Gönderi

96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Buruk bir his bıraktı bu kitap kalbimde. Ah
Thomas Mann
Thomas Mann
böyle bir hikaye yazmak nerden aklına geldi? Kimi anlatmak istedin? Anneni mi, kardeşini mi? Yalnız yaşayan emekli memur komşu teyzeyi mi? Yoksa kendini mi? Sanki bir sabah vakti kahveni yudumlarken eline kağıdı kalemi almışsın da bir anda satırlara dökülüvermiş zihninde düğümlenenler. Benim bir andan kitabı okumaya karar verip bir anda bitirivermem gibi. Leipzig treninde okudum bu romanı. Trenim Leipzig’e doğru kıvrıla kıvrıla yol alırken Bayan Rosalie de kıvrıla kıvrıla akan ren nehrinin sularında yüzen gemi ile Bonn’a doğru yolculuk yapıyordu. Fakat benim içimde yumuşacık pamuk şeker gibi bir huzur, onun içinde ise taş gibi ağır bıçak gibi keskin bir aşk acısı vardı. Batı Almanyanın ren bölgesinde geçiyor olaylar. Bayan Rosalie ve çocukları Düsseldorfta oturuyor. Köln, Bonn, Bad Godesberg, ren nehri… tüm bunlar gidip gördüğüm hatta yaşadığım yerlerdi. Bu sebeple romanı gözümde canlandırmakta zorlanmadım. Fakat romanı benim nezdimde güzel kılan şey yalnızca bu değil elbette. Saçları kırlaşmış yaşlı bir kadının 24 yaşındaki bir adama duyduğu aşkın bir genç kızın çeyizindeki nadide bir dantel örtü misali göz alıcı bir zarafetle işlenmiş olması. Duygular ölmez diyor yazar aslında, insan son gününe kadar ilk günündeki insandır; zaafiyetleri ile zayıflıkları ile ve aynı şekilde canına can katan duyguları ile. Yaşlı bir kadına aşkı yakıştırmış yazar, genç bir kadına da bilgeliği, bu ikisinin konuşmalarında da aklından geçenlere hayat vermiş. Bir gram abartı yok anlattıklarında. Çok beğenerek okuduğum bir kısım var; Bayan Rosalie cinsel cazibesini yitiren bir kadını kabuğu kurumuş bir meyveye benzetiyor ve dünyada artık işlevini yitirmiş olduğunu söylüyor. Kızı Anna ise bunun doğru bir yaklaşım olmadığını, farklı yetilerini geliştiren ve kullanan bir kadının her yaşta kıymetli olacağını ifade ediyor, bir kadının hayattaki tek işlevinin anne ya da eş olmak olmadığına vurgu yapıyor. Olaylar 1940’larda geçiyor olmalı. Savaşlar hala insanların hafızasında capcanlı. Savaş sonrası dünyasındaki kadının yerini düşünecek olursak
Thomas Mann
Thomas Mann
cesur bir vurgu yapmış diyebilirim. Bir çok duyguyu ve bir çok yaklaşımı içinde barındıran bir eser. Çok severek okudum. Toplum, kadın, doğa… bir çok şey var eserde. Kısa ama anlamlı…
Aldanan Kadın
Aldanan KadınThomas Mann · Can Yayınları · 20121,393 okunma
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.