Gönderi

Ezel Dost Yoldaşlığı: Bölüm 1: Efsunlu Kuyu'nun Sırrı
(Doktor MBC'nin hafta sonları günün yorgunluğunu atmak için yazdığı biraz "Pastoral" biraz "Fantastik" biraz "Arkası yarın tarzı" hikaye denemesinin okuryazar çevrelerle paylaşılması amacıyla sitemizde yayınlanmıştır. Olumlu yorumlar alırsa devamı gelecektir.) Nasıl da içi geçmişti, Ulu Çınar'ın altında biraz uzanayım derken... Alnının çekisi yüzüne kadar inmişti belki de deli deli uyumuştu rahat yeri bulunca... Öyle güzel yatmıştı ki uyanışa küskün kalkmıştı... Doğrulmaya çalıştı da doğrulamadı da homurdandı kendince "Asırlık yattın da mı bunca hamladın bre delişmen" dedi. Sürüsüne göz attı. İki okudu bir üfledi. Derin bir soluk alıp tek hamlede kalkıverdi. Yeşildiyar'ın göklerine dikti gözünü sonra doyumsuzcasına esnedi. "Hah şimdi uyandım bre" dedi. Zeze'yi kucağına aldı. Müşfik kerata mayışacak yer arıyordu zaten, anında alnını Delikız Nagişe'nin bağrına koydu. Kuzu ağzıya gülümseyebildiği kadar güldü. Gözünü kapadı. Nagişe derin derin uyurken yaptığı yaramazlıkların ardından düzensizleşen nefesini düzenledi. Kuzu kuzu yatmanın karşılığını Deli Çoban Nagişe'nin kucağında verdi. "Zaten birimiz kalksa öbürü yatar" diye homurdandı Nagişe. Bu yeşil çimler, yemyeşil ormanlar, yosun nilüfer doygunu dereler mi küf oluyor zihnimize nedir bu bitmek bilmeyen uyuma hissi?" diye sorguladı Zeze'yi pışpışlarken. Zeze bir yandan uyuyor diğer yandan yakasını emiyordu Deli Kızın... Nagişe bir yandan afyonunu patlatmaya diğer yandan uykuda otlağa dalmalı rüya görüyormuş gibi yakasını dişlemeye başlayan Zeze'yi sakinleştirmeye çalışırken, uzaktaki çalıların arasındaki titreşmeleri gördü titreşmeler sıklaştı bir kaç parça yaprak döküldü, aradan önce kirli bir çarık sonra çamurlu bir paça sonra üstü başı pespaye 10-15 yaşlarında bir delikanlı büsbütün çıkıverdi. "Deli kız, koş yetiş!" dedi "Deli kız, koş yetiş!" dedi üçüncü tekrara yetmeyen nefesini iki büklüm kalmışken hale yola koymaya çalışırken... "Efsunlu kuyu yine kabardı köpürdü taştı... İçinden gelen sesler yedi kat arşa ulaştı... Ya Zeze'yi getirirler ya da size ömrü billah yok diyor" "Kasvetlenmiş yalnızlıktan... Taşları kızışmış kızarmış nara dönmüş..." Nagişe kaşlarını çattı normal sesle başladığı bu sözleri cırlarcasına bir tonla en yüksek perdeden bitirdi: " İyi artık sizin köylü suyu har vurup harman savursun diye ben yavrumu salamam elin efsunlu kuyusunun bağrına her Allah'ın günü!" Zeze bile sondaki cırlamanın ürküntüsüyle kucağından atlayıp mahmur mahmur Nagişe'ye bakınmaya başlamıştı... "Toplarım koca koca taşları dökerim mendebur kuyunuzun içine suyu da batar çilem de biter!" (Sizce Nagişe ne yapmalı? Efsunlu Kuyu'ya her zamanki gibi Zeze'yi yıkatıp köylünün temiz su almasına yardım mı etmeli? Yoksa karanlık kuyuya kova içinde indirilirken korkan Zeze'yi düşünüp köylüyü kendi haline mi bırakmalı?")
·
235 views
Dr.Muhammet Barkım CANLIOĞLU okurunun profil resmi
Okuyan arkadaşların eleştirilerine açığım. Yeter ki yapıcı olsunlar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.