Gönderi

Tutarlı Tutarsızlık Piyasa Partilerinden Kurtulmadan Demokrasi Hayaldir 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi bugün uygulanan serbest piyasa (serbest ahlaksızlık) ekonomisi 24 Ocak kararları ile yaşam buldu. İki hedefi vardı; ✓ Özelleştirmeler ile tam bağımsızlığı sattırmak, 24 Ocak kararları bunu sağladı ✓ İkincisi tam bağımsızlığı satacak piyasa siyasi partiler ve başında ki işbirlikçileri kontrol etmek. Siyasi partiler yasası bu fırsatı verdi. Her ikisi de Türk ulusunun aleyhine yasalardı. Bugün ki dini siyasete alet eden zihniyet bu yasaları iptal ederek devrim ve kamulaştırma kararları almak yerine Anayasanın ilk dört maddesini hefef alması kimseyi şaşırtmamalı. Bu dinci ve kinci zihniyet 2002 yılında siyasi partiler yasasını değiştireceğim diyerek sözünü tutmamıştır. Bu bilgiyi tutarlı bir tutarsızlık Çünkü federasyon Anayasası ile ülkemizin bölünme ve parçalanmaya götürecek bir süreci açar. Her ikisi de sorumsuz bir toplum yüzünden sorunsuz gerçekleşti. Bu kadar çok tutarsız siyasi partilerin bu kadar çok tutarlı ve ateşli taraftarlarının olmasına bir anlam vermek çok zor. Bilinci sembol, slogan, marka, güç hayranlığı, biat ve itaat kültürü ile yozlaşmış bir toplumda tutarlı bir tutum bir tek kötülüğü yaşatan ısrarda görülür. Tutarsızlığın tutarlı bir taraftarı olmak yaşamın en büyük çelişkisi olsa gerek. Bir başkasının hakkını yönetme yetkisini isteme arzusunun bu kadar çok talibinin olmasını ve hakkını kendisiyle pazarlık konusu yapacak niyetlere yetki vermesini demokrasi olduğuna inananlar ile demokrasinin ne olduğunu anlamayan ve öğrenmek istemeyenlere anlatmaya çalışanların arasında saf bir çağda yaşıyoruz. Oysa demokrasi insanların başkaları ile birlikte haklarını pazarlık konusu yaptırmadan aracısız ve komisyoncuya teslim etmeden, vekaket vermeden kendi kendini yönetmesidir. Her siyasi parti ve ideoloji farklı bir bölücülüktür. Bölücü ideolojilerin yuvalandığı siyasi parti vekaleti ile temsil, egemenliği vesayet altına aldırmaktır. Partili, aracılı ve vekalet ile yönetim sistemleri sınıflı toplumların ayrıcalıklı sınıf burjuva lehine bir sömürge düzeninin halk alet edilerek ve demokrasi kılıfı ile kitlelerin kandırılarak uyuşturulduğu, aldatıldığı yönetim sistemleridir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesine uygun bir yönetim anlayışı hakim olacaksa bunun tek yolu aracısız, komisyoncusuz, partisiz, kimin Cumhurbaşkanı, kimin başbakan, kimin bakan olacağı önceden bilinmeyen partisiz parlamenter sistemin hayata geçmesini isteyen bir toplumun ortaya çıkmasına bağlıdır. Partili yönetim sistemlerinde hukuk devleti devre dışı bırakıldığı anda bir toplumun kaderi gücü ele geçirenin insafına terk edilir. Alışık sömürgeci düzenlerde oyun değil oyuncu değişir. Partili parlamenter sistem bir kumardır. Kurgulanmış kişilere teslim edilme ihtimali çok yüksek olan bu yöntemde sadece kime oynayacağını seçersin, sonucunu bilmeden sonunda kaybına katlanmak zorunda kalırsın. Oysa kendi kendini yöneten, kendini aldatmaz. | Önder KARAÇAY |
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.