Gönderi

DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR. Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor Nuh tufanı böyle efsane oluyor Bir büyük sultan düşünün Gemileri karadan yürütüyor Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un kaderi değişiyor O küçük çocuk tarihe sığmayan Fatih Sultan Mehmet oluyor Bir adam düşünün; yüreğinde vatan, bir gemi düşünün içi dolu adam. Tam bağımsızlık diyor Teslim olmam, vatanı teslim etmem diyor Koca Türk ulusu peşine takıyor Altı asırlık esaret ve zulümden kurtarıyor İşgalcilere teslim bayrağı açan padişahı dinlemiyor Teslimiyetçi ve işbirlikçi mandacılara karşı ilk itaatsizlik bayrağını 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da açıyor Ve Anadolu'ya geçiyor Tarihin en büyük ulusunun makus talihini yeniyor ve Atatürk oluyor Türkler o zaman biz olma bikincine varıyor Ne zaman ki o büyük dahi yaşama veda ediyor Yeri bir türlü dolmuyor Anadolu'ya din, siyaset ve sermaye adı altında yeniden başka bir zulüm doluyor Gün geliyor bir çocuk daha 19 Mayıs günü doğuyor Küçük yaşta ilk yarasını bu zulümden alıyor Hiç kimse ile paylaşmadan bu yarayı açan o silahın arkasında kim varsa onu bulacağım ve hesabını soracağım diyor Bütün yaşamını bu zulüm nasıl bitirilir düşüncesi ve mücadelesi ile geçiriyor Kaleyi içten yıkmak için o zulmün arkasında olan bir niyetin içine sızarak bilgi ve belge toplayarak o büyük güne hazırlanıyor İlk yarayı büyüyen 12 Eylül 1980 gününün bir başka benzeri 12 Eylül 2012 tarihinde düşmanın kendi ayaklarına kurşunu sıktırıyor Aynı ataları gibi gemisini yaparak mücadeleye koyuluyor Susuz şer denizinde gemisini yüzdürüyor zalimlere mahşeri yaşatıyor zalimlerden birinin ibretin maddi delili olarak canının alındığına geriye kalan tüm zalimlerin ve onlara tapanların yaratanın gazabı ile kalpleri kömür gibi oluyor ve kalp karası sürülerek yaşattıklarını yaşasınlar diye canlı ölülere döndürüldüklerini görüyor Bu ibret sonrası ne kadar fitne, fedat, bölücülük adına faaliyet gösteren araç ve niyet varsa tarih olduğunu insanlığın aslında sadece iki tarafı olduğunu yeryüzüne insanlık bir sır ile geldi diyerek hatırlatıyor Bugün ikiye bölünmüş insanlığın bir kısmı negatif şeytani tarafı diğer tarafı insani tarafı savunmak için savaşını veriyor Kitlenin kütleye, cehalete ve ihanet boyutunda maddi gücüne insanlığa ve yurduna saldırısına sırrın verdiği kudret gücü ile bir Türk dünyaya bedelin ispatı olarak yürek meydanına çıkarak adeta meydan okuyor Zulüm boş durur mu? Türk'e karşı kazanacağını sanarak Türkleri kuşatmak adına bütün dünyayı 21 Aralık 2025-21 Ocak 2016 tarihinden sonra ibret anlaşılır anlaşılmaz telaşa kapılıyor ve dünyada ne yaşanıyor ise bu ibret ile bağlantılı olduğunu onun dışında kimse anlamıyor Sabır ile insanlığın yıllarca yaşam pahalılığı ve her türlü zulüm uygulanarak Anadolu'da Türklüğü yok etme niyeti karşısında toplumun sorumsuzluğunu üzülerek seyrediyor Ne zaman ki Anayasa ile son darbeyi vurmaya kalkıyorlar beyin savaşları komutanının taktiklerini uygulayarak yeniden ibreti idrak ettirmek için sahneye çıkıyor zulmün şirazesini iyice bozuyor İnsanlığını kaybetmemiş her insanın yüreğinde sevgi ve devrim tohumu yüklendiğini yıllardır gönül kongreleri yaparak hatırlatıyor çaresizliğin pençesinde kalan insanlığı yavaş yavaş uyandırıyor Biz insanlığa karşıyız diyemeyen zulmü adeta bir kez daha felç ediyor Her saldırıyı bertaraf edecek bir ilahi sır ile donatıldını ve düşmanı düşünce gücü ile püskürtüyor İnsanlık fikrinin yerine kim veya hangi zalim zulüm dışında ne koyabilir ki? Nasıl haklı çıkıp kazanabilir ki Elli yıllık yaşam mücadelesi ile beşyüz yıl yaşında olan tefeci zulüm kapitalizmi düşünce gemisi kitabı ile yıkıyor Kitabını zaten yazarken sırrı ona Mustafa Kemal Atatürk'ün yazdığı Nutuk kitabının devamı olduğunu yaz diyor o da yazıyor Zulüm* ilk çıktığı adrese geri döner başlatanı bitirir diye yaz diyor o da yazıyor 19 Mayıs 2015 tarihinde Bir gemi daha kalkacak Anadolu'dan** Yerini bir yaratanın bir de Türklerin bildiği yerden diye yaz diyor, yazıyor "Gönülden kopan bir derya bu Mahşer denizine*** döndüğünde; kurtulanlar da olacak, alabora olup boğulanlar da. Sular duruldugunda bir gemi daha çoktan kalmış olacak sağ kalanlarla!" Bütün bunları tek başına nasıl yaptım; Atalarımın neler yaptığını ilk önce çok iyi öğrendim. İlmi sırrın iki kaynağı var biri düşünce ikincisi ona layık olacak ahlak. Bu ikisine hiç ödün vermeden sahip çıktım. Kimseyi satmadım kimseye satılmadım. Anlamak ve sahip çıkmak adına sorumlu bir yurttaş olmam gerektiği ilkesinden hiç taviz vermedim. Korku nedir bilmem, tehdit nedir tanımam. Çünkü Türk'üm ben dedim. Mustafa Kemal ve Türk ulusunun o eşsiz mücadelesi unutulamaz unutturulamaz dedim. Yetmiş beş yıldır bu uğurda yaşamını kaybeden insanlardan utanarak nasıl mücadele vermem dedim. Deniz Gezmiş'in mücadelesi yarım kalamaz dedim. Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu o kutlu mücadeleyi anlayana, ne mutlu Atatürk benim diyebilene. Bugün benim senin, insanlığın Türk'ün doğum günüm, bugün doğum günün. Tüm Türklere ve insanlığın yanında duranlara kutlu olsun. Dört gemi, dört Türk asırlar geçiyor Anadolu'nun kaderini değiştirecek iradeyi gemiler ile ortaya koyuyor ve insanlığı Anadolu'ya yeniden getiriyor. Şeytana uymuş gafil burada sır nerede diyor. Kim demiş Türkler denizci değil diye. Önder Karaçay * Mobbing Bank kitabının ilk satırları ** Mobbing Bank kitabı sayfa 331 *** Mobbing Bank kitabı sayfa 23
·
129 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.