Gönderi

635 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Amerikan Edebiyatının Tolstoy'u Ernest Hemingway
Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Ataol Behramoğlu 'nun önsözüyle renklendirdiği, Erol Mutlu çevirisi bir kitap. Hemingway, kitabında İspanyol İç Savaşı sırasında dağlarda faşistlere karşı savaşan gerilla güçleri arasında bulunan Amerikalı bir İspanyol profesörü olan Robert Jordan'ın gözünden savaşın anlamsızlığını sorgular. İspanya İç Savaşı'nda bir köprüyü uçurmak için görevlendirilen bir gerilla grubunun dört günlük hikâyesini anlatır aslında eser. Faşizmin ilk gerçek ve kanlı provasını Avrupa'da yaptığı bir savaştan bahsediyoruz. Biz okurlar isminden de yola çıkarak Çanlar Kimin İçin Çalıyor sorusunu soruyoruz kurgu boyunca. Buradaki çan, insanlık için bir uyarı aslında. Faşizmin aslında ne kadar büyük bir tehlike olduğunu insanların gözüne soka soka anlatır 1940' larda. Daha faşizm ikinci dünya savaşıyla o pis yüzünü dünyaya göstermemişken , o çanları bangır bangır çalarak anlatır faşizmin ayak seslerini Hemingway. Velhasıl otobiyografik esintilerin bolca serpiştirildiği bir kitap aslında. Yazar kendini, savaş muhabiri ,deli , profesyonel boksör ,profesyonel boğa güreşçisi, profesyonel içkici olarak tanımlıyor. Evinde, silahını ağzına sokup ateşleyerek hayatına son veren bir yazar aynı zamanda . Hemingway 'ın dördüncü eşi intiharına şahit olduktan sonra yapılan incelemede olayın intahar değil de silahını temizlerken silahın yanlışlıkla patlayıp öyle öldüğünün kayıtlara geçilmesini istiyor. Silahla ilişkisi aslında korkuyla ilişkisi ile çok yakın çünkü babasının intiharına şahit oluyor yazar. İstanbul'a gelip o dönem çalıştığı gazete için Kurtuluş Savaşı üzerine yazılar yazmış. İsmet İnönü ile tanışıp bir dostluk kurmuş. İsmet Paşa da çok kötü Fransızca konuşuyordu ben de aynı şekilde, o bizi birbirimize yakınlaştırdı diye bir söylemi var yazarın . Atatürk ile ilgili yazdığı yazılar da var. Hemingway aslında yaşamın öldürme yöntemlerini çok benimsemiş insanlardan. Bazıları için Amerikan edebiyatının Tolstoy'u olarak tanımlanan bir yazar, betimlemelerinin bu kadar canlı ve güçlü olması münasebetiyledir muhtemelen. Betimlemeleri o kadar canlı ki, kitabın içinden bize barut kokusu geliyor zaten, Robert Jordan 'ın baktığı dürbünden bizler de düşman askerini görebiliyoruz. Karakter analizlerine çok derin yer vererek diğer nesnelerin betimlenmesinden ziyade insan betimlemeleri yazarın orta noktada ve ana bağlamda tuttuğu bir durum. Tek rahatsız olduğum nokta kitabın tabiri caizse pat diye bitivermesi. Bir savaş kitabı mı? Evet Devrimi anlatan bir kitap mı? Solun bütün iç çelişkilerini de yansıttığı için, Evet Bir aşk romanı mı? Evet Bu yüzden bittiğinde bir parça eksik kalıyoruz, bunların hangisi nasıl öne geçecek diye, bunun cevabını biz okurlar vereceğiz çünkü bu kitaptan herkesin aldığı ve algıladığı farklı olacak. Alıntılar: --Birini sevmek konusunda da kendini kandırma. Pek çok insan buna sahip olabilecek kadar şanslı değildir. Daha önce böyle bir şeyi hiç tatmadın ve şimdi birini seviyorsun. Maria'yla arandakiler -ister bir gün, iki gün sürsün, ister bir ömür boyu devam etsin- bir insanın başına gelebilecek en önemli şey. * Sırf sahip olamadıkları için aşkın var olmadığını söyleyecek pek çok insan olacaktır.* Ama bunun gerçek olduğunu ve senin de ona sahip olduğunu söylüyorum; yarın ölsen bile şanslı bir adamsın. --Ölmek hiçbir şeydi. Ama yaşamak, bir tepenin yamacında rüzgârda salınan bir buğday tarlasıydı. Yaşamak, gökyüzünde dolanan bir atmacaydı. Yaşamak, tahılın savrulduğu, samanların uçuştuğu harman yerinde, tozlar içinde duran toprak bir testideki suydu. Yaşamak, bacaklarının arasındaki bir attı ve bacaklarından birinin altındaki karabinaydı, bir tepeydi, bir vadiydi, vadinin uzak kıyısında, kenarında tepelerin ötesindeki ağaçların uzandığı bir dereydi. --"Maria, seni seviyorum. Öyle hoşsun, öyle harikasın, öyle güzelsin ki senin yanında olmak bana tarifsiz şeyler hissettiriyor. Seni severken ölmek istiyorum sanki." --"Bana artık bunlardan söz etme. Artık bir şey anlatma çünkü nefretim taşıyamayacağım kadar ağırlaştı." --"Seninle karşılaşana değin birini böylesine sevebileceğimi aklıma bile getirmemiştim." --"Söz vermeni istemiyorum. Bir şeyin olacağı varsa olur." --Sanki seni uzun zamandır tanıyormuşum gibi konuşuyorum." "İnsanlar birbirlerini anladıklarında böyle olur" dedi. --"Her bir insanın ölümü de işte böyle azaltır beni çünkü ben insanlığın bir parçasıyım..."
Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Çanlar Kimin İçin ÇalıyorErnest Hemingway · Bilgi Yayınevi · 202312bin okunma
··
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.