Gönderi

FİOLZOF RIZA TEVFİK'İN ABDÜLHÂMİD'DEN İSTİMDADI...
Yine Süleyman Nazif gibi, Sultan Abdülhâmid merhuma şiddetli muhalefet edip sonradan pişman olan Filozof Rıza Tevfik'inde "Abdülhâmid'in Ruhaniyetinden İstimdat" adını taşıyan uzun bir manzumesi vardır. İstimdat, bilindiği gibi, "yardım istemek, imdadına çağırmak" demektir. Yozgatlı İhsan Efendi Hocamız bu şiiri de ezbere ve pek güzel okurdu. Uzun zaman, bazı kıt'aları atlanarak veya bazı kelimelerin yerine noktalar konularak neşrolunan bu manzumenin 1991 yılında bir tarih dergisi tarafından tamamının basılmış olması -iki kıtası dışında- fikir hürriyeti bakımından, doğrusu insana ümid vaadeden vukuattan sayılmalıdır... Manzume şöyledir: ABDÜLHÂMİD'İN RUHUNDAN İSTİMDAD. Nerdesin şevketlim Sultan Hâmid Han! Feryâdım vardır bârgâhına? Ölüm uykusundan bir lâhza uyan, Şu nankör milletin bak günâhına.. Tahkîre yeltenip tâc ü tahtını, Denedi bu millet kara bahtını, Sınadı sillenin nerm ü sahtını, Rahmet et sultânım sûz-i âhına. Târihler adını yazdığı zaman, Sana hak verecek ey koca Sultân! Bizdik utanmadan iftirâ atan, Asrın en siyasî pâdişahına. Pâdişah hem zâlim hem deli dedik, İhtilâle kıyam etmeli dedik, Şeytan ne dediyse biz belî dedik, Çalıştık fitnenin intibâhına!.. Dîvâne sen değil meğer bizmişiz, Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz, Sâde deli değil, edepsizmişiz, Tükürdük atalar kıblegâhına! Sonra cinsi bozuk ahlâkı fenâ, Bir sürü türedi girdi meydana; Nerden çıktı bunca veled-i zinâ! Yuf olsun bunların ham-ervâhına! ......................................... Haddi yok açlıkla derde girenin, Sehpây-ı kazâya boyun verenin! Lâ'netle anılan cebâbirenin, Bu rahmet okutur en küstâhına! Çok kişiye şimdi vatan mezardır, Herkesin belâdan nasibi vardır; Selâmete eren pek bahtiyârdır, Bu şeb-i yeldânın şen sabâhına. Milliyet dâvâsı fıska büründü; Ridâ-yı diyânet yerde süründü, Türkün ruhu zorla âsi göründü, Hem Peygamber'ine hem Allah'ına! Sen hâfiyelerle dem sürdün ancak, Bunlar her tarafa kurdu salıncak; Eli, yüzü kanlı bir sürü alçak! Kement attı dehrin mihr ü mâhına! Bu itler -nedense- bana salmadı; Belâlıydı başım kimse almadı; Seyrandan başka da bir iş kalmadı, Gurbet ellerin bu seyyâhına! Hoş oldu cilvesi cumhûriyetin! Tadı kalmamıştı meşrutiyetin; Deccâl'e zil çalan böyle milletin, Bundan başka çare yok ıslâhına. Lâkin sen Sultân'ım gavs-ı ekbersin! Ahiretten bile himmet eylersin. Çok çekti şu millet murâda ersin, Şefaat et şâhım meded-hâhına!
Sayfa 390 - 391-392 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Rıza Tevfik'in Meşhur Şiiri, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
·
158 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.