Gönderi

İçki Yasağına Dair
Kur'an-ı Kerîm içkiyi yasaklamış ve haram olduğunu bildirmiştir: Ey iman edenler! İçki (hamr), kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Mâide Suresi - 90. Ayet Ayette geçen hamr kelimesini fakihlerin çoğu aklı gideren bütün içkileri kapsamına aldığını söylemişlerdir. Buna ek olarak Kur'an-ı Kerîm'de içki yasağı tedrîc prensibine göre gelmiştir. Yani hükümler ve yasaklar bir defada ve bütün şeklinde değil tebliğ süreci boyunca beşerî ve sosyal olgular dikkate alınıp peyderpey konulmasını ifade eder. Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar. De ki: Bu ikisinde insanlar için büyük zarar ve bazı faydalar vardır; zararları da faydalarından büyüktür. Sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: İhtiyaç fazlasını. Allah sizin için âyetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz. Bakara Suresi - 219 . Ayet Bu ayet inince, bazı sahabîler "büyük günah" diye içkiyi bırakmış bazıları ise "insanlara faydası da var" diyerek içmeye devam etmişlerdir. Bir gün Abdurrahman b. Avf bir ziyafet vermiş, ashâb-ı kirâmdan bazıları da bu ziyafette hazır bulunmuştu. Yemekte içki de içmişlerdi. Akşam namazının vakti girince, içlerinden birisi imam olmuş ve namaz kıldırırken "kâfirûn" sûresini yanlış okumuştu. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra): "Ya Rabbi bize içki konusundaki beyanında ziyade yap." diye dua etmiş ve daha sonra şu ayet inmiştir: "Ey iman edenler, siz sarhoşken ne söyleyeceğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın." (Nisa, 4/43). Bu surette içki yalnız namaz vakitlerinde olmak üzere yasaklanmıştır. Artık onu içenler yatsı namazından sonra içiyorlar, sarhoşlukları geçtikten sonra sabah namazını kılıyorlardı. Yine bir gün Utbe b. Mâlik (r.a) bir evlenme ziyafeti vermişti. Sa'd b. Ebî Vakkas da oradaydı. Deve eti yediler, içki içtiler, sarhoş olunca da asalet iddiasına kalkıştılar. Sa'd bu konuda kavmini öven ve Ensar'ı hicveden bir şiir okudu. Ensar'dan birisi buna kızarak, sofradaki bir deve kemiği ile Sa'd'ı yaraladı. Sa'd da durumu Resulullah (s.a.s)'a şikâyette bulundu. Bunun üzerine bu konuda kesin içki yasağı bildiren ayetler indi: "Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın amelinden bir murdardır. Bunlardan kaçınınız ki, felaha eresiniz. Şeytan içki ve kumarla aranıza kin ve düşmanlık sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazı kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?" (Mâide, 5/90-91) Hz. Peygamber (s.a.s)'in çeşitli hadisleri bu konuda uygulama esaslarını gösterir: "Her sarhoşluk veren şey şaraptır ve her sarhoşluk veren şey haramdır. Bir kimse şarabı dünyada içer de ona devam üzere iken tövbe etmeden ölürse, âhirette kevser şarabını içemez." (Müslim, Eşribe, 73). "Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır." (el-Askalânî, Bulûgu'l Merâm, Terc. A. Davudoğlu, lV, 61 vd.). Hz. Peygamber (s.a.s)'e ilaç için şarap yapmanın hükmü sorulunca şöyle buyurmuşlardır: "Şüphesiz şarap deva (ilâç) değil aksine derttir." (el-Askalânî, a.g.e, IV, 61). "Ümmetimden bir takım kimseler, çeşitli adlar koyarak içki içeceklerdir." (el-Askalânî, a.g.e, IV, 61). İçkinin yasak oluşu icma-ı ümmetle sâbittir. İslâm fakihleri bu konuda görüş birliği içindedirler. Hz. Ömer (ra) bu konudaki şüpheleri kaldırmak için, Allah elçisinin minberinden "Aklı perdeleyen her şey içkidir." sözüyle özlü bir tarif yapmıştır. Buna göre insana aklını kaybettiren ve onu iyi ile kötüyü, hayırla şerri ayıramaz duruma getiren herşey içki sayılır. Sıvı veya katı olması sonucu değiştirmez. Afyon, eroin ve benzeri bütün uyuşturucular aynı niteliktedir. Çünkü bunları kullanan kişilerde aklın fonksiyonları değişir; uzağı yakın, yakını uzak görür; olağan şeylerden ayrılarak, olmayan ve olmayacak şeyleri hayal etmeye ve rüyalar denizinde yüzmeye başlar. Bazı uyuşturucular da vücûdu durgunlaştırır, sinirleri uyuşturur, ruhsal çöküntülere yol açar, ahlâkı düşürür, iradeyi zayıflatır ve ferdi topluma faydasız hâle getirir.
·
149 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.