Gönderi

MİRAÇ GECESİ'NE HZ.MUSA MÜHRÜ
Beytü'l Makdis,özellikle Kutsal Kaya civarı,Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Mirac hadisesi ile son derece irtibatlıdır.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Mirac Gecesi uğramış olduğu mekânlar buralardır ve Mirac Gecesi cereyan eden hadiseler de bu mekânlarla ilişkilidir.Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in Mekke'den Kudüs'e inişi, biniti Burak'ı bağladığı yer,bütün peygamberlere namaz kıldırdığı mekân, kendisini Cennet hurilerinin karşıladığı yer,Ref Ref ile göğe yükseldiği makam gibi Mirac öncesi birtakım hadiselerin yaşandığı alanlar buralar olup bu mekânların hepsi Beytü'l Makdis arazisi içindedir... Mirac hadisesinde,Mekke'den Kudüs'e geliş(İsra) sonrasında Kudüs'te yaşananlar ve göğe yükseliş(Mirac) cereyan etmiştir.İsra'nın(Gece Yolculuğu) ve Kudüs'e indikten sonra yaşananların nerelerde vuku bulduğu İslam uleması tarafından başta Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in anlatımıyla tek tek tespit edilmiştir.Peki ya göğe yükseliş sonrası? Yine Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhisselam tarafından Mirac Gecesi yaşananlar da bize tek tek anlatılmıştır.Burada İlginç olan şey,Kutsal Kaya ve civarının Mirac öncesi yaşananlarla irtibatlı olması gibi Mirac'da yaşananlarla da irtibatlı hale getirilmesidir.Mescid-i Aksa alanındaki Musa Kubbesi bunlardan biridir. Mirac Gecesi öyle bir Hadise yaşanmıştır ki.bu olaylar dizesiyle bize çok önemli mesajlar verilmektedir. Bugün beş vakit olarak kıldığımız namazın aslında elli vakit kıymetinde olduğunu,Allah Teala'nın,Peygamber Efendimiz'in isteklerini kabul etmedeki derin hikmeti ve Peygamberimiz'in ümmetine karşı olan şefkati açıkça görülmektedir. Hem Buhari'de hem de Müslim'de geçtiği üzere Peygamber Efendimiz Mirac Gecesi Yaşanan bu hadiseyi bizzat anlatmıştır. Göğe yükselme(Mirac) hadisesinde,gök tabakalarındaki seyahatlerinde başta Hz. Adem olmak üzere Hz İdris,Hz Musa,Hz İsa ve Hz.İbrahim Aleyhisselam ile görüşmüştür.Bu görüşmeler Müslim'de şöyle anlatılmaktadır: “O zaman Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı.Bu farziyeti yüklenerek döndüm.Derken Mûsâ Aleyhisselam'a rastladım.Mûsâ bana,'Rabbin ümmetine neleri farz kıldı?' diye sordu.Ona,'Elli vakit namaz farz kıldı' dedim.Mûsâ bana,'Rabbine dön de şefaat et, zira ümmetin buna tâkat getiremez'dedi. Bunun üzerine Rabbime müracaat ettim Allah Teala şatrını(bir kısmını) indirdi. Ben yine Mûsâ'nın yanına dönerek durumu kendisine haber verdim,'Bir kısmını indirdi' dedim.O yine 'Rabbine mürâcaat et,zira ümmetin tâkat getiremez'dedi. Ben yine Rabbime mürâcaat ettim.Allah Teala kalanından bir kısmını indirdi.Mûsâ Aleyhisselam'ın yanına yine döndüm.O tekrar 'Rabbine dön,zira ümmetin buna dayanamaz' dedi.Bir daha mürâcaat ettim.Allah Teala 'Onlar beştir,yine onlar (sevap itibariyle) ellidir.Benim nezdimde hükm-ü kaza değişmez' buyurdu.Musa'nın yanına döndüm.O yine, 'Rabbine dön'dedi.Ben de 'Artık Rabbimden utanır oldum' dedim. ” Bu ilim binasını Hz Musa'nın isminin verilmesi,Eyyûbiler ve Memlüklülerde yaygın olan,Peygamber makamlarına (bu bazen o zatın hatırasını geçtiği ya da vücuduna ait bir parçanın defnedildiği bir yer olabilir) o Peygamber'i hatırlatıcı dua mekânları inşa etme geleneği ile alakalı olabilir.
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.