aralarda destek atan ve okura göz kırpan Mario Levi de sayfalar arasında yerini alıyor. Ve soruyor yazar biz de soruyoruz soralım ; ''Teğet geçen hayatlar onların da mı kaderiydi? Engin, Sibel, Yıldız, Begüm, Nalan, Songül, Samim ve ötekiler... Hatırlıyor musunuz? Ne dersiniz? Nasıl bir hikayeydi bu? Tuhaflıklarla mı dolu? Yalanlarla da mı? Karar sizin. İnsan kendi gerçeğinin kahramanıydı neticede.'' Ayçiçekleri Her Gece Bir Yalnızlığa Bakar, Teğet Geçen Zamanlar üçlemesinin ilk kitabı. Benim Mario Levi ile Tuhaf Dergi sayfalarında başlayan tanışıklığımdan sonra yazardan okuduğum ilk kitap. Yazarın büyülü dili, yalın anlatımı, karakterlerin derin analizleri, etkileyici kurgusu, kitapta tanık olay, durum ve hissiyatların insanın zihninde birebir belirmesi yaratımın gücünü ortaya koyuyor. Sorular sorduran, kafa karıştıran, can sıkan, empati yaptırtan, ruhsal çıkmazların çaresizliğini hissettiren yoran evet evet yoran bir kitap ama yorarken de edebiyatın hazzını iliklere kadar hissettirip o hazza doyuran bir kitap. Gerçek ile kurguyu, zamanları ve mekanları eğip büken sıra dışı karşılaşmalarıyla da kitaptan kopturtmayan ustalıklı bir anlatı. Ben Mario Levi ile tanıştım ve tanışıklığımı diğer kitaplarını edinerek ve okuyarak geliştirmeye devam edeceğim.
Ayçiçekleri Her Gece Bir Yalnızlığa Bakar
Ayçiçekleri Her Gece Bir Yalnızlığa BakarMario Levi · Everest Yayınları · 202247 okunma
·
202 views
Serhat ÇELİK okurunun profil resmi
Merhabalar, umarım rahatsızlık vermiyorumdur 🌷 Kısa süreli olarak katıldığım ve sınırlı ücretsiz kontenjanı olan çok verimli bir eğitimden bahsetmek istiyorum. Eğitim ve Danışmanlık şirketinin düzenlediği “Ruhsal Uyanış” semineri, uzman eğitmenlerle ve ücretsiz kişilik testi ve danışmanlıklarla tanık olduğum, çok verimli geçen bir süreç ve bu süreci sizinle de paylaşmak istedim. İlginizi çekerse ve dahil olmak isterseniz diye buraya formu ve posteri bırakıyorum 🙏🍀 İyi günler 🌸 Başvuru Formu:🦋 forms.gle/gdFXDhRWFDdgzcN68
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.