Gönderi

Kurumsal bir tarikat bağına sahip olmadıkları anlaşılan bu muvelleh dervişlerin özelliklerine baktığımızda, muvellehliğin onlardaki tezahür biçimlerinin temelde yerleşik dini ve toplumsal yapıya bir muhalefet üzerine inşa edilmiş olduğunu görmekteyiz. Bu muhalefetin yansımaları olan namaz kılmama, oruç tutmama, giyim-kuşam konusunda tiksindirici bir tarz benimseme, temizlik esaslarına riayet etmeme, insanlardan uzakta zorluklar içinde yaşama, çok gülme, vecd halinde ateşe girme, uyuşturucu kullanma, paradan uzak durma gibi hususlar çoğunlukla Kalenderi ve Haydari gibi Melami-meşrep dervişlerde de görülen tavırlardır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu dervişlerin hiçbiri için bir tarikat bağından söz edilmemesidir. Onlar bir tekke veya zaviyeye bağlı dervişlerden ziyade, izbe köşelerde yaşayan bir nevi münzevi derviş prototipi çizmektedirler. Tasavvuf literatüründe bu tür dervişler için genelde "meczub" kavramı kullanılır. Meczub kavramı şeyhi olmayan ve doğrudan Allah'a ulaşan dervişleri ifade etmek için kullanılan bir tabirdir.¹³⁴ Bundan dolayı muvelleh kavramıyla meczub kavramı arasında bir yakınlık olduğunu dile getirmek yanlış olmayacaktır. Muvelleh dervişlerle aynı özelliklere sahip bazı dervişlerin, kaynaklarda meczub sıfatıyla yer alması¹³⁵ bu yakınlığı gözler önüne sermektedir. Hatta İbn Tağriberdî'nin Süleyman et-Türkmânî için aynı anda hem muvelleh hem de meczub kavramlarını peşpeşe kullanması,¹³⁶ yakınlıktan öte bir aynilik durumu olduğuna işaret etmektedir. Kavramların işaret ettiği ortak özelliklere dikkat çeken Josef W. Meri, muvelleh kavramının meczub velinin farklı bir tipi olarak göründüğünü söylemektedir.¹³⁷ ¹³⁴ el-Ömerî, Mesâlik, c. VII, s. 219. ¹³⁵ Bkz. İbn Kadı Şuhbe, Târîh, c. I, s. 560; İbn Tağriberdî, el-Menhel, c. VII, s. 135; Şemseddin Muhammed b. Abdurrahman es-Sehâvî, ed-Dav'u'l-Lâmî li Ehli'l-Karni't-Tâsî, (Beyrut: Dâru Mektebeti'l-Hayâh, t.y.) c. VI, s. 61; Ebû Abdurrahman Abdulvehhab b. Ahmed b. Ali el-Mısrî eş-Şârânî, Levâkihu'l-Envâr fi Tabakâti'l-Ahyâr (Tabakâti'l-Kubrâ), tah. Abdurrahman Hasan Mahmud, (Kahire: Mektebu'l-Âdâb, 2001), c. II, s. 732-734; İbnu'l-İmâd, Şezerât, c. VIII, s. 246. Haydarilik'in kurucusu olan Kutbeddin Haydar'ın da meczub sıfatıyla tasvif olunduğu görülmektedir. Bkz. Devletşah, Tezkire-i Devletşah, çev. Necati Lugal, (İstanbul: MEB Yayınları), 1994, c. I, s. 297; Ahmed b. Celaleddin Muhammed el-Hâfî, Mucmel-i Fasîhî, tah. Mahmud Ferruh, (Meşhed: Kitabfurûş-ı Bâstân, 1341), c. II, s. 288. ¹³⁶ Ebu'l-Mehasin Cemaleddin Yusuf İbn Tağriberdî, ed-Delîlu'ş-Şâfî ale'l-Menheli's-Sâfî, tah. Fehim Muhammed Şeltut, (Mekke: Câmiatu Ummi'l-Kurâ, 1980), c. I, s. 322. ¹³⁷ Meri, The Cult of Saints, s. 99
Sayfa 82 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
·
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.