Gönderi

461 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Merhaba arkadaşlar. Hepimize mutlu akşamlar ve iyi hafta sonları dilerim. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine başlıyoruz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin de dağıtıma hazır olduğunun müjdesini vermek istiyorum. Ne zaman isterseniz o zaman mail adresinizi de eklemeyi unutmadan talep edebilirsiniz. Çekinmeden, istediğiniz hangi eserler varsa bunları rahatça liste haline getirip isteyebilirsiniz. Elimizde varsa seve seve göndeririz. Herhalde Anton Çehov okurlarının en çok okudukları listesinde en üst sıralarda yer alan eserler birleştirilerek buraya eklenmiş desek kimse karşı çıkmaz. Böyle olması ve bunun kaliteli bir baskı olması çok özel aslında. Neden? Yıllardır bu platformdayım ve basılı kitabımdan çok dağıttığım pdf vardır. Bende de yavaş yavaş güzel kitapları toplamak ve bir kütüphane oluşturmak fikri oluştu. Bundan evvel pek çok farklı eseri birleştirirdim ama kütüphanem güzel bir görüntü oluşturmazdı. Şimdi YKY ve İş Bankası gibi yayınları yavaş yavaş toplamaya çalışıyorum ve adeta ortalık yeniden güzelleşti gibi. Hani böyle odanızda bir değişiklik yaparsınız da oda daha bir ferahlamış gibi hissedersiniz ya, onun gibi bir durum oluşmaya başladı. Eh, koca ev. Sığar. Şöyle bir genel baktığımızda bu oyunlarda karşımıza iki özellik çıktığını söylemek mümkün. Daha sonra bunları tabi detaylandıracağız. İvanov, Orman Cini, Vanya Dayı, Martı, Üç Kız Kardeş ve Vişne Bahçesi eserlerinden bahsediyorum. Karşımıza çıkan bu iki özellikten biri geleceğe umutla bakmak. Diğeri de bitmek bilmeyen ‘Doktor’ karakteri. Yazar, biraz da araya kendini katmış ne yapalım kızalım mı şimdi adamcağıza. Tek olumsuz yan ise değişen karakter isimleri oldu diyebilirim. Kitap zaten uzun, çoğumuzun kafası da iş güç ya da başka meseleler illaki dopdolu, bunun yanında bir karakter okurken onun soyadı ile devam eden satırlar yerine aniden ilk ismine geçiş olunca bu kimdi karmaşası ve karaktere bakma ve yeniden onu kafada oturtma düzeni biraz kafa karıştırıcı olabiliyor haliyle. Bunun dışında da olumsuz gördüğüm bir yanı pek yok zaten eserin. Eh bu da tuzu biraz fazla olmuş yemek olsun yahut altı biraz yanmış bir ev yapımı baklava olsun. Bunun da lezzeti bu diyelim. Ivanov ile başlarsak bu defa şunu sormak istiyorum: Yaşıyor musunuz? Çünkü bu soru ve bu soruya gelebilecek o kadar fazla cevap var ki... Bunun için Ivanov’u da biraz tanımak gerek. İvanov gülmeyi unutmuş birisi. Hayattan bezmiş, bunalmış, sıkılmış ve umutsuz. İvanov beni her zaman etkileyen özelliklere sahiptir aslında. İvanov bana ne olduğumu, kim olduğumu ve nereden geldiğimi özetler. İvanov’u bu şekilde tanımak çok önemlidir. Kötü ve acımasız biri olmayı seçebilir, insanları hayattan soğutabilirdi ama o kendisine yapıldığı gibi yaptı mı? Çünkü kötü biri olmayı seçmek kolaydır ama sürekli kötülüğe maruz kalıp kötü biri olduysanız insanlar size yalnızca kötü olduğunuzu söyler, neler yaşadığınız kimse için zerre önemli değildir. Bense insanlar sadece konuşur, biz önümüze bakalım diyorum. Maalesef bizim insanımız çok acımasız ve kendini dünyadaki en değerli insan, kalanları da kendisinin kölesi zanneden bir kötülüğe sahip. Cahillerle ve kendini akıllı zanneden aptallarla dolu bir dünyada yaşamak kolay mı? Her şeye rağmen yazarın bunun yanında bir de doğru eş seçiminin ne kadar önemli olduğunu çok evvelden bu kadar net anlatması önemli bir mesele. Bir şeyi yapamadığınız için size bağırıp çağıran hatta sizi yetersiz bulup yarı yolda bırakan bir eş mi tercih edersiniz yoksa atlayamadığınız eşiği atlayabileceğinize sizi inandıran ve her şart altında size destek olmaya çalışan ve başkalarının dediğini değil kendi hayatının gerektirdiğini yaşayan bir eş mi? Tek başına o küçücük haliyle koca bir roman bile demek mümkün aslında. Hele ki günümüzde buna tükenmişlik sendromu denirken ve bundan mustarip çok fazla insanımız varken. Orman Cini ise her şey basit olmalıdır anlayışından çıkan bir oyun. Çok büyük bir ilginçlik veya değişiklik olmayan, bir insanın yaşaması muhtemel olan sahnelerin biraz hayal gücüyle harmanlanmış halidir desek yeridir. Gelecek Bizim Elimizdedir veya Gelecek Bizim Elimizledir mesajı çok ama çok önemlidir. Olmuyor deyip kenara çekilmek yerine neyi yapabileceğimize odaklanma mesajları mühim. Bir şeyden kaçmak en kolayı. Karakterin felsefe ve beklentileri de bu söylediğimizi doğrular niteliktedir zannımca. Vanya Dayı da bu hikayenin biraz daha kısa hali tabi. Ancak her yazı gibi bu yazı da bu oyun da çok değerli. Ekonomik ve sosyal dengesizliğe duyulan isyan Vanya ve Sonya karakterleri kazandığıyla yetinmeye çalışırken; Profesör Serebyakov ve Yelena’nın çalışmadan rahat bir hayat sürmesi üzerinden çatışmalarla anlatılır. Bu arada eşiniz, dostunuz, iyi bir tanıdığınızla hak etmediğiniz bir işiniz yoksa arkadaşlar, hepimizin işi zor, bazılarımızın işleri hepimizinkinden daha zor. Öyle kolay, bol yatmalı, az saatli çok maaşlı bir işiniz varsa sorarım size kimin tanıdığısınız diye. Doğrusu da budur. Bizim gibi ekonomik olarak dalgalı ülkelerde rahat ve kolay bir iş gücü yoktur çünkü. Olamaz da. Keşke olsa, keşke hepimiz çok daha iyi şartlarda olabilsek, olumsuzluk hepimizi etkiliyor ama ne yazık ki durum bu. Martı, ne olursa olsun aklıma sürekli olarak Jonathan’ı getiren bir mesele. İçeriği değil ismi buna sebep oluyor ve bunu engelleyemiyorum. Romantik olması beklenen bir sanatsal mücadele olarak karşımıza çıkar. Yazar, yönetmen ve oyunculardan oluşan bu topluluğun göl kenarında buluşmalarının tek sebebi de sanattır zaten. 4 perdeden oluşan bu oyunda Arkadina ünlü bir oyuncudur. Sevgilisi Trigorin bir yazar, geldikleri çiftliğin sahibi Sorin, Treplev, Arkadina’nın oğlu ve oyun yazarı olmak isteyen kişidir. Nina, düzenlenen oyundaki oyuncudur. Belli başlı karakterler bunlar. Üç Kız Kardeş, Rusya’da iyi bir ailenin değinen yaşam koşulları ve toplum karşısında yaşadıkları düzene ve çürümüşlüğe yönelik eleştiri ile çıkar. Geçmişe özlem çok sık yaşanır. Bu yönüyle bizim toplumumuza da benzeyen özelliklere sahiptir bir yerde çünkü geçmişten kopamazlar ve geçmişte yaşarlar. Geçmişe yönelik benim söyleyebileceğim en net konu, değiştirebileceğim bir şey olsaydı değiştireceğim şeyler olabilirdi, hepimiz gibi. Değişmeyeceğine göre, herkes kendi ateşinde yansın diyelim. Gelecek adına bir bekleyişe, bolca iç sıkıntısına ve varlıklarına bir anlam yükleme çalışmaları nedeniyle benim de epey sorguladığım ve etkilendiğim oyunlardan biridir. Kapanışı bu eserle yapacağım o yüzden. Yani ayrı olarak yeniden okuyacak ve yazarı bu eseriyle tamamlayacağım. Vişne Bahçesi ise meyvelerden çok aklıma sanayi bahçesi tanımı yapan, sanayileşme sürecindeki geç kalmış Rusya için yazılmış bir oyundur. Özellikle o dönem çıkan ve etkisi büyüyen ve dünyada da çığır açan iki sınıf için yazılmıştır. İşçi sınıfı ve kapitalist sınıf. Kapitalizmden nefret etmeyen var mı aranızda? Kapitalizm hepimizi sömüren, hepimizin cebinden çalan bir sistemdir çünkü. Ayrıca buna karşı çıkmak için komünist olmanıza da gerek yok bilginiz olsun. Yanlışa yanlış demeyi bilmeli, siyasi tercihlerinizin hayatınızı bu denli etkilemesine izin vermeyin derim. Bu öykünün en değerli ve önemli yanlarından biri de yazıldığı dönem içinde Çar 2. Nikolay’ın Rusya’da hakim olması ve gerçek bir diktatörlük sistemi kurup değil muhaliflik, eleştiriye bile izin vermeyen biridir. Böyle bir dönemde bu eserin kaleme alınması ve oynanması çok önemlidir. Üretimi önemsemeyen ama tüketimi alışkanlık haline getirmiş müsrif bir ailenin hayata tutunma çabası okunmaya değer değil midir? Yiyecek ekmek bulamazken parti yapma çabaları ise acı verici ve bir o kadar da komiktir aslında. Güzel ve mutlu geçmişlerini anmaları ne kadar iyiyse varlığını korumak adına hiçbir çabaya girmemeleri de o kadar kötüdür; bir de çabalayıp görmezden gelinseler çok daha farklı bir hikaye çıkardı ortaya. Böylelikle eserimizi de sona erdirmiş bulunuyoruz. Şimdi diğer incelemelerimizi ekleyerek tamamlayalım. Sonra içerikleri de vererek incelememizi tamamlayacağız: #14671959 #14667899 #81738021 #129444469 #129450752 #129474166 #129497166 #129521865 #216335069 #240783370 #241077353 #241232559 Kitaplar ve içeriklerine yönelik eklentimiz ise şu şekilde: Altıncı Koğuş Aşk Üzerine -Kılıflı Adam -Bektaşiüzümü -Aşk Üzerine Avda Trajedi (Kırmızı Entarili Kız) Ayı (Tek Perdelik Dokuz Oyun) -Şehir Yolunda -Tütünün Zararları -Kuğunun Şarkısı (Kalkhas) -Ayı -Evlenme Teklifi -Düğün -Tatyana Repina -Zoraki Trajedi Aktörü (Yazlıkçının Yaşamı) -Yıldönümü Bozkır (Step) Büyük Oyunlar -İvanov -Orman Cini -Vanya Dayı -Martı -Üç Kız Kardeş -Vişne Bahçesi Kaştanka (Marangozun Köpeği) Korkulu Gece - Korkunç Bir Gece -Korkulu Gece -Edebiyat Öğretmeni -Aile Reisi -Okuma -Çare -Koca -Grişa -Köpekli Kadın -Şişko ile Sıska -Gerekli Önlemler -Hayırlı Sonuç -Düşmanlar -Tanıdık Erkek -Pis Yumurcak Köylüler (Mujikler) Martı Üç Yıl Vanya Dayı Vişne Bahçesi Hepimize iyi okumalar dilerim..
Büyük Oyunlar
Büyük OyunlarAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019480 okunma
·
411 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.