Tarih okumayan geçmişini bilemez, geleceğini göremez!
["Kadınlar değişmezse, eğitilmezse, cesaretlenmezse bir ülkede değişim de devrim de olmaz"]
Bu alıntı ile başlamak istedim.Yıllar geçse de bu cümle hâlâ önemini koruyor!
"Keşke.." 
Keşke Yakın tarihimize ışık tutan ,irdeleyen,bazen eleştiren,okurunu da o yıllara götüren, yaşatan bir kitap.
Köy Enstitüleri'nin kuruluşundan kapanışına kadar,her detayını anlatan ,hem aydınlanmayı hem de bazı görülmez eller tarafindan nasıl uçuruma yuvarlandığımızı,ne acılardan geçtiğimizi,hatta hâlâ geçmekte olduğumuzu kanıtlarıyla bize sunan ibret alınası bir kitap!
Ayrıca hem bir dönem Romanı,hem Türk insanına uyarı niteliğinde,hem de okurken yakın tarihte yaşanan tüm olaylara bire bir tanık olmamızı sağlıyor. Insani müthiş etkiliyor..
Tabii kitapta bir de yarım kalan bir aşkın hikayesi de var ki,bazı cümlelerde içim burkuldu, kitabın içine girip müdahale etmek istedim.. Öyle bir sevgi ki her insana nasip olmaz.
Hani eskiler güzelmiş diye sık sık içimizi çekeriz ya,hakikaten eskiler çok özel ve güzelmiş.
Şimdi şöyle bir etrafımıza dönüp baktığımızda, toplumumuzda büyük bir yozlaşma var,bunu kitabı okuduktan sonra da bariz bir şekilde görebiliyoruz..
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim..
Bütün öğretmen ve öğretmen adayı arkadaşların bu kitabı mutlaka okumasını tavsiye ediyorum.
Hatta okullarda,kitap saatlerinde,her Türk gencine okutulmalı ki ,bu şuurla, tarih bilinci ile hayata bakabilsinler..
Kitapta yine muhteşem alıntılar vardı:) ve ben yine hızımı alamayıp siteyi hınca hınç doldurdum:) (affola)
Son olarak yine şahane uzun bir alıntı ile :))bitirmek isterim;
["...Çünkü biliyoruz ki değerli topraklara sahibiz ve stratejik öneme sahip bir konumdayız.
Bu yüzden sürekli tehdit altında olduk, olacağız. Ekonomik, bilimsel, teknolojik olarak gerilediğimiz sürece emperyalist güçlerin boyunduruğundan çıkamayacağız.
Gerçeği göremezsek, gözümüze indirdikleri perdeyi aralayamazsak, dayatmalardan, dogmatik bilgilerden arınamazsak, algılarımızla oynayan demagog
siyasetçilere paye vermeye devam edersek, iş işten geçecek ve birilerinin yaratmak istediği senaryoyu çaresizlik içerisinde izleyip yaşamak zorunda kalacağız.
Kavga, ayırımcılık, bölünme, güçsüzleşen halk ve elden giden bir ülke...
İşte bu yüzden, tüm bunları öngören, kurtuluş
mücadelesinin sadece silahla, topla tüfekle yapılmayacağını çok iyi bilen Atatürk'ün sözündeki gibi,
"Kurtuluş Savaşından sonra ikinci büyük savaş
cehaletle olacak..."
Sağ-sol, din, mezhep ayrımı yapmayan, dogmatik düşüncelerin peşinde koşmayan, yüreği vatan sevgisiyle dolu her insana ve canlıya sevgiyle, saygıyla yaklaşan, güçlü bir toplum olabilmemiz dileğimle...]
Hayat dersi gibi değil mi?!!
Hep derim ya "yolumuz her zaman güzel kitaplara düşsün"diye.Hakikaten kitap şahaneydi..
Lütfen bu kitabı okuyun ve tüm sevdiklerinize de okutturun.
Herkese gönülden tavsiye ederim.Keyifli okumalar..
Yazara, 
Sema Soykan gönül dolusu selam olsun,kalemi daim olsun..
·
551 görüntüleme
Kurtuluş Savaşından sonra ikinci büyük savaş
cehaletle olacak.. Kesinlikle katılıyorum incelemen kitabı hemen okumama teşvik etti teşekkürler 
Gül Dane
Ortak bir tarih tezine sahip olmayan milletten millî birlik ve beraberlik beklemek ahmaklık olur.
İmam Hatip lisesindeki tarih dersi ile fen lisesindeki tarih dersi, İzmir'deki tarih ile Konya'daki tarih dersi aynı olmadıkça bu ortak tarih tezi sağlanamaz..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.