Peki savaşmayalım öyle olsun
Akdeniz diye bir deniz var biliyorsun
İşte orada bir kumsaldan
Yürüyüp gelirken bir insan ve bir gece
Şimdi veya dört yüz bin yıl önce
Bütün sevmekler defoluydu
(...)
Çünkü sarptır deniz
Herkes sever dalgaları kimse varmaz ama
(...)
Kumsal üzerinde bir başına yürümek ve
Bir karar vermek içindir
Gel seninle geçici bir mutluluk kuralım
Odaların şeklini değiştirerek bir bir
Güzelliğimizi bilmesek
Her şeyi söylemesek de olur
(...)
Tablolardan tuvallerden çerçevelerden kaçarken bir gezgin
Bütün dünyayı gezebilir
Yaraları yettiği kadar yol gidebilir
Yağmurda dans edebilir
Ama hiçbir şehrin sokağın fotoğrafın içine girdiği görülmedi daha
Rica etsem şu kadehimi tutar mısınız biraz ben
Bir eşyaların yerini değiştirme mutluluğunda
Batan gemimden bağıracağım
(...)
Bu odaya bir enis gerek bu divan şiirine bir yürüyen merdiven
Çünkü bizim aramızdaki aşk değil elle tutulur bir nesnedir
Dört yüz bin yıl önce Akdeniz'de bulunmuş
Bir insan iki ayağının üzerinde yürürken
Bir akşamüstü kumlarda
Bir ölümden dönmüş
Bir başına ve yorgun
Hava soğukmuş