Gönderi

192 syf.
·
Not rated
Gölge Işığın Bir Gereğidir
Dünya üzerinde anlatılan tüm hikayeler tek bir şeyin, insanın hikayesidir. Şemalar, fenomenler ve olaylar değişse dahi hayat yolculuğumuz, hissettiğimiz duygular birbirine benzer. Herkes eşsizdir, herkes biraz farklıdır. Herkes sıradandır, herkes biraz aynıdır. Çevik Atmaca’nın bizim dünyamızdan çoook uzakta, bambaşka bir evrenin içinde kendini ararken karşılaştığı zorluklar işte bu yüzden bizim hikayemize çok yakın. Bu evrende her şeyin Kadim Dil’de bir karşılığı vardır, günlük dil hakikati kaldıracak derinliğe sahip olmadığı için varlıkları tayin edecek gerçek kelimeler yalnızca gerekli durumlarda kullanılır. Her karakterin de iki ismi vardır. Biri insanın gerçek benliğini niteler, yalnızca güvenilir insanlara söylenebilir. Diğeri ise çevresini saran insanlar ona seslenebilsin diye vardır yalnızca. Kelime, eşyanın hakikatini ortaya çıkaran güçlü bir yaradır. Kendi hakikatine ulaşmak isteyenler için öncelikle ruhta bu yara açılmalıdır. Büyücüler, cadılar, sihirbazlarla dolu bu kurgusal evrende küçüklüğünde harika bir zihne sahip olduğu keşfedilen, arkadaşlarından farklı olduğunu bilen Atmaca, kendi eşsizliği üzerinden kibirli bir gözle bakmaktadır dünyaya. Büyücülükle uğraştığı okulda arkadaşlarına kendini kanıtlamak için yaptığı bir hata yüzünden kara büyüyü çağırır ve kendisine onu ölene kadar bırakmayacak bir gölge musallat eder. Kurgu, Atmaca’nın gölgeden kaçarak ve civar adaların yerlilerini ejderhalardan ve diğer kara büyülerden kurtarmasıyla devam eder. Atmaca’nın ustaları ondaki hırsı ve yeteneği görünce ona dengeyi hatırlatırlar. Sihirbazlık güçlerini kafasına göre kullanamayacağını, gerçekliği bükemeyeceğini, kelimenin hakikatini değiştirmemesi gerektiğini öğütlerler. Bu dünyanın dengeyle kurulduğunu karanlığın ve aydınlığın, ifrat ve tefritin, birbirini dengeleyerek var olabileceklerini anlatırlar. Gün ve gecenin birbirini takip etmesi, mutlak iyilik veya kötülüğün olmaması, tövbenin bu yüzden derin bir anlamı olması.. Jung’un arketipleri, gölge ve anima kavramları üzerinden okununca eser fantastik edebiyat olmaktan çıkıp kendiyle yüzleşmeyi göze alanlar için bir rehber haline geliyor. Gölgemizi biz yaratırız. Dolayısıyla onunla yüzleşecek olan bir başkası olamaz. Yeterli ızdırabı çekip yolculuğumuzu, başımıza gelenleri fark edebilirsek gölgenin kaçınılması gereken bir şey değil bütünün yalnızca bir diğer parçası olduğunu kavrayabiliriz belki. Gerçek hikayeler her daim insanı anlatır. Ve bu yüzden onlara verilecek değer, imgelerin neyi temsil ettiğini kesin bir dille söylemek yerine metaforları güncel duruma entegre etmektir. Çünkü zaman değişse söyleniş biçimleri farklılaşsa dahi anlatılan kadim olandır. Kurulan bir sistemin içine kendi kelimelerimizi yamamaya çalışmıyorum. Halihazırda var olan bir gerçekliği kendi kelimelerimizle ifade edince hakikatin yalnızca kabuğuna değil özüne de işaret edildiğini hissediyorum. İçimizden bir ışık çıkması için kendimizi yaktığımızda özümüz dışında ışığın değdiği her yer bir gölge yaratır. Bu hareketli fenomenler içinde ışığın kendisine bakmak gözleri kamaştıracaktır. Tam da bu yüzden ızdırap ve güzellik aynı anda hissedilecektir.
Yerdeniz Büyücüsü
Yerdeniz BüyücüsüUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20217.3k okunma
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.