Gönderi

Peki neydi James Stockdale’i esaretten sağ çıkaran Epiktetos öğretileri? 1. Epiktetos felsefesine göre önemli noktalardan biri; düşüncelerimiz, arzularımız, hayallerimiz, eylemlerimiz gibi kontrolümüz altında olanlar ile sahip olduğumuz beden, ailemiz, yetiştiğimiz toplum gibi kontrolümüz altında olmayan şeylerin ayrımına varmaktır. Çünkü kontrolümüz altında olmayan şeylerle uğraşmak bize acıdan başka bir şey getirmeyecektir. Kontrolümüz altında olan şeyler ise bizim sorumluluğumuzdadır. Yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın sorumluluğu bizdedir. Kendi etki alanımız içinde olana odaklanmak akıllıca olacaktır. Nitekim James Stockdale de ona yapılandan çok neler yapabildiğine odaklanmıştır. Bu faydalı olsa da olmasa da hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Çünkü bu mücadele etmenin bir işaretidir. 2. Olaylar ve durumlar olduğu gibi kabul edilmelidir. Karşılaştığınız durumu ne küçümseyin ne de durumu abartın. Olay veya durumlara karşı sizi korkutan, öfkelendiren, umutsuzluğa düşüren sizin olaya karşı düşünceniz, tutumunuz veya olayı yorumlamanızdır. Olayın gerçekten korktuğunuz veya öfkelendiğiniz kadar büyük olup olmadığını değerlendirin. Çoğu zaman olaylar değil, olaylara bakış açımız bizi incitir. James Stockdale bir savaş esiri olarak akla hayale gelmedik tüm kötü muamelelere maruz kalmıştır kuşkusuz. Böylesi bir durumda, olaylara bakış açısını değiştirerek bakmak ve bunların olumsuz etkisinden sıyrılmak zordur. Çoğu insan için imkânsızdır. Stockdale esir kampına girmeden yaşayacağı olumsuz olayları kabullenmişti. Buna göre bir bakış açısı geliştirdi ve ona göre davrandı. 3. Bir faninin sınırlı olan etki alanında neler yapması gerektiğini şöyle anlatır Epiktetos: “Her olayda elimizden geleni yapmalı ve geri kalan şeyler için soğukkanlı olmalıyız. Deniz yolculuğuna çıkmak zorundaysak ne yapmalıyız? Gemiyi, kaptanı, tayfaları, mevsimi, günü, rüzgârı iyi seçmeliyiz hepsi bu.”11 Çünkü gemiyi, kaptanı, tayfaları, mevsimi, günü, rüzgârı iyi seçmek bizim etki alanımızdadır. Bunu en iyi şekilde yapmak bizim görevimizdir. Bunun dışında yolda yaşayacağımız talihsizlikler ise bizim etki alanımız dışındadır. Bu noktada soğukkanlı olup zaten oluşan durumun olumsuzluğunu artıracak hatalar yapmamak akıllıca olacaktır. 4. Kendinize odaklanın. Bu odaklanma hükmünüzün en çok geçtiği kişi olan kendinize ait olmalıdır. Potansiyelinizi keşfetmeye odaklanın. Güçlü, zayıf veya geliştirilebilir yönlerinizi öğrenin. Bunun üzerinde çalışın. Çünkü bu, başka insanlardan yakınmak veya onları değiştirmeye çalışmaktan çok daha yararlı olacaktır. 5. İhtiyaç ve beklentilerinizi gerçeklikle uyumlu hale getirin. İçinde bulunduğunuz gerçeklikle beklentileriniz arasındaki fark ne kadar büyükse hayal kırıklığı da o kadar büyük olmaktadır. Hayal kırıklığı mutsuzluğun en büyük kaynağıdır. Stockdale’i hayatta tutan önemli unsurlardan biri de bu maddedir. Çünkü esaretten kurtulamayan pek çok arkadaşı birkaç ay içinde Noel’de veya en geç bir yıl içinde kurtulacaklarını düşünüyorlardı. Bu iyimser düşünce ile gerçekler arasındaki uçurum onlara derin bir hayal kırıklığı yaşatıyordu. Yaşadıkları hayal kırıklığı onların yaşama güçlerini kemirerek çıkışı olmayan bir yola sürüklüyordu. James Stockdale ise buradan kurtuluşun yıllar sürebileceğini tahmin ediyor, kendini buna ikna ediyordu. Bu ikna ediş ona dayanma gücü veriyordu. 6. Epiktetos’a göre karşımıza çıkan olaylar, otokontrolümüzü kaybetmemize neden olmamalıdır. Ona göre bir olay karşısında küçük düşmek veya düşmemek bizim seçimimizdir. İnsanların bizi incitme güçleri yoktur. Bizi küçük düşüren, inciten veya öfkelendiren şey karşılaştığımız duruma verdiğimiz tepkidir. Olaylara karşı verdiğimiz tepkilerden olan bu duygusal sis mevcut durumu doğru algılamamızı engelleyecektir. Ani tepki vermeyerek, sakin kalarak sisin dağılmasını sağlayabilir, yaşanan olaya daha geniş açıdan bakabiliriz. Bu da hata yapma riskimizi azaltacaktır.
·
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.