Gönderi

Altta anlatılan olay, Zülfü Livaneli'nin Serenat Kitabında da geçmektedir
II. Dünya Savaşı'nda, Alınanya'nın işgal ettiği ülkelerdeki Museviler ya öldürülüyor ya da kaçıyorlardı. Yine böyle kaçmak zorunda kalan, Romanya Musevilerinden aşağı yukarı 800 kişilik bir grup, "Struma" adlı küçük bir vapurla İstanbul limanına gelmişti. Bu vapuru, Alınanlardan korktukları için hiçbir ülke kabul etmiyor, bize sığınmak istiyorlar, biz kabul etmiyoruz. Akdeniz'e çıksalar, Alınan donanması ya havadan ya denizden batıracak. Perişan bir hal... (Motoru arızalı olan) vapur Sarayburnu'na demir atmış. Ankara'dan talimat bekleniyor. Socony Vacuum Oil şirketinin o sırada Türkiye genel müdürü olan Mr. (Archibald) Walker harıl harıl beni arar. Ankara'ya geldi, durumu anlattı. Şirketin Romanya'daki direktörü (Martin Segal), hanımı ve iki çocuğuyla birlikte bu vapurdaymış. Mr. Walker'ın isteği, Türk Hükümeti'nin bu dört kişinin vapurdan çıkmasına izin vermesi. "Biz İngilizlerden izin aldık, aynı akşam Toros Ekspresi'yle Türkiye'den çıkacak, Hayfa'ya gidecekler" dedi. Bu benim yapabileceğim bir iş değildi, ama Mr. Walker'ı kırmak da istemiyordum. Doğru Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gittim. O zaman orada tanıdığım şube müdürü, sonradan Dışişleri Bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil'di. Durumu kendisine anlattım. Bana, "Bu işte o kadar istek var, o kadar büyük paralar teklif ediliyor ki, kimse elini süremiyor, bu ancak Bakan işidir. İçişleri Bakanı Faik Öztrak Bey'dir. Gidersin, anlatırsın, ancak onun emriyle çıkabilir, başka yolu yoktur" dedi. Hiç unutmam o gün Arife, ertesi gün Kurban Bayramı. Bayramın birinci günü Bakan'ın o güne kadar gitmediğim evine bayramlaşmaya gittim. Bir sürü kalabalık, gelen gidiyor, ben oturuyorum. En sonunda Bakan'a, "İzin verirseniz yandaki odada size bir şey söylemek istiyorum" dedim. Kibar adam, beni odaya aldı, durumu anlattım. Yolcunun akşam Türkiye'den ayrılacağının bilinmesi, Bakan'ın benim hakkımda iyi düşüncesi sonucu, bir de herhalde adamın vadesi gelmemiş olacak, yolcunun gemiden indirilmesi için telefonla emir verdi. İhsan Sabri de arkadaşımız olduğu için derhal bu emir İstanbul'a bildirildi, adam kurtuldu. Mr. Walker ile Socony Vacuum'un Ankara temsilcisi Haldun Bey, Bakan'ın kararını duydukları vakit sevinçlerinden neredeyse beni uçuracaklardı. Adam ailesiyle birlikte vapurdan çıkarıldı. O gün tren yokmuş, ertesi gün İstanbul'dan ayrıldı. İki gün sonra, hükümet vapuru daha fazla tutamayacağını bildirdi. (Karadeniz'de Şile açıklarına çekilen) vapur, (24 Şubat 1942 günü) hangi devletin torpili, silahıyla bilmem, battı gitti, bütün yolcu ve mürettebatı da bir anda acı bir şekilde yok oldu.
Sayfa 112 - Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı: İstanbul, Temmuz 2018Kitabı okudu
·
96 görüntüleme
Nurettin Polat okurunun profil resmi
Zülfü Livaneli'nin
Serenad
Serenad
kitabını okumamış olanlara tavsiye ediyorum Birde Geminin içinden olayları bilmek isteyen okurlara
Struma
Struma
kitabını da okumalarını öneririm.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.