Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat- İnceleme
Zweig bu kısa öyküsünde bir kadının yaşamını çok etkileyen yirmi dört saatlik deneyimini anlatıyor, bunu yaparken karakterlerin ruhsal dünyasını, içsel hesaplaşmalarını, duygu değişimlerini de etkileyici bir şekilde anlatıyor. Olay kısaca (Spoiler İçerebilir)
"Faites votre jeu"
"Bahisler başladı"
Böyle başlıyor Mrs. C.nin tüm yaşamını etkileyecek o yirmi dört saati...
Mrs. C. Kocasının ölümünden sonra kendini gezmeye veriyor bu sırada gittiği bir otelde madam henriette'nin, daha kısa zaman önce tanıdığı biri için eşini ve çocuklarını terketmesi üzerine bu kadını haklı ya da haksız bulanlar arasında kısa bir tartışma çıkıyor, olayları sadece dinleyen Mrs. C. Kadını haklı bulanlardan birine kendi başından geçenleri anlatıp bir nevi iç huzurunu yakalamak istiyor. Monte Carlo'ya gezmek niyetiyle gidip, bir kumarhenede kocasının ona öğrettiği şekilde insanları ve davranışlarını incelerken yirmi dört yaşlarında bir genç dikkatini çekiyor, gencin o kumar masasında her şeyinde kaybettiğini ve kendine zarar vereceğini anlayan Mrs. C. gence yardımcı olup, hayata döndürmeye çalışıyor, hatta bunu bir amaç haline getiriyor. Borçlarını ödüyor bu kısacık sürede ise gence aşık oluyor. Bir kumar bağımlısı olan genç adam, kadına söz vermesine rağmen yine son parasını da kumarda yiyor, kadın hem kendine yalan söyleyen hem kendini görmeyen genç için kendinden ödün vermenin, değerlerine ihanet etmenin sancısını altmışlı yaşlarına gelince bile çekiyor. En sonunda gencin yarım bıraktığı intiharını tamamladığını duyduğunda bile kendisine yaşattığı o pişmanlıktan dolayı bu olayı hissizlikle karşılıyor. Şunu bir kez daha anladım ki gerçekten kısa gibi görünen yirmi dört saatte bile tüm hayatımızı etkileyecek olaylar yaşanabiliyor...Zaten kitap çok kısa bir saatte bile biter, Zweig'in akıcı üslubuyla da birleşince çerez tadında olur okuması. :)